Remzi Budancir
Artı Gerçek – Diyarbakır’ın Bismil İlçesi, Serçeler köyüne bağlı Şedada ve Sarı Hüseyin mezralarında oturan Taş ve Alyamaç aileleri arazi anlaşmazlığı yüzünden kavga etti. Kavgada uzun namlulu silahlar kullanıldı. Silahların kullanıldığı kavgada Şedada mezrasından aynı aileden Halil, Serhat, Orhan ve Mehmet Can Taş, Sarı Hüseyin mezarsından yine aynı aileden Yunus, Emin, Selim, Muhammed ve Ömer Alyamaç öldü. Çatışmaya dönüşen kavgada iki kişi ağır yaralandı. Bismil Cumhuriyet Başsavcılığı, olaya ilişkin başlattığı soruşturma için üç savcı görevlendirdi. Olaya karışan beş kişi yakalanırken, 11 şüphelinin yakalanması için çalışmalar sürüyor.
ARAZİ DAVALIK
Bismil’de 9 kişinin ölümüne neden olan ve bir katliamı andıran bu olayın nedeni neydi? Aslında Taş ve Alyamaç ailelerini karşı karşıya getiren Serçeler köyü ile Sarı Hüseyin mezarsı sınırında bulunan yaklaşık 300 dönümlük araziydi. Bu arazi üzerinde iki aile de hak iddia ediyordu. Davalık olan bu arazinin dava süreci yıllardır sürüyordu. Tartışmalı olan 300 dönümlük arazi davasında yaklaşık bir yıl önce yerel mahkeme bir karar verdi. Arazinin 100 dönümünü Taş ailesine, geri kalan kısım ise hazineye verildi. Dosya bir yıldır Yargıtay’da. Yargıtay’dan karar çıkmadığı için karar kesinleşmedi.
YEDİ AY ÖNCE GERGİNLİK YAŞANDI
Bu karar öncesi ihtilaflı olan arazi boştu, kimse ekemiyordu. Yerel mahkemenin kararının ardından Taş ailesi, “Bu arazi bizim hakkımız” diyerek yaklaşık yedi ay önce araziyi sürmeye kalkıştı. Arazi sürülme aşamasında taraflar arasında gerginlik çıktı. Taş ailesinin iddiasına göre karşı taraf kendilerine silah sıktı. Silah sıkma iddiasıyla Bismil adliyesine giden Taş ailesi, karşı taraftan şikâyetçi oldu. Arazi ile ilgili girişimlerin gerginliğe neden olduğu defalarca adli birimlere yansıdı. Edinilen bilgilere göre gerginlik sadece bir defa değil, defalarca adli birimlere yansıdı. Sadece adli birimler değil, ilçede herkes bu sorundan haberdar olduğu öğrenildi.
TARAFLAR GÜVENLİK TALEBİNDE BULUNUYORDU
İhtilaflı olan arazi ile ilgili yapılmak istenen her işlem gerginliğe neden olduğu için, taraflardan biri bölgede ekim yaptığı sırada Kaymakamlıktan güvenlik talebinde bulunuyordu. Kaymakamlıkta bölgede jandarma konuşlandırıyordu. Tarafların karşılıklı birbiri hakkında çok sayıda şikâyeti de var. Ancak son olayda tarafların herhangi bir güvenlik talebinde bulunup bulunmadığı, bulunmuşlarsa neden güvenliğin sağlanmadığını kimse bilmiyor.
KÖYLERDE KORUCU YOK
Hem Taş ailesi hem de Alyamaç ailesinden ölümlerin yaşandığı çatışmanın ardından sosyal medyada birçok iddia paylaşıldı. Çatışmada uzun namlulu silahların kullanılmasından yola çıkan birçok kişi, olaya karışanların korucu olduğunu iddia etti. Ancak bu bilgi doğru değil. Her iki mezara da korucu yok. İki aileyi karşı karşıya getiren ise yıllardır süren arazi anlaşmazlığı.
