Hale GÖNÜLTAŞ
ANKARA – Süleymancılar tarikatı adına Brezilya’da faaliyet gösteren Abdülhakim Tokdemir ve ekibi Kolombiya sınırındaki Amazon köylerinde yaşayan onlarca yoksul ailenin çocuklarını “belge imzalattırarak” Manaus kentine getirdi. Üç yıl boyunca yatılı dini eğitim verilen çocuklardan altısı 2022 Şubat ayında Türkiye’ye getirilerek Kütahya ve Tarsus’ta yurtlara yerleştirildi.
‘BREZİLYA’DAYIM, HAKKIMDA SORUŞTURMA VAR, KONUŞAMAM’
Amazon ormanlarında izole yaşayan insanlarla İslamcı bir grubun temasa geçme süreçlerinin ayrıntılarını öğrenmek için Abdülhakim Tokdemir’e ulaştık. Tokdemir tarikat ve cemaat çevrelerince bilinen bir isim. Abdülhakim Tokdemir ile yaptığım telefon görüşmesinde “Ailem ile Brezilya’dayım. Zaten burada (Brezilya) oturma iznim var. Şu anda Brezilya polisi hakkımda bir soruşturma sürdürüyor. Sizinle konuşmam için önce izin almam gerekiyor” dedi. “Cemaat yetkililerinden mi için alacaksınız?” soruma “Hayır, karıma danışacağım. Beni on beş dakika sonra arayın” yanıtını verdi. Fakat kendisini tekrar aradığımda aramayı geri çevirdi ve mesajla “Eşime ulaşamadım. Kusura bakmayın” diye yazdı.
ÜÇ KEZ SIĞINMA BAŞVURUSUNDA BULUNMUŞ
Ulaştığımız resmi belgelere göre Abdülhakim Tokdemir, 2015, 2018, 2019 yıllarında Brezilya’ya üç kez “sığınma başvurusunda” bulunmuş. Tokdemir, 2019 yılında Brezilya’da oturumları bulunan Tuğrul Metin, Abdullah Arı ve Hakan Ugurlu ile Amazon İnsani Yardımlaşma Dayanışma Derneği’ni kurmuş. Dernek için Manaus kentinde bahçeli iki katlı bir bina tutulmuş.
Brezilya makamları Tokdemir’in sığınma başvurusunu 4 Haziran 2021 tarihinde kabul etmiş.
KAĞIT İMZALATIP ÇOCUKLARI ALIYORLAR
Süleymancılar tarafından desteklenen grup, Amazon yerlilerinin yaşadığı Kolombiya sınırına giderek buradaki köylerde yaşayan yoksul Amazon ailelerle zaman geçiriyor, günlerce kalıyorlar.
Tokdemir ve ekibi, ailelerin güvenini sağladıktan sonra daha iyi şartlarda yaşamaları için çocukları Manaus kentine götürmek için istiyor. Çocukların anne ve babalarından matbu imzalı izin kâğıdı alıyorlar. Tokdemir ve ekibi, Amazonlu çocukları günler süren yolculuğun sonunda Brezilya’nın Manaus kentine getiriyor.
ÇOCUKLARA İSLAM EĞİTİMİ VERİLİYOR, MÜSLÜMAN OLUYORLAR
Çocuklar, Manaus’ta dernek binasında yatılı olarak kalıyorlar. İsimleri, Muhammed, Hüseyin, Ahmet gibi Türkçe isimlerle değiştiriliyor. Çocuklara İslam eğitiminin yanı sıra üç yıl boyunca Arapça ve Türkçe eğitimi veriliyor. Yaşları 4 ile 17 arasında değişen Hristiyan çocuklar dini eğitim merkezinde “Müslümanlık” dinine geçiyor. Çocuklara Müslümanlık’a geçiş için “Kelime-İ Şehadet” ritüeli Tokdemir tarafından bizzat yaptırılıyor.
