Oğulcan ÖZGENÇ
ANKARA – Çevrimiçi flört uygulamaları hayatın bir parçası haline geldi. Dünyada “Yalnızlığa son”, “Arkadaş edin ve buluş”, “Aşkta riski azalt” gibi sloganlarla piyasaya sürülen bu uygulamaları, Türkiye’de 7,4 milyonu kişi kullanıyor.
Peki, üyeler bu uygulamaları neden kullanıyor? Kullanıcılar, uygulamalar hakkında ne düşünüyor? Uygulamaların çeşitliliği göz önünde bulundurulduğunda hangi uygulama ne için tercih ediliyor? Karşılaşılan sorunlar neler? Biz sorduk, çevrimiçi flört uygulamalarını kullananlar yanıtladı
‘OLUMSUZLUĞA SÜRÜKLENDİĞİMDE KULLANIYORUM’
Aylin, Türkiye’de kullanıma açık olan Bumble ve OkCupid uygulamalarını tercih ettiğini belirtiyor. Feminist bir flört uygulaması olarak geliştirilen Bumble’da eşleşmenin ardından ilk olarak kadınların mesaj atıyor olması ve OkCupid’de kullanıcıların birbirini daha iyi tanımasına yönelik soruların yanıtlanması Aylin’in bu uygulamaları tercih sebeplerinden.
Bu uygulamaları ne zaman kullanmaya başladığını sorduğumuzda önceki romantik ilişki deneyimlerine değiniyor: “Çok sıkıldığım bir dönemde kullanmaya başlamıştım. Bir sene boyunca sevdiğim birinden olumsuz yanıt alınca artık unutmalıyım deyip girdim. Bir süre sonra kapattım. Daha sonra uygulamadan tanıştığım birisiyle yine olumsuz bir deneyim yaşadım ve uygulamayı tekrar açtım. Aslında biraz olumsuzluğa sürüklendiğimde kullanıyorum ama uygulama da pek iyi gelmiyor.”
‘HEM ŞEFFAF HEM ÖZGÜVEN VERİYOR’
Bumble, Tinder, OkCupid uygulamalarını kullanan Serkan ise uzun ilişkisini bitmesinden sonra kullanmaya başladığı flört uygulamalarının kendisine iyi hissettirdiğini belirtiyor:
“Uzun ilişkimden çıktıktan sonra bir üç beş ay kadar depresyon sayılabilecek şekilde eve kapattım kendimi. Bir arkadaşım aracılığıyla kullanmaya başladım. Baktım ki yavaş yavaş akmaya başlıyor sohbetler. Bana biraz toparladığımı hissettirmeye başladı. Bana özgüven verdi. Çünkü uzun ilişkimden çıktıktan sonra bir kadınla nasıl konuşulur, nasıl sohbet edilir unutmuştum.”
Melis de çevrimiçi flört uygulamalarının kullanıcılarından biri olarak bu uygulamalarda diğer sosyal medya platformlarına nazaran daha rahat hissettiğini belirtiyor:
“Instagram gibi sosyal medya platformları aracılığıyla da birileriyle tanışıp konuşabiliyoruz fakat flört uygulamalarının asıl amacının zaten tanışmak olması, birileriyle konuşurken bana daha rahat hissettiriyor. Herkesin uygulamayı ne için kullandığı belli. O yüzden bu uygulamalar daha şeffaf.”
‘NOSTALJİK AŞKLAR KALMADI ARTIK’
Aylin ve Serkan, flört uygulamalarının duygusal bağlılıklar geliştirilebilecek bir uzun ilişki kurmak için işe yaramadığı görüşünde ortaklaşıyor.
Kullanıcıların bu uygulamalarda “beğenilecek” ya da “sağa kaydırılacak” fotoğraflar seçmek zorunda olduğunu ve kadınlar açısından bu durumun erkeklerin zevklerine uymak için gerçekleştirildiğini ifade eden Aylin, durumun “tüketim” boyutuna dair şunları söylüyor:
“Arada duygusal bir bağ olmadığında kurulan ilişkiler sadece kişinin zevkine hizmet eden hale geliyor. Kurulan ilişkide karşı taraftan bağımsız en önemli şey benlik oluyor. Bir kadın olarak erkeklerin sınır ihlal eden ısrarlarıyla karşılaştığım da çok oluyor”
Serkan da kullanıcıların birbirini sadece fotoğraflar aracılığıyla gördüğünü belirterek bu uygulamaları romantik ilişki kurmak için kullanmadığını ifade ediyor:
“Bu tarz uygulamalarda aşkı bulmak biraz daha geri planda. Bu uygulamalar benim için daha kısa süreli ilişkiler için kullandığım yerler. Düzenli bir ilişkinin ardından birisine bağlanmaktansa boşa düştüğüm zaman kullandığım uygulamalar kısacası. O nostaljik aşklar kalmadı artık. İlişki, bir karşılaşmayla başlar ama günümüz koşullarında bu durum ortadan kalktı maalesef.”
