Oğulcan ÖZGENÇ
ANKARA – İlaç Euro kuru geçtiğimiz günlerde yapılan düzenleme ile Temmuz itibariyle yüzde 30,5 oranında arttırılarak 10,7 liradan 14 liraya çıkarıldı. İlaç kurundaki bu düzenleme ilaç fiyatlarında da yüzde 30,5’lik artış anlamına geliyor.
Yapılan kur düzenlemesi, yurttaşların ilaç fiyat farklarının ve ödedikleri katkı paylarının artmasına neden olurken; İlaç Fiyat Kararnamesi’ndeki düzenlemeye göre ilaçlara zam geldikçe eczacıların kar oranı düşüyor. Bununla beraber; yükselen döviz kuru dikkate alındığında ilaç firmaları, kur düzenlemesindeki artışı yetersiz bulduğu için Türkiye pazarından çekiliyor ve ilaç krizi baş gösteriyor.
Yurttaşlar ilaçlara ulaşmakta zorlandıklarını belirterek zor ekonomik koşullarda ödedikleri ilaç fiyat farklarından ve katkı paylarından şikayet ediyor. Eczacılar ise yapılan ilaç zammının ilaç zincirinde sadece ilaç firmalarına yaradığını, hem yurttaşları hem de eczacıları gözeten düzenlemelerin yapılmasını talep ediyor.
‘PİYASADA DÖRT İLAÇTAN BİR TANESİ YOK’
Eczacılık yapan Tuğçe, ilaçta kur düzenlemesinin geçtiğimiz senelerde yılda bir kez yapıldığını ancak 2015’ten beri artan döviz kuru sebebiyle söz konusu düzenlemenin yılda iki kez yapılmaya başlandığını belirtiyor. Tuğçe, Türkiye’de dışa bağımlı bir ilaç sektörü olduğunu belirterek, “Türkiye’de ilaç sektörü sermaye bağımlı. Kamunun ürettiği bir ilaç yok. Bütün ilaçlar sermaye üzerinden dönüyor. Sermayenin de çalışma mantığı kar üzerinden işlediği için güncel döviz kuru ile ilaç kuru arasındaki makas arttığından firmalar ilaçlarını Türkiye’ye göndermiyor” diyor.
Bu durumun ilk olarak yurttaşlar bakımından değerlendirmesi gerektiğini belirten Tuğçe, halk sağlığının ilaç firmalarının insafına bırakıldığını ifade ediyor. İlaç firmalarının halkın ilaçlara erişimini kolaylaştırma çabasının olmadığını vurgulayan Tuğçe, “Piyasada dört ilaçtan bir tanesi yok. Kanser, tansiyon, şeker gibi komplike tedavileri gerektiren hastalıklarda hastalar ilaçlara ulaşmakta sıkıntı yaşıyor” ifadelerini kullanıyor.
Tuğçe’nin söylediklerini, yatağa bağımlı annesinin bakımını üstlenen Semiha şu ifadelerle doğruluyor:
“Solunum cihazına bağımlı olarak yaşayan annemin bakımını üstleniyorum. Bu nedenle ilaçlarını ben takip ediyorum. Annem ayrıca tansiyon hastası, elimdeki reçeteyle annemin tansiyon ilacını almaya gittiğimde ellerinde ilaç olmadığını, birkaç gün sonra geleceğini söylediler. Eczane eczane dolandım.”
‘YURTTAŞ İLACA ERİŞSE BİLE KARŞILAYAMIYOR’
İlaca ulaşmaktaki sıkıntının yanı sıra yapılan kur düzenlemesi ile ilaç fiyat farkları ve katkı paylarında da ciddi bir artışın gerçekleştiğini belirten Tuğçe, “SGK ile devlet masaya oturuyor. İlaç için belli bir geri ödeme tutarı belirleniyor. İlaç firması 30 lira istiyor. SGK 20 lirasını ödüyor. Kalan tarafını yurttaş ödüyor. Yani yurttaş, ilaca erişse bile kur düzenlemesi nedeniyle ilacı karşılayamıyor” diyor.
Eczacılar Birliği’nden Erdal Kart da bu durumu şöyle ifade ediyor:
“Kurda artış olduğunda ilaç fiyatları da artıyor. Reçetesiz ilaç alınıyorsa yurttaşlar artıştan çok ciddi boyutta etkilenmiş oluyor. SGK ile ilaçları alınıyorsa ödenen ilaç farkları artıyor. Yurttaşlar sağlığı için daha fazla harcamış oluyor. Türkiye’de hastaların yüzde 90’ına yakını sigorta kapsamında alıyor. Bu bakımdan yurttaşların en fazla etkilendiği nokta fiyat farklarının artması.”
