2015 yılını hatırlayın. Çok uzak bir zaman sayılmaz.
Avrupa’nın uzun yıllar sağ hükümete teslim olmuş ülkelerinden birinde yüzde 4’lik oy oranını bir anda yüzde 35’in üstüne çıkararak iktidara bir sol parti geldi. Bu sol parti ve genç lideri başta Avrupa ve Türkiye’de bir umudun fitilini ateşledi. Yıllarca sağ siyaset ve yaşlı erkekler tarafından yönetilen ülkelerin insanları; fakir ülkenin genç yiğidinin başarısını heyecanla izledi. Birçok ülke Yunanistan’daki bu sol ittifakın zaferini önemsiyor ve örnek alıyordu. Avrupa da yeni Aleksis Çipras’lar doğurmanın peşine düştü. Özellikle İspanya bu fikri çok sevmişti.
Neler vaat etmişti Avrupa’nın genç lideri? Borçların kısmen silinmesi, bedava elektrik, kira ve gıda desteği, sağlık ve emeklilik maaşları reformu, ulaşım reformu, zenginlerin vergilendirilmesi, istihdam programı, ödenemeyecek borçların silinmesi, asgari ücret ve demokrasi.
SYRIZA, Yunanistan’da kıpkırmızı bir ateşi yakarken Avrupa Birliği ve finansal çevreler bu seçimin sonucundan oldukça endişeliydi. Ancak her şeye rağmen SYRIZA hem yarattığı sempati hem de kaygı ile sadece Yunanistan değil, Avrupa çapında önemli bir politik aktöre dönüşmüştü.
Peki ne oldu? O kıpkırmızı ateş nasıl söndü?
UMUTTAN HAYAL KIRIKLIĞINA
SYRIZA, 2015 yılında hükümeti merkez sağ parti Nea Demokratia’dan devraldı. İflas eşiğine gelen ülkede işsizlik hat safhaya çıkmış, yaşam koşulları ağırlaşmış, emekli maaşını dahi çekemezken insanlar, kimsenin iktidara güveni kalmamıştı. Bu iklimde SYRIZA’nın işi hiç kolay değildi. Üstelik masaya oturacağı Troyka (AB- Avrupa Merkez Bankası ve IMF) şartları oldukça zorluyordu. Sol hükümetin Maliye Bakanı ise açıklamalarıyla o dönemin en çok konuşulan ismi olmuştu: Yannis Varoufakis. Yeni bakan asla ve asla Troyka ile masaya oturmayacaklarını söylüyordu. Çipras ise “Bize kimse şantaj yapamaz” diyordu. Ancak söylenenler olmadı.
Çipras kazandığı seçimin ardından ülkeyi referanduma götürdü. Zira Troyka kurtarma programını uzatmayı reddetmiş, Çipras ise kreditörlerin Yunanistan’a nakit akışının yeniden sağlanması karşılığında öne sürdüğü koşulları halkın oylamasına sunmuştu. Bu kırmızı umuda tutunan Yunan halkı yüzde 61 ile kurtarma paketine “hayır” demişti. 1 hafta sonra ise Çipras hükümeti, Euro grubu ile anlaşmaya vardı. Çipras “zorlu bir mücadele ile” bir “büyüme paketi” aldıklarını ve borçların yeniden yapılandırılmasını kabul ettirdiklerini söyledi. Ancak toplantıdan tam 2 gün sonra bir gelişme yaşandı. Euro grubu ortakları anlaşma masasında Maliye Bakanı Yannis Varoufakis’i görmek istemedi. Çipras da ilk kelleyi keserek önlerine verdi. Varoufakis’in istifası SYRIZA’nın ilk çatlaklarından biri oldu.
Ve sonra sırasıyla; SYRIZA’nın verdiği sözleri tutamaması, kurtarma paketi anlaşmasında pasif kalması, Makedonya barışı ve Mati yangını…
Yunanistan’da iktidarın değişmesi için çanlar çalmaya başlamıştı. 2018 yılında Kurtarma paketleri, kemer sıkma önlemleri, ekonomik durgunluk ve yıkımın nihayet sona erdiğini açıkladı ancak bu da yeniden iktidarı kazanmasına yetmedi.
MİÇOTAKİS ‘HANEDANI’ GERİ DÖNDÜ
2019 yılında seçime giden Yunanistan’da bu kez zafer Nea Demokratia partisinin oldu. Nea Demokratia’nın başına Yunan siyasetinin en tanıdık ailelerinden biri geçmişti. Daha önce partinin genel başkanlığını yapmış Konstantinos Miçotakis’in oğlu Kiryakos Miçotakis. Ablası Dora Bakoyanni, ülkenin dışişleri bakanlığı görevini yürütmüş ve bu kez kardeşinin liderliğinde Meclis’e geri dönmüştü.
2019 seçimlerinde Miçotakis’in partisi ND 158 koltuk kazanırken, SYRIZA ana muhalefet partisi konumuna düşerek 86 koltuk alabilmişti. Üçüncü parti ise merkez sol PASOK-KINAL ittifakı olmuştu. Yunanistan’ın anıtı Komünist Partisi ise yüzde 5,30 oy oranı ile 15 koltuk kazanabilmişti.