Çocukları geçen yıl Tokdemir’in ekibinden iki kişi Şubat ayında “eğitim vizesi” ile Türkiye’ye getiririr. Çocuklara “eğitim vizesi” Türkiye Cumhuriyeti’nin Brezilya Büyükelçiliği vize bölümü tarafından verilir. Çocuklardan biri 15, dördü ise 17 yaşındadır. 15 yaşındaki Brezilyalı çocuk Kütahya’da, diğer dört çocuk ise Tarsus’ta Süleymancılara ait okullara yerleştirilir.
KÜTAHYA’DAKİ ÇOCUK KURAN EĞİTİMİNDEYDİ
Brezilya’dan getirilen çocuklardan Mathias’ın Kütahya’daki Siteler Talebe Yurdu’nda kaldığını öğrendim. Yurdu aradığımda telefonu açan görevli, “İsminin Yusuf olduğunu belirtip, “Yusuf şu an eğitimde. Akşam arayın” dedi. Akşam aradığımda ise bu kez telefona çıkan kişi “Yurtta kalan çocuklarla görüşmenin mümkün olmadığını” söyledi.
TARSUS’TAKİ SÜLEYMANCILAR’DAN SERT TEPKİ: SANA NE?
Brezilyalı çocuklardan dördünün ise Tarsus’taki Mekân Ortadoğu Erkek Öğrenci Yurdu’nda kaldıkları bilgisine ulaştım. Yurdu aradığımda yurt yöneticileri kısa bir duraksamanın ardından “bizim bilgimiz yok” diyerek kapattı. Yarım saat sonra GSM hattımdan kayıtlı olmayan bir numaradan(0505xxxx46) arandım. Yanıt verdiğimde, arayan kişi isim ve kimliğini sormama karşın ‘bilmeme gerek olmadığını’ söyledi. Kendisinin yetkili bir kişi olduğunu belirtirken, oldukça gergin ve yüksek ses tonu ile konuşarak “Senin işin gücün yok mu? Derdin ne senin? Niye Allah’ın peygamberin yolunda giden çocukların peşine düştün? Kendi işine baksana sen…” diye çıkıştı. Karşımdaki kişiye “işimin tam da bu olduğunu, Brezilya’dan, Amazonlardan Türkiye’ye getirilen çocukların akıbetlerinin ve neden getirildiklerinin Türkiye kamuoyu tarafından da bilinmesi gereken bir haber olduğunu belirterek, daha dikkatli konuşması gerektiğini” anımsattım.
‘TARSUS’DA YURTTA KALDILAR AMA GEÇENLERDE İSTANBUL’A YOLLADIK’
İsmini vermeyen kişi “Bu konu ile neden ilgileniyorsunuz. Çocuklar eğitim için Türkiye’ye gelmiş. Aileleri de izin vermiş. Çocukların bize emanet etmişler. Evet burada kaldılar. (Tarsus yurt) Ama şimdi burada değiller. Neredeler bilmiyorum” dedi.
18 yaş altı çocukların cemaat üyeleri tarafından Brezilya’dan Türkiye’ye getirilmelerinin, aile izinleri olsa dahi uluslararası hukuk ile ailelerin “Amazonlar’da steril, toplumla ilişkisi olmayan özel bir grup” olmalarından kaynaklı uluslararası çocuk-insan kaçakçılığı” kuşkusunu akıllara getirdiğini ifade ettim. Brezilyalı çocukların can güvenliğini anımsatıp “eğer Tarsus’ta değillerse neredeler?” sorusunu yönelttiğimde; “İstanbul’da bir kuruma gönderdik. Orada eğitim alıyorlar” yanıtını verdi. Israrlı sorum üzerine, İstanbul’da MENA isimli bir İslami dayanışma derneğinde olduğunu söyledi.
BREZİLYALI ÇOCUKLAR NEREDE?
Kısa süre içinde MENA İslami Dayanışma Derneği’ne ulaştım. Telefona çıkan kişi “Brezilyalı çocukların kendi kurumlarında olmadığını, bilgi de veremeyeceğini” ifade etti.
