ENSAR NUR, TR724 HABER
Stokholm Özgürlük Merkezi, 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü’nde önemli bir rapor yayınladı. Raporda iç savaş nedeniyle ülkelerini terk etmek zorunda bırakılan Suriyeli mültecilerin Türkiye’de maruz kaldığı nefret söylemi ve mültecilere yönelik önyargıların tetiklediği nefret suçları incelendi.
İsveç merkezli insan hakları örgütü Stokholm Özgürlük Merkezi (Stockholm Center for Freedom), Dünya Mülteciler Günü’nde “Türkiye’deki Suriyeli mültecilere yönelik nefret söylemi ve suçları” başlıklı bir rapor yayınladı. Türkiye’deki yabancı düşmanı ve ayrımcı söylemin tarihsel arka planını ele alan rapor, mültecilerin, göçmenlerin ve azınlıkların nasıl nefret söylemine en çok muhatap bırakılan gruplar haline dönüştüklerini anlatıyor.
Raporun ilk bölümü sırasıyla, sosyal medyanın, yanlış entegrasyon politikalarının ve göçmen karşıtı politik söylemlerin Suriyelilere karşı nefret söyleminin yayılmasındaki rolünü gözler önüne seriyor.
Raporun ikinci bölümünde ise, Suriyeli mültecilere karşı kullanılan nefret söyleminin ve işlenen nefret suçlarının somut örneklerine yer veriliyor.
Sonuç bölümünde, Türk hükümetine, uluslararası kuruluşlara ve AB kurumlarının yanı sıra sivil toplum örgütlerine, insan hakları gruplarına ve medyaya yönelik tavsiyeler veriliyor.
HER ŞEYİN SUÇLUSU SURİYELİLER Mİ?
Türkiye’de azınlıklar uzun yıllar boyunca nefret söyleminin hedefinde olsalar da nefret suçu yasal bir terim olarak Ermeni gazeteci ve aktivist Hrant Dink’in 2007’de öldürülmesine kadar kamuoyunun gündemini meşgul etmemişti. Rapora göre, o tarihten sonra nefret suçu medyada ve kamuoyunda daha fazla yer tutmaya başladı.
İç savaşın başlamasının ardından savaş ortamından kaçan Suriyeliler başka ülkelere sığınırken, Türkiye’ye de milyonlarca Suriyeli geldi. Ülkede artan sosyal, politik ve ekonomik problemler kamuoyunun öfkesini artırırken, Suriyeliler problemlerin baş sorumlusu olarak görülmeye başlandı. Bunda medyanın rolü ve ayrımcı bir nefret dili kullanan siyasetçilerin de katkısı büyük oldu.
Artan enflasyondan işsizlik problemine, Koronavirüs yayılmasından suç oranlarının artmasına Suriyeliler kendileriyle ilgili olmayan pek çok problemde bile hedef tahtasına oturtuldu. SCF araştırma direktörü Dr. Merve R. Kayıkçı, Suriyeli mültecilere yönelik nefret söylemi ve nefret suçlarının Türkiye’de normalleştiğinin ve bunlara kamuoyunun tepki vermediğinin altını çizdi.
Raporda deprem bölgesinde Suriyelilerin uğradığı ayrımcılığa da dikkat çekilirken, seçim sürecinde mülteci ve Suriye karşıtı popülist söylemlerin hükümete yönelik eleştirilerin merkezine oturduğuna vurgu yapıldı.
Nefret söylemlerinin bu derece yaygınlaşması ise Suriyelilere yönelik nefret suçlarının artışına neden oldu. Raporda, Suriyeli mültecilerin ve küçük çocukların uğradığı saldırılar da kayda geçirildi.
NEFRET SÖYLEMİ NEDİR?
Uluslararası insan hakları hukukunda üzerinde mutabık olunan bir nefret söylemi tanımı olmasa da Birleşmiş Milletler Nefret Söylemi Stratejisi ve Eylem Planı nefret söylemini “bir kişi veya gruba, kim olduklarına, yani dinlerine, etnik kökenlerine, milliyetlerine, ırklarına, renklerine, soylarına, cinsiyetlerine veya diğer kimlik faktörlerine dayanarak saldıran veya aşağılayıcı veya ayrımcı bir dil kullanan konuşma, yazı veya davranış biçimindeki her türlü iletişim” olarak tanımlıyor.
STOKHOLM ÖZGÜRLÜK MERKEZİ NEDİR?
Stockholm Center for Freedom (SCF), özellikle Türkiye’ye odaklanarak hukukun üstünlüğü, demokrasi ve insan haklarını destekleyen, kâr amacı gütmeyen bir sivil toplum kuruluşudur.
SCF, Türkiye’de basın özgürlüğüne yönelik büyük baskılar karşısında İsveç’te sürgün hayatı yaşamak zorunda kalan bir grup gazeteci tarafından kuruldu.
SCF, Türkiye’deki hak ihlallerinin daha geniş bir resmini sunarak, günlük gelişmeleri izleyerek, temel hakların ihlal edildiği bireysel vakaları belgeleyerek ve insan hakları konularında kapsamlı raporlar yayınlayarak bir referans kaynağı olarak hizmet vermeyi taahhüt ediyor.
SCF, aynı zamanda soykırımı önlemek için uluslararası kurumlar ve siyasi irade oluşturmak için çalışmalara yürüten uluslararası koalisyon Soykırıma Karşı İttifak’ın da bir üyesi.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***