Berrak GÜNGÖR
– Türkiye 14 Mayıs’taki seçimlere hazırlanırken AKP’nin kötüye giden dış politikayı onarma adımları da hızlandı. Arap dünyasının son zamanlarda Suriye ile olan normalleşme sürecine Türkiye de dahil oldu. En son Moskova’da bir araya gelen Türkiye, Rusya, Suriye ve İran’ın masasında normalleşme konusu vardı. Şam ise söz konusu görüşmede Ankara’nın topraklarından çekilmesinin görüşüldüğünü açıklamıştı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Dışişleri Bakanları düzeyinde bir toplantı için 10 Mayıs’ı işaret ettiği ancak Şam’ın şartlarını “gerçekçi” bulmadıklarını açıklamasının ardından gözler yeniden Suriye’de ve sürecin ilerleyişinde.
Şam’a yönelik gündemin hız kazandığı bugünler de iktidardaki Baas Partisi’nin Suriye’deki savaştan en çok etkilenen şehirlerden biri olan Humus Milletvekili Ahmed El Sukkari ile konuştuk.
Sukkari, Şam’ın masadaki şartları konusunda tavrının net olduğunu ifade ederek şu cümleleri kurdu:
“Aslında Şam’ın duruşu çok net ve açıktır. Şam’ın, ister dışişleri ister en üst düzey olsun herhangi görüşmeyi kabul etmesi Türkiye’nin iyi niyetini ispatlamasından geçiyor. Ben, Şam’ın ortada çekilme vaadi olmadan ya da iyi niyet adımları atılmadan normalleşmeye gideceğini düşünmüyorum. Burada Türkiye’den beklenen, yalnızca açıklamalarla ve konuşmalarla değil; sahada somut bir adım atıp niyetindeki ciddiyetini göstermesidir.”
İyi niyet ispatı için de sahada somut adım vurgusu yapan Sukkari, “Bahsettiğimiz iyi niyet adımlarının sonucunun da Türkiye’nin Suriye topraklarından çekilmesi olmalı. Bu Şam’ın ilkesel bir duruşudur” ifadelerini kullandı.
‘ASIL AMAÇ FOTOĞRAF’
Türkiye’deki seçimlere vurgu yapan Humus vekili, AKP hükümetinin esas istediği şeyin 14 Mayıs’tan önce dış politika gidişatı çerçevesinde Suriye ile bir fotoğraf vermek olduğunu belirtti ve şöyle devam etti:
“Türkiye’nin bugünkü açıklama ve adımları aslında seçimlere yönelik bir kazanç elde etme isteğidir. Onun için de bir takım test unsurları kullanıyorlar. Türkiye tarafından birçok açıklama geliyor. Ve bu günlerde o açıklamalar daha çok Suriye ile normalleşmeye odaklanmış gözüküyor. Ancak Türkiye’deki hükümetin esas amacı seçimlerden önce Suriye ile bir fotoğraf vermek.”
TÜRKİYE’NİN SDG ‘ÇELİŞKİSİ’
Türkiye’nin Suriye konusunda hem normalleşmek isteyip hem de askerlerini çekmek istememesinin bir çelişki olduğuna işaret eden Sukkari bu çelişkiyi ise şöyle örneklendirdi:
“Türkiye’nin çelişkilerine dair size bir örnek vermek istiyorum. Normalleşmek isteyip de buna rağmen çekilmeye yanaşmamak gibi çelişkiler var ortada. Ben de size Türkiye’nin çelişkilerine dair bir örnek vereyim. Son yıllarda Türkiye’nin Suriye Demokratik Güçleri’ni (SDG) bir terör örgütü olarak tanımladığı açıklamalar art arda geliyor. Ama Türkiye hükümeti aynı yapıdan daha önce Özgür Suriye Ordusu’na katılıp Şam’a karşı bir duruş sergilemesini istemişti. SDG’den Türkiye hükümetinin bu teklifine olumlu cevap gelmiş olsaydı; bugün SDG terörist örgüt olarak anılmayacaktı.”