Tarikat yetkilileri tarafından verilen farklı bilgiler “Çocuklar Tarsus ve İstanbul’da değilse nerede? sorusunu beraberinde getiriyor.
ELÇİLİK DİPLOMATLARI: POLİS SORUŞTURMASI SÜRÜYOR
Brezilya’nın Ankara Büyükelçiliği diplomatları ile dün yüz yüze görüşme gerçekleştirdim. Diplomatik kaynaklar, çocukların Türkiye’ye getirilmesi konusunun Brezilya Polisi tarafından soruşturulduğunu ifade etti. Diplomatik kaynaklar “Brezilya’da da pek çok ülkede olduğu gibi 18 yaş altındaki çocuklar ailelerinin izin kağıdı ile seyahat edebilirler. Brezilya’da pek çok ülkenin dernek ve vakfı var. Çocukları Türkiye’ye getiren vakıf ve dernekler polis tarafından inceleme altında. Elbette gençlerimizin takipçisi olacağız. Türkiye’ye getirilen çocuklardan şu ana kadar elçiliğimizle iletişime geçen olmadı” bilgilerini aktardı.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ BREZİLYA BÜYÜKELÇİLİĞİ SESSİZ KALDI
Haberi hazırlama sürecinde Brezilya’nın Türkiye Büyükelçisi Halil İbrahim Akça’yı aradım. Büyükelçi Akça’ya Brezilya Dışişleri Bakanlığı’nın Brezilya’daki İslami grupların faaliyetleri konusunda uyarmak için kendilerini bakanlığa davet ettiği yönündeki iddiaları sorup, Brezilya’dan getinilen çocukların ‘vize’ alma süreçlerini öğrenmek istedim. Fakat büyükelçilik sekreteri bir süre beklettikten sonra “Sayın elçimiz ilerleyen saatlerde size dönüş yapacaktır” yanıtını verdi. Ancak Türkiye Cumhuriyeti Brezilya Büyükelçiliği’nden dönüş olmadı.
BREZİLYALI MESLEKTAŞIM THALYS ALCANTARA’NIN ÇABASI
Amazonlu çocukların Türkiye’ye “müslümanlaştılarak” getirilmesi Brezilyalı meslektaşım Thalys Alcantara’nın çabası ile ortaya çıktı. Thalys çalıştığı Metropoles isimli internet sitesinde haberi ile Amazon çocuklarının Türkiye’ye getirilme süreçlerini yazdı.
Thalys ile konunun ayrıntılarını konuştum. Thalys, Türkiye’ye getirilen çocukların Brezilya topraklarının yerli halkı olduğunu, kültürleri ve yaşam tarzlarının Brezilya yasaları tarafından korunduğunu vurguladı.
‘İMZALANAN BELGELERİN YASAL GEÇERLİLİĞİ YOK’
Thalys “Abdulhakim Tokdemir’in başkanlığını yaptığı İslami grup Amazon yağmur ormanlarının ortasında yer alan Amazonas eyaletindeki São Gabriel da Cachoeira kentinden yerli çocuk ve gençleri 2019 yılında alıyor. Bu gençlerin ebeveynleri Tokdemir’e çocuklarını Manaus’a götürme yetkisi veren bir belge imzalıyor. Fakat Brezilyalı yetkililer bu ‘imzalanan belgelerin herhangi bir yasal geçerliliği olmadığını söylüyor” bilgisini verdi.
‘İSLAMCI GRUPLAR HEDEF BÖLGE OLARAK SEÇTİ’
“Amazon’daki ailelerin, İslami grubun çocuklarının eğitim masraflarını karşılayarak onlara yardım edeceğine inanıyor” diyen Brezilyalı gazeteci Thalys, “Yerli halkın aileleri yoksul ve çocukları için daha iyi bir gelecek hayal ediyorlar. Çocukların okumak ve yoksulluğun üstesinden gelmek için çok az fırsatı var. İslamcı gruplar da sanırım yoksulluk ve eksiklikleri fark etti ve hedef bölge olarak belirledi” dedi.
