Türkiye-Yunanistan deyince akla birbiriyle bir küs bir barışık iki komşu geliyor. Adalar, miller, sürgünler, savaş…
Paylaşamadıklarımız kadar paylaştıklarımız da var aslında. Her zaman bunlardan daha fazlasıydı iki halk. Aynı denizin suyunda yıkanmış, aynı tatları tatmış, aynı kelimelerle konuşmuş ve hatta bazen aynı küfürlerle sövmüştü dünyaya…
Aynılıklarımız her zaman farklılıklarımızdan daha fazla olmuştur ama bunlar konuşulmaz. Öfkeli siyasetçilerin bağrışları gölgeler tüm aynılıkları. Yalnız onlar konuşur yalnız onları duyarız. Onlar istediği zaman küser istediği zaman barışırız.
Bu döngüyü büyük bir acıyla kırdı iki komşu. Türkiye 11 ilini yıkan depremle on binlerce canını kaybederken Yunanistan da bir tren faciasında onlarca evladını yitirdi. Acılarda bile ortak iki halk birbirinin yardımına koştu. Ve belki de ilk kez öfkeli adamların gölgesini silip atılarak iki halkın birbirine olan sevgisini ve barışa olan inancını gördük. Felaketler ve seçim telaşları bu öfkeli adamların sesini kısarken barışın sesi çok uzun zaman sonra ilk kez bu kadar gür çıkıyor. Ve tam o sırada kirli sözlerden arınan kulaklar buzukinin eşliğinde barışa teslim oluyor.
KOMŞUNUN DİVASI İSTANBUL’DA
Yunanistan’ın divası Natasa Theodoridou, İstanbul’da konser veriyor. Beyoğlu Spor Kulübü’nün 100’üncü yıl kutlamaları kapsamında Niko Kalamaris’in davetiyle İstanbul’a gelen Natasa Theodoridou yarın Tim Show Center’da sevenlerinin kulağındaki pası silecek. Tüm biletleri tükenen sanatçı konser öncesinde Ekümenik Patrik Bartholomeos’u ve 100’üncü yılını kutlayan Beyoğlu Spor Kulübünü ziyaret etti.
Fotoğraf: Orbay Soydan
Beyoğlu Spor Kulübü’nde bir araya geldiğimiz sanatçı Gerçek Gündem’in sorularını da yanıtladı.
Türkiye, Natasa Theodoridou’yu “Politiki Kouzina” (Bir Tutam Baharat) filmiyle tanıdı. 1964 sürgününün acı hikayesinin anlatıldığı filmde İstanbullu küçük Fanis’in iki büyük aşkı dedesi Vasilis ve Saime’den ayrıldığı tren garında hüzünlü sesiyle izleyenlerde derin bir iz bıraktı Natasa Theodoridou. O günden sonra Türkiye’de de tanınan ve hayran kitlesine sahip olan Yunan sanatçı bugün İstanbul’da olmaktan çok mutlu.
“RUMLARDAN ÇOK TÜRKLER DİNLİYOR BENİ”
Theodoridou, daha önce birçok kez geldiğini söylüyor İstanbul’a. 3 kez bu kentte konser verdiğini de söyleyen Theodoridou “Çok beğeniyorum İstanbul’u” diye anlatıyor:
“Çok hareketli bir şehir. Bu yüzden her yeri benim çok özel. Tabii ki denize yakın her yeri çok güzel.”
Gerginliklerden sonra esen bahar rüzgarı hala etkisini sürdürüyor. Felaketlerden sonra iki ülkenin siyasilerinin barışması memnuniyetle karşılanırken sormadan edemiyorum. Acaba gerginlik sürseydi Natasa Theodoridou, yine de gelmek ister miydi Türkiye’ye?
Yunan sanatçı yanıtlıyor:
“Bu söyledikleriniz politik görüşler. İnanıyorum ki iki halk ikili ilişkilerde hem birbirini seviyor hem de birbirlerine saygılılar. Tabii ki yine konser verirdim. Çünkü müzik evrensel bir dildir ve tüm halkları birleştiren bir güçtür.”
Fotoğraf: Orbay Soydan
Theodordiou’nun yarın yapacağı konserin tüm biletleri tükendi. Yunan sanatçı kendisini Türkiye’de Rumlardan çok Türklerin dinlediğini söyledi. Türklerden çok fazla mesaj aldığını ifaden Theodoridou, Politiki Kouzina (Bir Tutam Baharat) filminin Türk halkıyla tanışması için bir fırsat olduğunu dile getirdi:
“Çok duygusal bir şarkıydı. Ve o dönemi yaşamış insanları etkiledi o şarkı. Bununla beraber benim şarkılarımı da beğendiler. Beni sevdiklerini hissediyorum.”
Haksız sayılmazdı Natasa Theodoridou. Hissettiği sevgi gerçekti. Bir tren garındaki ayrılıktan sonra yeniden kavuşabilme ihtimalini vermişti sesiyle bize. Ve yeniden ayrılığı… O güzelim ses yarın bir kez daha İstanbul’u saracak ve kucağımıza bir avuç sevgi bırakacak.
Natasa Theodoridou’yu yarınki konseri için uğurlarken son sözlerini barış için söylüyor:
“Müzik insanlara barışı getirir. İnanıyorum ki müzik kapıyı aralayıp iki halkın daha da yakınlaşmasına yardım edebilir.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***