YORUM | ALPER ENDER FIRAT
Ülke çok ağır bir ekonomik krizden geçiyor ancak bu kriz bir devlet harcamalarına uğramıyor bir de futbol kulüplerimize. Türkiye’de hem süper lig hem de birinci lig kulüplerine bakanlar, ülkenin parayı çok kolay kazanan bir petrol ülkesi olduğunu zannedebilir. Çünkü o kadar kolay harcıyor ve parayı zayi ediyorlar ki, bu muamele ancak emeksiz kazanılmış servetlere yapılabilir.
Transfer ayının başlamasıyla büyük kulüpler özellikle Fenerbahçe ve Galatasaray yine uçak indirme yarışına girdi. Yurt dışından kalkan uçaklar İstanbul’a sürekli olarak futbolcu taşıyor. Milyon dolarlar, on milyon eurolar havada uçuşuyor. Kulüpler birbirlerine çalım atmada, birbirinden futbolcu çalmada sınır tanımıyor. Fenerbahçe ve Galatasaray’ın bu sene aldıkları futbolcuların sadece bonservis bedeline ödedikleri para 50’şer milyon euronun üzerinde. Futbolculara ödenecek maaşları yani kontratın tüm maliyetini söylemiyorum bile. -Bu rakamlar her an değişebilir, çok daha fazla artabilir.- Bu elli milyon euro insanın ağzından kolayca çıkıyor da Türk parasıyla 1,5 milyar tl ediyor. Bir kulübün bir yılda bonservis bedeli diye ödediği bu para Avrupa ya da Suudi Arabistan liglerinde ödenen paralara göre küçük gözükebilir ama Türkiye’nin en azından bu dönem ekonomisi onlarla kıyas bile edilecek durumda değil biliyorsunuz.
Hani büyük kulüpler de olsa neticede bunlar Türkiye’nin kulüpleri ve ülkedeki büyük ekonomik krizden -normal şartlarda- kendilerini vareste tutmaları mümkün değil.
Fenerbahçe, Galatasaray her sene olduğu gibi bu sene de geçen seneki takımlarını yıkıp yeni takım kurdular. Galatasaray geçen seneki başarıya rağmen yeni sezona tam 12 yeni futbolcu transfer ederek girdi. Fenerbahçe teknik direktör ve futbol anlayışını tamamen yıkıp başka bir anlayışla yeniden takım kurdu. Aynı başkan ve aynı yönetim kurulu üyeleri bir önceki yılın anlayışını tamamen yıkıp Jorge Jesus’la farklı bir formata geçmişti. Bu sene Jesus’la yaptığı değişikliklerin hepsini yıkıp yeni bir şey kurdu. Neticede kulüplerimiz her sene yüz milyonlarca euroya mal olan bir yapboz tahtasından başka bir şey değil.
Beşiktaş’ın, Trabzonspor’un, Adana Demirspor’un da onlardan farkı yok. Gelenler gidenler, alınanlar satılanlar ve sürekli değişen ve her biri milyonlarca euroya mal olan kararlar.
Dünyanın aklı başında hiçbir futbol kulübünde her yıl bu kadar futbolcu alınıp, bir o kadar da futbolcu bir sezon sonra gönderilmez. Bu denli öngörüsüz insanlar futbolu ve futbolun parasını yönetemez. Yoksulluk, ekonomik kriz toplumun bütün katmanlarını çok derinden etkilerken futbolun semtine uğramıyor olması sizce de garip değil mi? Teşbihte hata olmasın ama kulüpleri yönetenler cenaze evinde halaya kalkmış gibi duruyor.
Cebinde ekmek alacak parası olmayanların ölümüne AKP’yi savunması gibi, ay sonunu nasıl getireceğini bilemeyen milyonlarca insan da tuttukları kulüplerin böylesine savurgan ve hoyrat para harcamalarına kahramanlık destanı yazıyorlar. Buradan futbol üzerinden kara para aklandığını söylemiyorum, hele büyük kulüplere böyle ithamlar yapmak elinde çok güçlü deliler yoksa çirkin bir davranıştır.
Benim söylemeye çalıştığım futbol sektörünün bu kadar kolay para harcaması bana tuhaf geliyor. Suudlar gibi petrolümüz yok, Avrupa ligleri gibi çok yüksek yayın ve stat gelirlerimiz yok. Ama harcayacak paramız var. Tamam harcayacak paranız da var anladık, bari ülkedeki bu kadar yoksulluk çeken insanların gözlerinin içine bakarak yapmayın bu savurganlığı.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***