HDP, DBP VE YEŞİL SOL PARTİ HEYETİ İKİ AİLEYE TAZİYE ZİYARETİNDE BULUNDU
Her iki mezradan ölümlerin yaşanmasının ardından Taş ailesi yakınlarını Serçeler köyü, Alyamaç ailesi ise yakınlarını Sarı Hüseyin mezrasında defin etti. HDP, Yeşil Sol Parti ve DBP iki grup halinde her iki ailenin defin törenlerine katıldı. Defin işlemlerinin ardından Taş ailesi Serçeler köyünde, Alyamaç ailesi ise Sarı Hüseyin mezarsında taziye kurdu. Yeşil Sol Parti Mardin Milletvekili Saliha Aydeniz, Diyarbakır Milletvekili Mehmet Kamaç, yerlerine kayyım atanan Bismil Belediyesi Eş Başkanları Orhan Ayaz ve Gülşen Özer, HDP Diyarbakır İl ve Bismil ilçe Eş Başkanları kabalık bir heyetle Taş ve Alyamaç ailelerine taziye ziyaretinde gittiler.
İHTİLAFLI ARAZİ İKİ MEZRASININ KESİŞTİĞİ NOKTADA BULUNUYOR
Bismil’den yaklaşık 60-70 araçlık konvoyla hareket eden heyette iki aile ilenin yakınları da vardı. Konvoy köye yaklaştığında ilk göze çarpan katliamın yaşandığı bölgeydi. Sap sarı buğday tarlalarının arasında göze çarpan yanmış alan ihtilaflı olan araziydi. Sarı Hüseyin ve Serçeler köyü sınırında bulunan yaklaşık 200 dönümlük alanda 9 kişi canından oldu.
SINIR HATTINDA, KÖY GİRİŞİNDE ASKER YOĞUNLUĞU
Serçeler ile Sarı Hüseyin mezarlarının yollarının kesiştiği noktada jandarma konuşlanmıştı. İki köy sınırında da çevik kuvvet polislerine ait otobüsler vardı. Köyün etrafı ve bölgede asker yoğunluğu göze çarpıyordu. Köyün girişine konuşlanan asker taziye için gelen araçların plakalarını kontrol ediyor, kimlik sorgusu ve GBT uygulamasına tabi tuttuktan sonra geçişine izin veriyordu. Bölgede olağan üstü güvenlik dikkat çekiyordu.
Heyetin ilk adresi Sarı Hüseyin mezrasıydı. Alyamaç ailesinin oturduğu mezrada yas hakimdi. Neredeyse her evden bir kişinin öldüğü mezrada oturan aile gelen heyeti karşıladı. Başsağlığı dileklerini kabul etti. İki köy arasında yaşanan kavganın son bulması, olayın daha fazla büyümemesi beklentisi vardı. Alyamaç ailesine yönelik yapılan konuşmalarda da bu vurgu vardı.
AYDENİZ’DEN BARIŞ ÇAĞRISI
Konuşmasına sağduyu çağrısı yapan Yeşil Sol Parti Mardin Milletvekili Saliha Aydeniz, Kürtler arasındaki kavgaların teşvik edildiğini söyledi. Bu olayı neden engelleyemedikleri sorusunu kendilerine sorduklarını ve bununla ilgili özeleştiri verdiklerini söyleyen Aydeniz, “Bunu bütün içtenliğim ve samimiyetimle hepinize tek tek söylüyorum. Hepimiz bu olayın üzerinde durmalıyız. Üzerine düşünmemiz gereken şey, neden bir parça toprak yüzünden insanlarımız birbirlerine karşı bu kadar kin ile dolup taşıyor? Bu olay bize ne kadar acı verdiyse buradaki herkese o kadar acı vermiştir. Bu olayın daha fazla uzamasını istemiyoruz. Bu olay üzerine her iki köy de bir araya gelip örnek karar alarak bütün Kürdistan’a örnek olmalıdır” dedi.
‘BİZ BU OLAYI ÇÖZÜM TEMELİNDE ANLAŞARAK HALLETMELİYİZ’
Olayın daha çok büyümemesi için toplumun ileri gelenlerine seslenen Aydeniz, şunları söyledi:
“Ben tekrar burada bulunan tüm aksakallı toplum ileri gelenlerine ve kanaat önderlerine sesleniyorum. Biz bu olayı çözüm temelinde anlaşarak halletmeliyiz. Tekrar her iki aileye de başsağlığı diliyorum. Her iki tarafta birbirinin taziyesine gidip başsağlığı dilemelidir diyoruz. Bizde parti olarak üzerimize hangi sorumluluk düşüyorsa yerine getirmeye hazır olduğumuzu söylüyoruz.”