‘ŞAM İÇİN ÖNEMLİ OLAN ATILACAK ADIMLAR’
Suriye’de Türkiye’deki seçimlere yönelik nasıl bir beklenti olduğunu sorduğumuz Sukkari, Suriye Arap Cumhuriyeti’nin taraflarla değil Suriye’ye yönelik yaklaşımlarla ilgilendiğini belirterek şunları söyledi:
“Suriye’nin meselesi taraflarla değil. İster iktidar kalsın ister muhalefet gelsin Şam için önemli olan nasıl adımlar atılacağı. Suriye’nin işgal edilen topraklarını geri verecek mi, vermeyecek mi? Önceki gibi iyi komşuluk ilişkilerine dönecek mi dönmeyecek mi? Önemli olanlar bunlar.”
‘SEÇİMLERDE MUHALEFET ÖNDE GÖRÜNÜYOR’
Sukkari öte yandan Şam’ın Türkiye seçimlerini yakından takip ettiğini ifade ederek kendisi ve parlamenter arkadaşlarının Türkiye’de değişim rüzgarları estiği konusunda hem fikir olduklarını söyledi. Humus vekili şöyle devam etti:
“Ben ve parlamenter arkadaşlarım ve halkın bir kısmının fikri Türkiye’deki seçimleri muhalefetin kazanacağı yönünde. Arap medyasına yansıyan bir anket muhalefetin üstünlük sağlamış olduğunu gösteriyordu. Değişiklik havası olduğunu söyleyebiliriz çünkü önceden anketlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’nın ve partisinin önde olduğunu görüyorduk. Bugün ise bunun değiştiği görülmekte.”
‘ARAP LİGİ’NE DÖNÜŞ ELİ GÜÇLENDİRİR’
Suriye’nin Arap Ligi’ne dönüş yolunda olduğu da uluslararası toplum tarafından bilinen bir gündem maddesi. Bunda ise Çin’in proaktif bir dış politikaya dönmesi ve Ortadoğu’da istikrarın Pekin’in çıkarına olmasının büyük etkileri var. Şam’ın Arap Ligi’ne dönmesinin Suriye’nin elini nasıl güçlendireceğini sorduğumuz Sukkari, şu ifadeleri kullandı:
“Tabii ki Suriye’nin Arap Ligi’ne dönmesi elini çok güçlendirecek. Birçok Arap ülke Suriye’nin Arap Ligi’ne dönmesini istiyor. Ama bazı ülkelerin de Suriye’nin geri dönmesini istemediğini de görüyoruz. Örnek olarak Katar ve Fas’ı gösterebiliriz. Suudi Arabistan’ın Suriye’nin dönmesi için kampanya yürüttüğü biliniyor artık. Suriye’nin lige dönmesi de sadece Arap dünyasında değil bölgede ve dünya siyasetinde daha etkili rol almasının yeniden önünü açacak.”
Son zamanlarda Şam’a yönelik esen normalleşme rüzgarlarına ise Sukkari’nin yorumu şöyle oldu:
“Herhangi bir yakınlaşma nasıl olursa olsun olumlu bir adımdır. Hele hele bu yakınlaşma Suriye ile ilgiliyse tabii ki çok daha önemlidir. Çünkü Suriye’nin hem yakın çevresi, hem de batının büyük çoğunluğunun uyguladığı ambargo altında kalan bir devletten söz ediyoruz. Suudi-Suriye yakınlaşmasının en büyük işareti Dışişleri Bakanının ziyaretiydi. Ve bu da Suudi İran yakınlaşmasının olumlu neticesidir. Suriye-Suudi Arabistan yakınlaşmasının olumlu ve pozitif neticeleri olacak. Ambargo altında olan Suriye için bu çok önemli. Suudi Arabistan’la yakınlaşma da normalleşme sürecinde diğer ülkeleri teşvik eden bir mihenk taşı olacak. Zaten Amman beşli toplantısında da o etkiyi gördük.”
Kaynak:
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***