‘ORGANİK YOLLARLA TANIŞMA OLASILIĞIMIZ AZ’
Hornet, OkCupid, Bumble ve Tinder uygulamalarını kullandığını ve bu uygulamaları amaçlarına göre ayırdığını belirten İranlı göçmen Ali, romantik bir ilişki için Bumble ve OkCupid’i, cinsellik odaklı yakınlaşmalar için Tinder ve Hornet’i kullandığını söylüyor. Ali, bu uygulamaların bir “vitrin” olduğunu ve kendini bir “ürün” gibi hissettiğini ifade etse de LGBTİ+’lar için önemli olduğunu ifade ediyor:
“Ben, açık kimlikli bir LGBTİ+ olarak yaşamaya başladıktan sonra bu uygulamaları kullanmaya başladım. Bizim organik yollarla tanışma olasılığımız çok az. Mesela Ankara’da gidebileceğimiz mekanlar da çok güvenli değil. Gidebileceğimiz gay barlara heteroseksüel erkekler de geliyor. Bu yüzden bu mekanlar bizim için güvenli olamayabiliyor.”
Ali, bu uygulamaları kullanırken dikkatli olduğunu belirterek, “İranlı bir göçmen olduğum için daha çok dikkat ediyorum. Çünkü başıma bir şey gelse başvurabileceğim bir yer yok. Türkiye’de yaşayan göçmen bir LGBTİ+ olarak, ırkçılığa uğrama ihtimalim de var” diyor.
‘BU UYGULAMALARI POLİTİK ANLAMDA SAHİPLENMELİYİZ’
Cinsel yönelimini panseksüel, cinsiyet kimliğini ise non-binary olarak tanımlayan Dicle de kendisini rahat ve güvende hissedebileceği bir ortam olarak gördüğü için bu uygulamaları kullandığını belirtiyor. Bu uygulamalarda uzun ve romantik bir ilişkilerin oluşma potansiyelinin hiç de az olmadığını belirten Dicle, “ ‘Bu uygulamalardan aşk bulunmaz’ diyerek muhafazakâr tutumlar takınan insanlar beni çok rahatsız ediyor. Sonuç olarak geçtiğimiz senelerde siyasi iktidar bu uygulamalardan birisi olan Hornet’i yasakladı. Ya da Grindr uygulaması yasaklanan bir uygulama. Bunlar bir yaşam tarzına, bir varoluş biçimine yapılan saldırıdır. Bu yüzden bu uygulamaları politik anlamda sahiplenmeliyiz” ifadelerini kullanıyor.
‘KONUMUMUN BİLİNİYOR OLMASI BENİ ÜRKÜTÜYOR’
Dicle, uygulamaları kullanırken yaşadığı sorunlar için şunları söylüyor:
“Buluştuğumuz zaman attığı fotoğraftakinden başka bir insanla karşılaştığım buluşmalar oldu. Bu büyük bir güvenlik problemi. Buluşmak üzere bir araya geldiğinde ya da evine gittiğinde saldırgan birisiyle karşılaşmak da bir güvenlik problemi mesela. Bununla beraber; bedenime yönelen sözler, özgüvenimi düşürebiliyor.”
Melis de flört uygulamalarını kullanırken karşılaştığı benzer problemleri, bazı anlarda hiç güvende hissetmediğini belirterek şöyle anlatıyor:
“Bu uygulamada tanışıp uzun süre konuştuğum birisi buluştuğumda garip tavırlar sergilemişti. Onunla bir daha görüşmek istemedim fakat bir süre yazmaya devam etti. O an güvende hissetmemiştim. Çünkü uygulamanın konum kısmını açık olarak kullanıyordum ve sadece uygulamadan tanıdığım birinin konumumu biliyor olması beni ürkütüyor açıkçası.”
Çevrimiçi flört dosyası – 1 | Tact’ten Tinder’a ‘flörtün’ dijital yolculuğu: 4.94 milyar dolarlık aşk pazarı
Çevrimiçi flört dosyası – 2 | Dating App kullanımındaki üç önemli neden: Merak, ihtiyaç, hız
Çevrimiçi flört dosyası-3: ‘Aşkın metalaşması, emeğin metalaşması ile ilişkili’
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***