Bu seçimde iki yeni parti de Meclis’te yerini almıştı. SYRIZA’dan istifa eden Yanis Varoufakis kurduğu MERA25 ve sağcı Kiryakos Velopoulos’un Helen Çözümü. Helen Çözümü 10 koltuk kazanırken MERA25 9 koltukla Meclis’te kendine yer bulabilmişti. 2019 seçimlerinde bir başka ilk ise, Nazi partisi olarak bilinen ve yakın zamanda suç örgütü kabul edilen Altın Şafak yüzde 3 barajını aşamamış ve Meclis’e girememişti. Meclis’e giremeyen bir başka parti ise SYRIZA içinde bayrak açarak istifa eden eski Meclis Başkanı Zoi Konstantopoulou’nun kurduğu Özgürlük Rotası olmuştu.
MİÇOTAKİS’İN MİLLİYETÇİ POLİTİKASI
Göreve başlayan Miçotakis’in ana politikasını “milliyetçilik” oluşturdu. Miçotakis’in ve Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’ın Türkiye çıkışları, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile zaman zaman gerginlikleri tabanını daha da kuvvetlendirdi.
Yunanistan bu sene tam 4 yıl sonra yeniden seçime gitti. 22 Mayıs’taki gerçekleşen ilk seçimlerde Miçotakis’in liderliğindeki ND, yüzde 40 oy oranına rağmen 5 milletvekiliyle tek başına iktidar olmayı kaçırdı. Çipras liderliğindeki SYRIZA ise yüzde 20 ile oy oranını düşürerek tarihi bir farka sebebiyet verdi. PASOK-KINAL ise son seçimlere nazaran oy oranına artırmayı başararak yüzde 11,5’e çıkardı. Komünist Parti ise yine dördüncü sırayı koruyarak ve oy oranını 2 puan artırarak Meclis’e girmeyi başardı. Ancak bu seçimdeki en büyük başarı sağ cephesinindi: Helen Çözümü ve Zafer Partisi Meclis’e girdi.
2019 seçimlerine göre Meclis’te sağcı partiler çoğunluğa geçerken, Varoufakis partisi MERA25 ve Zoi Konstantopoulou’nun partisi Özgürlük Rotası baraj altı kaldı.
MİÇOTAKİS İKİNCİ KEZ ZAFER KAZANDI
Hükümetin kurulamamasının ardından Yunanistan 25 Haziran’da yeniden seçime gitti. Aradan geçen 1 aylık süreçte SYRIZA’nın ana muhalefet olarak konumunu güçlendirmesi beklendi ancak başarılı olamadı. Birçok ülkedeki gibi SYRIZA da muhalefet etmeyi hükümeti eleştirmek sayıyordu. 25 Haziran seçimlerinde Çipras oylarını yüzde 17,83’e düşürdü. 22 Mayıs seçimlerinde 71 milletvekili kazanan SYRIZA, 25 Haziran’da koltuk sayısını 47’ye düşürdü. PASOK koltuk sayısını 32’den 41’e Komünist Parti ise 20’den 26’ya çıkarmıştı. Meclis’te bir başka sürpriz ise Altın Şafak’ın eski milletvekili İlias Kasidiaris’in de parçası olduğu Spartalılar da 10 milletvekiliyle Meclis’e girmesiydi.
Meclise girecek bir diğer parti Helen Çözümü, oyların 4,45’ini aldı. Oyların yüzde 3,70’ini alan Zafer partisi, Ortodoks kilisesiyle güçlü bağları olan aşırı muhafazakar bir parti olarak biliniyor. Zafer Partisi meclise 10 vekil gönderdi. Varoufakis’in partisi bir kez daha baraj altına kalırken Zoi Konstantopoulou’nun partisi Özgürlük Rotası bu kez barajı geçerek 8 milletvekilini Meclis’e gönderdi.
SOLUN YASI
Varoufakis, seçim sonrası sonuçları yorumlayarak “bu solun yasıdır” dedi. Seçimler sol cephe açısından tam trajediyken hükümet ise hemen ertesi gün kuruldu. Miçotakis’in kabinesinde Türkiye açısından özellikle iki bakanlığa gelecek isimler merak konusuydu. Dışişleri ve savunma. Bir önceki Dışişleri Bakanı Niko Dendias ile süren bir küs bir barışık politikanın yeni dönemde nasıl şekilleneceği merak edilirken kısa süre içerisinde Dendias’ın sürecin dışında kalmayacağını öğrendik. Dendias yeni kabinede Savunma Bakanlığı görevini üstlenirken Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’ye karşı sert söylemleriyle tanınan Gerapetritis’e verildi. İki bakanın da göreve başlamasının ardından iki ülkenin ilişkilerinde üstlenecekleri roller merak ediliyor.
Sol’a dönecek olursak. Varoufakis ne yazık ki haklı. Gerçekten sol cephe açısından bir yastır bu. Varoufakis, söylemlerinde haklı bir lider olsa da Yunan siyasetinde iyi bir siyasetçi olmayı beceremedi. Üstten söylemleri, halka inememesi ve sadece belirli bir entelektüel kesime hitap etmesi, nihayetinde onu bu seçimlerde baraj altında bıraktı. Varoufakis gibi isimler keşke üniversite kürsüsünden inerek gerçek manada toplumla daha yakından buluşabilse…
Çipras ise seçim gecesi değişimin mesajını vermiş ama daha fazla konuşmamıştı. Bugün istifa ettiğini açıklayarak yeniden aday olmayacağını da duyurdu.
Yunanistan’ın bir zamanlar genç başbakanı ve umudu artık SYRIZA ve ana muhalefet liderliğinden çekildi. Gözler şimdi Yunanistan’daki ana muhalefet liderinin kim olacağında. Ancak Yunanistan siyaseti yeniden sağ cepheye eğilirken Çipras’ın da dediği gibi “halkın sorunları anlayacak” SYRIZA’lar yeniden kurulmalı ve “muhalefet yapma gücünü” halktan almalı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***