Artı Gerçek – “Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelik”in 31 Mart 2020’den itibaren yürürlüğe girmesi sonrası, tutukluların karşılaşmaya başladığı hak ihlalleri sürüyor.
Yönetmenlikten 1 yıl sonra cezaevlerinde oluşturulan İdare ve Gözlem Kurulu (İGK), infazlarını tamamlayan tutukluların tahliyesini engelliyor. Uygulama için pilot cezaevi olduğu belirtilen Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde 35 yaşındaki Ferit Orak’ın da tahliyesi iki kez ertelendi.
Cezaevlerinde 14 yıl kalan Orak, 16 Aralık 2022 tarihinde tahliye olması gerekirken, şartlı tahliye hakkı iki kez 3’er ay ertelendi. Orak, 7 yıl tutulduğu Bolu Cezaevi’nde 16 Haziran’da tahliye edildi. Orak, cezaevinde yaşanan ihlaller ve tutukluların durumuna dair konuştu.
‘TAHLİYE GÜNÜ KAPIDAN BİR KAGIT ATIP GİDİYORLAR’
Bolu’da son 3 yılda 20’den fazla kişinin tahliyesinin engellendiğini aktaran Orak, bu süre içerisinde sadece iki tutuklunun tahliye edildiğini anlattı. Orak, “İnfazlar keyfi olarak 3 veya 6 ay erteleniyor. Neden serbest bırakılmıyor? Bildirilmiyor. Tahliye günü geldiğinde kapıdan bir kağıt atıp gidiyorlar. Eskiden gerekçeleri vardı, şimdi gerekçe sunmaya bile gerek duymuyorlar. Bolu Cezaevi’nde infaz yakma işkenceye dönüşmüş durumda çünkü keyfi bir şekilde yakıyorlar. Örneğin; Deniz Güzel adlı tutuklu bir buçuk yıldır fazladan cezaevinde yatıyor. Buda yetmiyor ‘kamerayı tahrip etme’, ‘gardiyanlar karşı çıkma’, ‘sayım zamanında ayağa kalkmama’ ve ‘çöpü atmama’ gerekçeleriyle cezalar veriliyor” diye belirtti.
‘HER BİRİ 70-80 YAŞINDA, KENDİ BAŞLARINA YEMEK YİYECEK DURUMDA DEĞİLLER’
Cezaevindeki ağır hasta tutuklular Muzaffer Alkış, Levent Cin ve Cemal Tarhan’ın durumuna değinen Orak, “Alkış ve Tarhan’ı, İstanbul Adli Tıp Kurumu’na götürdüler. Her biri 70-80 yaşında kendi başlarına yemek yiyip, yürüyebilecek durumda değiller. Bütün bu sorun sıkıntılarına rağmen ‘cezaevinde kalabilir’ raporu verildi. Cemal Tarhan’ı en son arkadaşların yardımıyla koridorda yürürken görebildim. Bütün hasta tutsaklar 30 yılı aşkın süredir cezaevindeki arkadaşlar. Onları tabutla dışarı çıkarmak istediklerini açık bir şekilde dile getiriyorlar” dedi.
PİŞMANLIK DAYATMASI
Müebbet hapis cezası verilen Adnan Karataş’ın tahliyesinin “pişmanlık” dayatmasını kabul etmediği için 1 yıldır engellendiğine dikkati çeken Orak, “İki yıldır infaz kanunu çıkarmışlar, bu yolla da zindandaki hak ve kanunları ayaklar altına alıp işkenceyi daha da arttırdılar” ifadelerini kullandı.
ÖLÜM DÖŞEĞİNDE SERBEST BIRAKTILAR
Orak, sadece Bolu Cezaevi’nde bir yıl içerisinde 3 tutuklunun vefat ettiğini vurguladı. Orak, şunları söyledi: “Kanser hastalığına yakalanmış Mehmet Emin Çelebi adında bir tutuklu vardı. Ne yaptıysak sesimizi dışarı ulaştıramadık. Devlet ilgilenmedi, kulak asmadı ve ölüm derecesine geldikten sonra Ankara’ya gönderildi. Gönderildikten 2-3 gün sonra hayatını kaybetti. Yani ölüm döşeğinde serbest bıraktılar. Hala ağır hasta tutsaklar var. Hayati Kaytan ve Civan Boltan bunlardan bir kaçı. Boltan’ın bir kolu ve gözü yok, özel ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Durumunu aktardığımızda ‘Civan Boltan’ı tanıyoruz, nasıl bu hale geldiğini biliyoruz ve tedavi etmiyoruz’ cevabını veriyorlardı. Yine Hayati Kaytan’ın başında ur var, birçok kez ameliyat oldu, hayati tehlikesi var.”
‘YEMEKLERDE HAYVAN PİSLİĞİ, BÖCEK ÇIKIYOR’
Son zamanlarda cezaevinde bulaşıcı hastalıkların arttığını da anlatan Orak, “Su, çoğu zaman bulanık bir vaziyette geliyor. Yemeklerde hayvan pisliği, böcek ve kurt çıkıyor” dedi.
‘İSLAM’A KARŞISINIZ, YAHUDİSİNİZ DİYORLAR’
Telefonda politik değerlendirme yapılması yasak olduğunu söyleyen Orak, şöyle devam etti: *Muhalif medyayı istediğin zaman ‘İslam’a karşısınız Yahudisiniz’ diyorlar. A Haber, ATV, TRT, CNN Türk dışında kanal yok. Kitapları topluyorlar. Getirdikleri kota nedeniyle 3 kitaptan fazla kitap tutamıyorsun. Kürtçe mektup ve kitaplarda sorun çıkarıyorlar, aylarca hata yıllarca verilmiyor. Kitap evlerinin bize gönderdiği hibe kitapları kabul etmiyor, ‘parayla alın’ diyorlar.” (MA)
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***