AİLEDEN SİTEM: BARIŞ İÇİN GELENLER BARIŞ SAĞLANANA KADAR GİTMEMELİYDİ
Aynı aileden dört kişinin öldüğü mezrada sitem de vardı. Söz alıp konuşmaya başlayanlar anlaşmazlığın herkes tarafından bilindiğini ancak neden bugüne kadar barış için girişimde bulunulmadığını sordu. Aydeniz’in konuşmasının ardından Alyamaç ailesinden biri, sitemini dile getirdi: Alyamaç ailesinin sitemi:
“Barış için buraya gelenlerin gelince bir daha kalkmaması lazımdı. Bismil için akil insanlar, barış heyeti bilmem ne geldiler. Onların hiçbiri bir şey yapmadı. Çözebilirlerdi ama çözmediler. En çok sitemimiz bunun içindir. Ya kimse gelmesin ya da barışı sağlamak için gelenler barış olana kadar çıkmasın buradan. Biz bunu istiyoruz. Bismil’in tamamı biliyor, akil insanlarda biliyor, herkes biliyor. Onlarca kez burada silahlar patladı. En son bu noktaya geldi. Neden bunun önüne geçemiyorsunuz? Buraya gelen bir daha gitmemeli, ya da hiç gelmesin. Biz durmak istiyoruz. Bu olayın bitmesini istiyoruz.”
BARIŞ GİRİŞİMİ OLMADI MI?
Herkesin bildiği bu anlaşmazlığın giderilmesi, barışın sağlanması için girişim de bulunulmadı mı? Hem köy halkı hem de HDP’li heyet defalarca barış girişiminde bulunulduğunu, ancak bir türlü tarafların buna yanaşmadığını anlattı.
“Her iki mezranın tümü barışa yanaşmadı mı” sorusuna Alyamaç ailesinden biri “Aslında iki tarafta barış istiyordu. Kimse anlaşmazlık devam etsin demiyor. Karşı taraftan bir kişi buna yanaşmadı, olay bu noktaya geldi” dedi.
Görünen o ki, anlaşmazlığın arada bir yaşanan kavgalarla devam etmesini kimse pek ciddiye almadı. Her iki taraftan da fazla ölüm yaşanınca olayın vahameti anlaşılmış görünüyor. Barış için köye giden heyetler olayın fazla büyümemesi için uyarıda bulunsa da taraflardan bazı kişilerin buna yanaşmaması olayı çıkmaza sürüklediği görülüyor. Yasın yaşandığı mezrada öfkeden ziyade pişmanlık, barışın sağlanmamasına kızgınlık görülüyor.
HEYET TAŞ AİLESİNİ DE ZİYARET ETTİ
Heyet Alyamaç ailesinin ardından Serçeler köyünde taziyelerini kuran Taş ailesine taziye ziyaretinde bulunmak için yola çıktı. Sarı Hüseyin mezrası ile Serçeler köyü arasındaki mesafe yaklaşık 3-4 kilometre. Birbirine yakın olan iki mezranın arasında askerler var. Taş ailesi de HDP heyetini oldukça sıcak karşıladı. Tıpkı Alyamaç ailesi gibi Taş ailesi de barışın sağlanamamasına tepkiliydi. Bu olayın yıkıcılığı iki ailede derinden hissediyor, heyete “Bu olay bitmeli. Daha fazla büyümemeli” talepleri geliyordu. Taş ailesi de olayın daha fazla büyümemesi konusunda hem fikir.
