Türkiye’de seçimlerin ardından yeni dönemde Ankara-Washington ilişkilerinin nasıl olacağına ilişkin ilk ipuçları, ABD Başkanı Joe Biden ve seçimin kazananı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki ilk telefon görüşmesinden geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede Türkiye’nin F-16 savaş uçağı talebini, Başkan Biden ise İsveç’in NATO’ya katılımı konusunu gündeme getirdi. VOA Türkçe’ye konuşan Amerikalı uzmanlar telefon görüşmesini, “Biden’ın Erdoğan’la daha iyi bir ilişki kurmak istediğinin işareti” olarak yorumladı.
Hem ABD Başkanı Joe Biden hem de Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Türkiye’de 28 Mayıs seçimlerinin ikinci turunda tablo netleştikten sonra Twitter’dan bir mesaj paylaşarak Erdoğan’ı tebrik etti. Ertesi gün ABD’de Anma Günü sebebiyle resmi tatil olmasına rağmen, Başkan Biden akşam saatlerinde telefonla da arayarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kutladı.
Başkan Biden Delaware’e gitmek üzere Beyaz Saray’dan helikopterle ayrılmadan önce gazetecilere yaptığı açıklamada, “(Cumhurbaşkanı Erdoğan) F-16’lar konusunda hala bir çıkış yolu bulmak istiyor. Ben de kendisine İsveç konusunu halletmek istediğimizi söyledim. Yeniden irtibatta olacağız. Haftaya bu konuyu daha ayrıntılı ele alacağız” ifadelerini kullandı.
ABD’nin eski Türkiye Büyükelçisi James Jeffrey seçimin sonuçlanmasının, Türkiye-ABD ilişkileri için ilk aşamada tabloya bir netlik getirdiği görüşünde.
VOA Türkçe’nin Erdoğan’ın seçimi kazanmasının ilişkiler açısından ne anlama geldiği sorusunu yanıtlayan James Jeffrey, “Öncelikle Washington’un kimle muhatap olacağının belli olması açısından bir netlik anlamına geliyor. Bunun yanısıra, Erdoğan gücünü seçimde bizim gayrimeşru olduğunu değerlendirdiğimiz çeşitli şekillerde kullanmış olsa da, temelde özgür bir seçim olması bakımından da rahatlama anlamına geliyor” diyor.
“Zor ama bildik bir kişiyle muhatap olmaya hazırlar”
Seçimin ikinci turunun ardından, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başkan Biden’a kıyasla daha yakın bir ilişkiye sahip olduğu eski ABD Başkanı Donald Trump, kendi sosyal medya platformu Truth Social’dan bir mesaj paylaşarak, Erdoğan’ı “büyük ve hak edilmiş” sözleriyle nitelediği zaferinden dolayı tebrik etti.
ABD’de 2024’te yapılacak başkanlık seçimlerinde aday olan Trump, “Kendisini iyi tanırım, arkadaşım. Yeni bir önem ve saygı seviyesine çıkardığı ülkesini ve Türkiye’nin büyük halkını ne kadar çok sevdiğini ilk elden öğrendim” ifadelerini kullandı.
ABD Başkanı Joe Biden da yaklaşık 2 saat sonra Twitter’dan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tebrik etti; “NATO Müttefikleri olarak ikili konularda ve ortak küresel zorluklarda birlikte çalışmaya devam etmeyi sabırsızlıkla bekliyorum” diye yazdı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim kampanyasında sık sık Başkan Biden’ı hedef alan ABD karşıtı bir söylem kullanmış olmasına rağmen, Başkan Biden Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tebrik telefonu açmakta gecikmedi. Çok sayıda Batılı lider de Erdoğan’ı seçimin ertesi gün arayarak kutladı.
Büyükelçi Jeffrey’e göre bu durum ABD dahil Batı ülkelerinin, “Zor ama bildik bir kişiyle karşılıklı çıkarlar temelinde muhatap olmaya hazır olduklarının” göstergesi. James Jeffrey bu bağlamda, Rusya ve İran’ın bölgede kontrol altında tutulması, terörle mücadele ve mültecilerin Avrupa’ya akın etmesinin engellenmesi gibi konularda Türkiye’nin önem taşıdığını vurguluyor.
VOA Türkçe’ye konuşan Türkiye uzmanı Alan Makovksy de Başkan Biden’ın 2021 yılı Ocak ayında göreve geldikten sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ancak Nisan ayının son haftasında telefonla aradığını ve bunu da 1915 olaylarını “soykırım” olarak tanıyacağını bildirmek için yaptığını hatırlattı.
Makovsy şimdiyse erken aşamada gerçekleşen Biden-Erdoğan telefon görüşmesini ve liderlerin haftaya da görüşmeye devam edecek olmasını, “Biden’ın Erdoğan’la daha iyi bir ilişki kurmak istediğinin işareti” olarak yorumladı.
Washington’daki düşünce kuruluşu Center for American Progress’in Ulusal Güvenlik ve Uluslararası Politika uzmanı Makovksy, “Erdoğan Biden’ı 2020 seçimi sonrası en son tebrik eden liderler arasındaydı. Trump’ın da Erdoğan’ı tebrik etmesi ilginçti” ifadelerini kullandı.
F-16 satışı İsveç’in NATO üyeliği onayına mı bağlı?