Hastaneden evine gidene kadar cebinden çıkan paranın hesabını tutmakta zorlandığını belirten Necati, ilaç fiyat farklarından ve katkı paylarından şikayetçi yurttaşlardan sadece birisi. Göz rahatsızlığı sebebiyle hastaneye gittiğini ifade eden Necati, “Doktor reçeteye iki göz damlası ve bir ağrı kesici yazdı. Eczanede 25 lira ilaç fiyat farkı ödedim. İlaç fiyat farkı yetmiyor bir de emekli maaşımdan SGK katkı payı diye 30 lira kesinti yapılıyor” diyor.
‘HASTA İLE ECZACI KARŞI KARŞIYA KALIYOR’
Kur düzenlemesi eczacıları ve ilaç depolarını da etkiliyor.
Erdal Kart, İlaç Fiyat Kararnamesi’nde eczacıların karını belirleyen baremlerin olduğunu belirtiyor. Bu düzenlemeye göre ilaçların fiyatı arttıkça eczacıların karının düştüğüne dikkat çeken Kart, “Bu baremler hangi fiyat aralığındaki ilaçların ne kadar kar bırakacağını belirliyor. Türkiye’de ilaç fiyatları zam aldığında eczanelerin brüt karı düşüyor. 0-328 lira arasında devlet eczacının karını yüzde 28 olarak belirliyor. 328 liranın üstüne çıktığında yüzde 18 kar belirlenmiş. İlaç fiyatları arttıkça düşük fiyatlı ilaç kalmıyor piyasada. Sonuç olarak; ilaç zammı geldiğinde eczacıların karı düşmüş oluyor” ifadelerini kullanıyor.
Tuğçe ise eczacılar açısından kur düzenlemesinin yarattığı olumsuz bir diğer boyuta işaret ediyor:
“Bir reçete geldiğinde eczacı reçeteyi karşılayamıyor. Fiyat farkı arttığı için eczacı bu farkı hastadan temin etmek durumunda kalıyor. Bu durumda hasta ile eczacı karşı karşıya kalıyor. Yani sistemsel olan bir durum eczacı ve hastaya yansıyor.”
‘İLAÇ DEPOLARININ SERVİS SAYISI AZALIYOR’
Erdal Kart ise ilaç zincirinin bir halkası olan ilaç depolarının daha sancılı bir süreçten geçtiğini vurguluyor. Depocu karında 14-15 yıldır düzenleme yapılmadığını vurgulayan Kart, “Düzenleme yapılmadığı için onlar ya küçülmeye gidecek ya personel çıkarmaya başlayacak ya da eczanelere getirdikleri servis sayısını azaltacaklar. Benzine de zam geliyor ve depolar sürekli taşıma yapıyor. Bu durum hastanın ilaca erişimini zorlaştıracak. Hastalar, servis sayısı azaldığı için ilaçlarını daha sonra alacak” ifadelerini kullanıyor.
‘MEVCUT DURUM SÜRDÜRÜLEMEZ NİTELİKTEDİR’
Tüm Eczacılar İşverenler Sendikası Genel Başkanı Nurten Saydan ve Ankara Eczacı Odası Başkanı Taner Ercanlı etkili iyileştirmelerin yapılması gerektiği görüşünde.
Saydan, yeni kur düzenlemesinin hastaların ilaca ulaşması için yeterli olmadığını belirterek “Bu güncellemenin sadece yaranın pansumanı niteliğinde kalacağını belirtmek isteriz. Gerçek Euro kuru ile ilaç Euro kuru arasındaki farkın kapanmaması, bu krizin tekrar gündeme gelmesine sebep olacaktır. Artan maliyetler ve genel giderlerin bulunduğu bu ortamda, mevcut durum sürdürülemez niteliktedir” diyor.
Ercanlı ise eczacılar olarak önemsedikleri noktanın hastaların ilaçlara ulaşması olduğunu vurgulayarak, “İlaçların fiyatını belirleyenler biz değiliz. Bunları Sanayi Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı belirliyor. Dolayısıyla bizim vurguladığımız nokta, halkın ilaçlara erişebilmesi. Halkın ilaca erişebilmesinin önünde ne engel varsa kaldırılması lazım” ifadelerini kullanıyor.
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***