Taziye yerinde de gündem yaşanan olayın kendisi. Kendi aralarında yapılan sohbetler de bu şekilde olmayacağı, olayın büyümemesi gerektiği belirtiliyor. Gelen taziyeleri kabul eden Taş ailesinden biri kendisine “Bundan sonra ne olacak” sorusunu yönelten yakınına “Valla bilmiyorum. Hem bizim hem de onlar için durum iyi değil. Bence parti (HDP) bir şey yapmalı” derken, diğeri, “Partinin kolluk gücü yok ki. Parti ne yapabilir” cevabını verdi. Buna karşı diğeri, “Olayın büyümemesi gerekiyor. Ne biz ne onlar rahat değil. Bir an önce birileri araya girip, barış sağlamalı” cevabını verdi.
AİLELER İHTİYATLI BİR DİL KULLANIYOR
Hem Taş hem de Alyamaç ailelerinden konuştuklarımız birbirini suçlayan, hedef gösteren dil kullanmaktan ısrarca kaçındığı görülüyor. Olay aynını anlatınca iki taraf ta karşı tarafı suçlasa da, iki tarafın hem fikir olduğu konu arazi davasında süre gelen ihmaller. Öncelikli ihmal kadastro çalışmasında yaşandı. Tapulama işi sağlıklı yürütülmedi, taraflar arasında uzlaşı sağlanmadı. Arazi davasında taraflar uzun süredir beklemelerine rağmen yargıdan karar çıkmadı. Yargılama yıllardır sürüyor. İhmallerin başında kadastro çalışması ve yargının karar vermemesi geliyor.
GÜVENLİK TALEBİNDE BULUNULDU MU?
İkinci ihmal ise güvenlik. İhtilaflı olan arazinin ekimi uzun süredir yapılmıyordu. Anlaşmazlık yaşanan bölgede defalarca kavgalar yaşanmış, konu adli birimlere yansımış, taraflar birbiri hakkında şikâyetçi olmuştu. İhtilaflı araziye ekim için giden taraf Kaymakamlıktan güvenlik talebinde bulunuyor, kaymakamlık jandarmaya bildirip bölgede asker konuşlandırıyordu. Her an kavgaya dönüşebilecek potansiyeli olan alanla ilgili önlem alınmaması ihmaller arasında sıralanıyor. O gün güvenliğin olup olmadığı, tarafların güvenlik talebinde bulunup bulunmadığını kimse bilmiyor.
BİR TARAF ‘PUSU’ DİĞERİ TESADÜF DİYOR
İki taraf içinde muallak olan bir başka konu olay günü yaşananlar. İki tarafta karşılıklı birbirini suçlasa da, kimse ilk girişimin kim tarafından yapıldığını net bilmiyor. Alyamaç ailesi “O gün biri bize pusu kurdu. Önce o bölgeyi ataşe verildi. Yukarıda dumanlar yükselince bizimkiler bölgeye koşuyor. O sırada pusu kurmuşlar. Bizimkiler kurşunlanıyor” diye anlattı.
Taş ilesinde olayın anlatım şekli ise farklı. Ailenin anlatımına göre o bölge yaklaşık yedi ay önce ekildi, ekim sırasında da karşılıklı tartışmalar yaşandı. Ekinleri biçme zamanında Taş ailesinden biri (şua anda aranıyor) her evden bir genci biçerdöverlerle bölgeye gönderdiğini anlatan bir yurttaş, “Bölgeye gidip biçim başlayınca Alyamaç ailesinden de gelenler oldu. Tepede karşılaştılar. Hepsi silahlıydı. Önce birbirini darp ediyorlar, ardından silahlara davranıyorlar. O sırada hepsi birbirine yakın mesafede öldürülüyor” diye anlatı.
Alyamaç ailesinin pusu iddiasına karşı Taş ailesi tarafların tesadüfen o bölgede karşılaştığını anlatıyor. İki taraftan birden fazla kişinin ölümüne neden olan arazinin nasıl yandığını, kimler tarafından yakıldığı ise bilinmiyor. Kimine göre yangın açılan ateş sonucu çıktı, kimisine göre ise taraflardan biri ateşe verdi. Hala arazinin neden yandığı netlik kazanmadı.