Yeni dönemde ABD açısından kısa vadede en önemli öncelik, Rusya’nın Ukrayna işgalinin ardından üyelik başvurusunda bulunan İsveç’in NATO’ya katılım protokolünün Temmuz’da yapılacak NATO Zirvesi’ne kadar onaylanması.
Finlandiya’nın NATO üyeliğini bir süre bloke ettikten sonra onaylayan Türkiye ve Macaristan henüz İsveç’in katılım protokolünü onaylamış değil. Türkiye İsveç’ten terörle mücadele konusunda daha güçlü adımlar atmasını talep ediyor.
Başkan Biden’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yaptığı telefon görüşmesinin içeriği ve uzmanların değerlendirmeleri, Türkiye’nin ABD’den talep ettiği F-16 savaş uçakları ve bu konu arasında bir bağlantı olduğuna işaret ediyor.
ABD’nin başka ülkelere silah ve askeri ekipman satışı Kongre onayına tabi. Hem Temsilciler Meclisi hem de Senato’nun ilgili komisyon başkanları, Türkiye’ye 20 milyar dolarlık olası satışın anahtarını elinde tutuyor.
ABD Kongresi’nin alt kanadı Temsilciler Meclisi Dış İşleri Komisyonu’nun Cumhuriyetçi Başkanı Michael McCaul geçen hafta Politico’ya yaptığı açıklamada, seçimi Erdoğan’ın kazanması halinde bile, Türkiye’ye F-16 satışına genel olarak açık olduğunun mesajını verdi.
Michael McCaul, “Seçimden sonra, kazanan kim olursa olsun, İsveç’in bir NATO müttefiki olarak tanınacağı konusunda bize güvence verildi” ifadelerini kullandı ancak başka ayrıntı vermedi.
Komisyonun kıdemli Demokrat üyesi Gregory Meeks ise Yunanistan’la da gerginliğin düşük seyretmesi gerektiğini vurguladı, “Bu seçimlerin tamamlanmasını istiyorum ve ardından Türkiye’den bazı adımlar görmem gerekiyor. Bu adımlar atılmadığı sürece bu satışa karşıyım” dedi.
Senato Dış İlişkiler Komisyonu’nun Demokrat Başkanı Bob Menendez’in bu konudaki sert görüşü ve uzun süredir pozisyonundan taviz vermediği biliniyor.
Menendez F-16 konusunda ikna edilebilir mi?
Senatör Menendez önceki açıklamalarında, Türkiye’ye F-16 satışının gerçekleşmesi için İsveç’in NATO üyeliğinin onaylanmasının dışında, Yunanistan’la gerilimin azaltılması, Türkiye’nin Ermenistan’la Azerbaycan arasındaki savaşta Azerbaycan’a desteğini kesmesi gibi koşulları öne sürmüştü.
Alan Makovksy, “Menendez güçlü bir lider. Ancak Biden Menendez’e, ‘İsveç’i NATO’ya alma fırsatımız var ve alamazsak NATO’nun birliği konusunda Rusya’ya kötü bir mesaj vermiş oluruz’ diyebilir. ‘Depremden bu yana Yunanistan’la da ilişkiler sakin ve Ege’de hava sahasında ihlal haberleri gelmedi. Biz de daha iyi bir başlangıç yapmak istiyoruz’ diyebilir” sözleriyle Biden yönetiminin Menendez’i ikna etme olasılığına dikkat çekiyor.
İnsan hakları ve demokrasi eleştirileri gelmeye devam eder mi?
Biden yönetimi yetkililerinin Türkiye’ye ilişkin açıklamalarında insan hakları, hukukun üstünlüğü ve demokratik ilkeler gibi konuları da ön plana çıkardığı ve Başkan Biden’ın göreve gelmesinin ardından Türkiye ile ilgili ilk açıklamalarda cezaevinde bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve işadamı Osman Kavala konularına dikkat çektiği biliniyor.
Türkiye, Beyaz Saray’ın düzenlediği demokrasi zirvelerine de iki yıl üst üste davet edilmemişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan seçimi kazanmasının ardından yaptığı balkon konuşmasında muhalefete, PKK ve LGBTi üzerinden yüklenmeyi sürdürmüş ve kalabalıktan bu sırada “Selo’ya idam” sloganlarının yükseldiği duyulmuştu.
VOA Türkçe’nin ABD’den Türkiye’ye insan hakları ve demokrasi konusunda tepkilerin gelmeye devam edip etmeyeceği sorusunu yanıtlayan uzmanlar, eleştirilerin zaman zaman gündeme gelmesini beklemekle birlikte, bu konuların en azından orta vadede ön planda olmayacağı kanısında.
ABD’nin eski Türkiye Büyükelçisi James Jeffrey, demokrasi ve insan hakları eleştirilerinin “Biden yönetiminin DNA’sında olduğunu; ancak bunun bir öncelik olmayacağını” söylüyor.
Benzer bir görüşü dile getiren Türkiye uzmanı Alan Makovksy de, “ABD’nin insan haklarını desteklemesi elbette önemli ancak bir ülkenin seçilmiş olan lideri kimse onunla muhatap olmanız gerektiği de bir gerçek. Kim söz sahibiyse onunla muhatap olmak zorundasınız” diyor.