Thalys’ın verdiği bilgiye göre Brezilya’da Abdülhakim Tokdemir ve ekibinin yönettiği yurtta kalan 20’ye yakın çocuk Brezilya güvenlik güçleri tarafından yurttan çıkartılarak ailelerine teslim edildi. Abdülhakim Tokdemir ve ekibi hakkında da güvenlik ve polis soruşturulması başlatıldı.
Süleymancılar, 11 öğrencinin yanarak öldüğü yurtla gündeme gelmişti
Adana Aladağ’da, 29 Kasım 2016’da ortaokulda okuyan kız öğrencilerin kaldığı Süleymancılar cemaatine ait yurtta, elektrik sisteminin kısa devre yapması sonucu çıkan yangında eğitmen Fatma Canatan, yurt müdürü Cumali Genç’in kızı Sare Betül Genç, 8’inci sınıf öğrencileri Sema Nur Aydoğdu, Zeliha Avcı, Sevim Köylü; 7’nci sınıf öğrencileri Gamze Bagir, Sümeyye Yetim, İlknur Maden, 6’ncı sınıf öğrencisi Nurgül Pertlek ile 5’inci sınıf öğrencileri Bahtınur Baş, Tuğba Aydoğdu ve Cennet Karataş ölmüştü.
Benzeri çok sayıda yurtla gündeme gelen Süleymancılar tarikatının kurucusu Süleyman Hilmi Tunahan. 1888’de, Bulgaristan, Silistre’nin Hezargrad kasabasında doğdu. 1920 yılında Daru’l Hilafeti’l Aliyye medresesinde öğretmenliğe başladı. 4 sene sonra 1924’de Tevhîd-i Tedrîsat Kanunu’nun çıkmasıyla medrese eğitimi yasaklandı. Tunahan, öğretmenliği bırakıp İstanbul vaizliğine atandı.
O günlerde devamlı olarak polis takibi altında bulunan Süleyman Hilmi Tunahan, 1930’da İstanbul’dan ayrılarak Çatalca’nın Kabakça Köyü’nde bir çiftlik kiraladı. Ayrıca bir ortakla birlikte, gaz yağı satan bir şirketin Trakya ana bayiliğini aldı. Kiraladığı çiftlikte çalışan işçiler arasından seçtiği bazılarına ders verdi. Bu durum jandarma tarafından tespit edilince derse devam edebilmek için Kuşkayası’na çıktı. Silivri’de meşe kömürü yapmak üzere kiraladığı ormanın tenha bir bölgesinde ders okutmaya devam etti. Bu faaliyetleri de fark edilince 1933’te Güney’e gidip Torosların bazı köylerinde mandıracılık yaparak tarikat faaliyetlerini sürdürdü. Adapazarı’nda bir kiremit fabrikası satın aldı.
1950’den sonra tarikatını büyüttü. Zenginlerden aldığı destekle faaliyetlerini arttırdı. Bu çerçevede 1951’de bir iş adamının Üsküdar Çamlıca’daki eski köşkünün birinci katında, yirmi beş civarında talebeyle ilk yatılı Kurân Kursu’nu açtı.
1957’de Kütahya Tavşanlı’da “mehdîlik” iddiası nedeniyle Kütahya Emniyet Müdürlüğü’nde sorgudan sonra tutuklanıp idam talebiyle hâkim huzuruna çıkarıldı. 29 Ağustos 1957 tarihinde ise kefaletle serbest bırakıldı ve ardından 8 Kasım 1957’de beraat etti. 16 Eylül 1959’da vefat etti.
Cemaatin kurucusu Süleyman Hilmi Tunahan’ın yerine damadı Kemal Kaçar geçti. Kaçar da Haziran 2000’de vefat edince Cemaatin liderliği Süleyman Hilmi Tunahan’ın iki torunu, Ahmet Arif Denizolgun ile Mehmet Denizolgun arasında kaldı. Cemaatin başındaki Arif Ahmet Denizolgun, Refah Partisi’nden Antalya Milletvekili seçildi. O dönemde Ulaştırma Bakanı olarak görev yaptı.
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***