‘SORUNUN KAYNAĞI TAPULAŞTIRMA’
Taziye ziyaretinin ardından heyet köyden ayrıldı. Taziye ziyaretinde bulunan heyette yer alan yerine kayyım atanan Bismil Belediyesi Eş Başkanı Orhan Ayaz bu olayın Bismil’de 7’de 70’e herkesi yasa boğduğunu söyledi. Değmeyecek bir arazi kavgası yüzünden 9 canı yitirdiklerini söyleyen Ayaz, “Aslında mevzu sadece arazi değildi. Mevzu hükümetin, devletin bu tapulaştırma adı altında köyler arasındaki o husumeti daha da derinleştirecek bir pozisyona girmesidir. Tapulaştırma adı altında sınırlar değişti, arazilerin yerleri değişti. Orda ikamet eden köyler ise bu değişikliklere rıza göstermediler. ‘Eski tarlarımızı süreceğiz’ doğrultusunda hareket ettikleri için önce sözlü kavgalar oldu. Akabinde de gördüğünüz gibi silahlar kullanıldı” dedi.
‘DAHA ÖNCE DİYALOĞA KAPALIYDILAR’
Akıllarda kalan soru ise şu ana kadar neden barışın sağlanmadığı oldu. Ayaz, daha önceki barış girişimini yakından bile bir isim. Barış girişimleri ile ilgili de konuşan Ayaz, şunları söyledi:
“Bismil’in rusipileri, kanaat önderleri, sivil toplum kuruluşları ve parti temsilcileri artı o köylerin ileri gelenleri ara ara onların arasına girmeye çalıştılar. Ama sürekli diyaloğa kapalıydılar. Yani hemen hemen her iki ailede diyaloğa kapalıydı. Netice itibari ile bir olay olduğu zaman her iki tarafta yüzde elli yüzde elli suçludur. Bizler Bismil belediye eş başkanı olarak Bismil’in temsilcisi olarak, gerçekten çok üzgünüz. Kelimelerle anlatılacak bir şey bulamıyoruz. Adeta Bismil’imizin üzerine bir karabasan gibi çöktü.”
‘İHMALLER VAR’
Sadece Bismil değil birçok bölgede arazi kavgası yaşanıyor. Öne çıkan ihlaller kamulaştırma, yargı kararları, bunlara yapılan itirazların sonuçlanmaması geliyor. Benzer durumun bu olayda da yaşandığını belirten Ayaz, “Devlet bu şeylere de göz yumuyor. Hak hukuk temelinde devlet bunu önleyebilirdi. En azından 9 canımızı kaybetmemiş olurduk. Bunlar zaten yargıya başvurmuştu. Hatta ve hatta Kaymakamlığa da başvurmuş, ‘aramızda böyle bir husumet var’ demişlerdi. Ama yetkililer müdahale etmemişlerdir. Müdahale etmedikleri için de taziye yerinde sitemlerini sesli bir şekilde anlatıyorlardı” dedi.
Bu olayda ihmaller yaşandı mı sorusuna Ayaz, “Elbette ihmal var. İhmal olmasa 9 canımızı toprağa verir miydik” cevabını verdi.
BARIŞ İÇİN HEYET OLUŞTURULDU
Hem Taş hem de Alyamaç ailesinin beklentisi olayın daha fazla büyümeden sona erdirilmesiydi. Taziyeye gidenler de ısrarla olayın büyümemesi gerektiğini dile getirdi. Buna ilişkin bir çalışma yapılıp yapılmayacağına ilişkin soruya Ayaz, şu cevabı verdi:
“Bizler Hakların Demokratik Partisi heyeti olarak, hem Yeşil Sol Parti hem de Demokratik Bölgeler Partisi hem de Diyarbakır’ımızın sivil toplum kuruluşları, rusipileri tarzında bir heyet oluşturduk. Bu heyetin içinde vekillerimiz var. İl eş başkanımız var, ilçe eş başkanlarımız var. Bunlarla beraber hareket edip bir an evvel ikinci bir olayın vuku bulamaması için hızlı bir şekilde bu heyetimiz her iki köy ile de temas halindeyiz. Her iki ailede temasa açık. Şunu diyorlar: bizim her şeyimiz size bağlı, en azından bir vukuat olmuş en azından ikinci vukuat olmasın, ne gerekiyorsa o doğrultuda yapın.”
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***