Van, Hakkâri, Muş başta olmak üzere Anadolu’nun her köşesinden dünyanın dört bir köşesine, her kıtadan her ülkeye, ABD’den İngiltere’ye, Fransa’dan Almanya’ya, İtalya’dan İsviçre’ye, Belçika’dan Hollanda’ya, İsveç’ten Norveç’e, Çin’den Rusya’ya, Kanada’dan Güney Amerika’ya kadar! Verdiği konserlerde yeteneğiyle, kişiliğiyle, sorumlu aydın duruşuyla, hiç yitirmediği heyecanı ve disipliniyle dinleyicisini kucaklayan, meslektaşlarına sonsuz destek veren, gençlere örnek olan bir yıldız daha kaydı dünyamızdan…
Ulusal ve uluslararası pek çok birincilik ödülü olan, eğitimlerini hep birincilikle tamamlayan, başkemancı ve solist sanatçı olarak ustalığını her düzlemde kanıtlayan ve ülkemizin “Harika Çocuklarından” olan Devlet Sanatçısı Suna Kan’da ayrıldı aramızdan…
Bach’tan Vivaldi’ye, Mozart’tan Türk bestecilerine kadar özgürlüğün, demokrasinin, insancıllığın da müziğini çalan, keman literatürünün gelişiminde öncü olan, olağanüstü yorumuyla, çok sesli tekniğiyle bu yolda yürümek isteyenlere yol açan, rol model olan keman sololarının unutulmaz yorumcusu 5 yaşında başladığı müzik yaşamını 87 yaşında noktaladı…
Cumhuriyetin sanat alanındaki kilometre taşlarına imza atan, Türk bestecilerine ve Türk çok sesli müziğine çok şey katan, Atatürk Türkiye’si Aydınlanma Devrimi’nin usta virtüözü, devlet sanatçısı Suna Kan’ı anılarıyla, kayıtlarıyla çocuksu, içten, sımsıcak bakışlarıyla anmaya, yaşatmaya, alkışlamaya devam edeceğiz…
Türk Müzik tarihine yorulmak bilmeyen yorumculuğu, oda müziği alanındaki yeteneğiyle de geçen ve Cumhuriyet döneminde yetişmiş solist sanatçıların başında gelen Suna Kan’ın keman sanatına katkıları ve CSO ile özdeşleşen ustalığı unutulmayacaktır…
Kemanın harika sesi…
Babasının yönlendirmesiyle çok küçük yaşta başladığı sanat yaşamı onun konser salonlarında, dünya sahnelerinde Türk kızı olarak yıldız gibi parlamasına ve dünyaca ünlü bir virtüöz olmasına yol açtı. Suna Kan Müzik ve sanatın gelişiminde büyük yeri olan bir yorumcu idi. Kendinden sonra gelenlere öncü olan, onların umut içinde yürümelerine yardımcı olan bir yol göstericiydi. “Harika Çocuklar Yasasıyla” 12 yaşında yurtdışına giden ve alanında pek çok ödüle sahip bir usta idi…
1960 yılında ülkemizin ilk konser piyanisti Ferhunde Erkin ile keman-piyano ikilisi olarak yurdun pek çok yerinde resitaller veren bir öncü idi. Işıklar içinde uyusun…
Şimdi söz sırası Suna Kan’dadır: “Bir gün arabamla hız sınırını aştım. Polis durdurdu, ehliyet, ruhsat sordu verdim. İnceledi, bana baktı, elindeki evraklara baktı ve dedi ki; ‘Size ceza yazmıyorum Sn. Kan! Siz ülkemizin ve dünyanın yüz akı sanatçılarındansınız, dikkatli gidin. Bize de, dünyaya da lazımsınız.’ Polisin bu uyarısı karşısında ağladım, ceza yazmamasına değil, polisin beni tanımasına ağladım!”
Sanatçı duyarlılığı notu: Annesini kaybettiği gün önceden planlanan konseri için sahneye çıkan Suna Kan’a sorarlar; “Büyük acınıza rağmen nasıl çıktınız?” “Çıkmasaydım dinleyicilere karşı ayıp olurdu!” diye yanıt verir.
Harika Çocuklar Yasasıyla ilgili iç acıtan bilgi notu:1948 yılında müzik alanındaki yetenekli çocukların yurtdışına devlet bursuyla gönderilip eğitilmeleri için çıkarılan 5245 sayılı özel yasadan Suna Kan, Verda Erman, Gülsin Onay, Fazıl Say gibi ülkemizi dünya sahnelerinde başarıyla temsil eden, dünya çapında sanatçılarımız yararlandılar. Ne yazık ki halen yürürlükte olan bu yasa 2002 yılından beri işletilmemektedir.” Yorumsuz…
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***