Kendisi de bir fındık üreticisi olan Abdurrahman Yıldırım’ın Türk tarımındaki verimlilik sorununu fındık üretimi üzerinden ele aldığı yazısının bir bölümü şöyle:
Türkiye fındığının dörtte birini ihraç eden İtalyan Ferrero’nun fındık grubu şirketi HCO Türkiye Genel Müdürü Bamsı Akın ile bir araya geldik. Türkiye fındığı üzerine bir ufuk turu yaptık. Üreticisi olduğum fıkdıkla ilgili bu sohbetten ve kendi dağarcığımdan aktarabileceklerim şöyle:
Ferrero’nun fındık ihracatçılığı çikolata üretiminde ortalama yüzde 13 oranında fındık kullanmasından geliyor. Daha önceki tedarikçisi en büyük ihracatçı konumundaki Oltan Gıda’ydı.
Fındığı ithal ettiği bu şirketi 2014 yılında satın alarak Türkiye’de yerleşik hale geçen Ferrero üzerine 130 milyon euro daha yatırım yaptı. Ayrıca bir de Manisa’da çikolata fabrikası kurdu.
Türkiye’nin ihraç ettiği fındık toplamda 2 milyar euro kadar. Ferrero’nun cirosu ise 14 milyar euro.
Fındık üretiminin lider ülkesi olmak bir çikolata markası yaratmaya yetmiyor. Fındığı işlenmiş veya işlenmemiş olarak satarken asıl katma değerden oluyoruz.
En fazla fındık alımını Türkiye’den yapması aynı zamanda Ferrero’yu fındık fiyatından yakınanların hedefi yapabiliyor.
Fiyat satıcılar için elbette çok önemlidir. Ama alıcılar için tedariğin istikrarlı bir fiyattan sürdürülebilirliği daha önemli.
Fındığı ham madde biçiminde en çok kullanan şirket olarak Ferrero’nun en çok fındık üreten ülkeye yerleşmesi ve yatırım yapması bundan diye düşünüyorum. Tedariğini uzun vadeli güvence altına almak istiyor.
Her ne kadar fındığın alternatifi olarak badem kullanılabilse de, o tarafa yönelinmesi halinde badem fiyatlarının kalıcı bir şekilde fırlayacağı açıktır.
Verimlilikte sonuncuyuz
Türkiye’de yerleşik hale gelen Ferrero’nun en önemli faaliyeti de fındık üretiminde verimi artırma olarak görülüyor. Şimdiye kadar 53 fındık bahçesinde örnek uygulama başlatmışlar. Dönüm başına verimi de 3-4 katına kadar çıkarmışlar.
Çünkü Türkiye en çok fındık üreten olsa da verimlilikte en dipteki ülkedir. Dönüm başına alınan verim 80-90 kilo ile sınırlıdır. ABD 300 kilo alırken dünya ortalaması 150-160 kg’dır.
Bunda kırsaldan göçler nedeniyle fındıklıklara gerekli bakımın yapılmaması yanında fındık ocaklarının yaşlı olmasının da payı var.
Fındık ocak şeklinde bir kere dikiliyor. Eskiyen verimsiz dallar kesiliyor ve yeni eşkinler geliyor ama fındığın kökü hep aynı yerde ve 100 yıllardır aynı topraktan besleniyor. Yaşlı ocakların yenilenmesi gerekli.
Ama bu yenilenme işi hiç kolay değil. Sökülmesi çok zahmetli ve ocakların yaşlı olduğu Doğu Karadeniz’de arazi çok meyilli. Makine giremiyor.
Ayrıca ocağın sökülmesi, yeniden dikilmesi ve fındık vermesi en azından 8-10 yılı alıyor. Arazi sahibi böylesi uzun bir zaman diliminde geçinecek. Verilen söküm teşvikleri ise sadece köklerin çıkarılmasını sağlar, çiftçinin geçimine yardım etmez.
Söküp yeniden ürün alma arasında geçen uzun zamandan dolayı söküm işini yapan başka üretime yöneliyor. Dolayısıyla fındığın en önemli sorunu yenilenme çok zor olacak bir iş gibi duruyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***