YORUM | ADEM YAVUZ ARSLAN
Çok uzun analizler yapmaya, sandık sandık yapılan usulsüzlükleri anlatmaya gerek yok.
Zira herhangi bir sosyal medya platformuna girseniz seçimin nasıl çalındığını kendiniz de görebilirsiniz.
Hem de görüntüleriyle birlikte.
Gerçekten de isyan etmemek, soğukkanlı kalabilmek çok zor.
‘Çalma’ konusundaki uzmanlığı bilinen Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP kurmayları göstere göstere seçimi yine çalıyor.
Türkiye’nin geleceğinin oylandığı tarihi seçim muhalefetin beceriksizliği nedeniyle gözümüzün önünde çalındı.
Bu noktada Erdoğan ve AKP kurmaylarına diyecek bir şeyim yok. Onlar zaten ‘çalma’ konusunda uzmanlar.
20 yıllık iktidarlarında bu konuda ki maharetlerini tartışmaya yer bırakmayacak şekilde gösterdiler. Hatta son günlerde ‘aile içinden’ yapılan ifşaatlarda gösterdi ki çalma konusundaki yetenekleri hayallerimizin bile üstünde.
Yani Erdoğan ve müttefiklerinin seçimi çalmasında şaşılacak bir durum yok.
MUHALEFET NEDEN HAZIRLANAMADI?
Muhalif seçmenin kızgınlığı muhalefete. Zira haftalardır anlatıyoruz, uzmanları yazıyor, çiziyor, gösteriyor.
Seçimin nasıl çalınacağı bilinmez bir şey değil.
Yani hırsızı ve yöntemlerini biliyoruz. Sizin yapmanız gereken basit bir şey vardı; çaldırmamak.
Ben dahil birçok sürgün gazeteci ‘Bilal’e anlatır gibi’ anlattık.
“Yüksek Seçim Kurulu’nda şunları yapacaklar, sandıklarda bunlar olacak, oy pusulaları taşınırken şöyle, sonuçlar açıklanırken böyle manipüle edecekler” dedik.
Seçmen hassasiyet gösterdikçe Millet İttifakı yöneticileri “merak etmeyin, her şey kontrolümüz altında” dedi. İddialarına göre seçim günü iki bin 500 avukat ve 500 bin görevli sandık başında olacaktı.
Ancak yine olmadı.
Yine olmadı diyorum çünkü biz aynı skandalları daha önceki seçimlerde de gördük. Hatta CHP’nin seçim güvenliğini emanet ettiği kişi olan Mehmet Ali Çelebi bugün AKP’de siyaset yapıyor.
Daha önceki seçimlerde olduğu gibi muhalefet sandıklara sahip çıkamadı. Torbalar yollarda değiştirildi.
Veri akışı sık sık kesildi. Sözde muhalif kanallar bile seçim sonucu diye Anadolu Ajansı bilgilerini paylaştılar.
Bir önceki seçimde ‘adam kazandı’ deyip ortadan kaybolan Muharrem İnce gibi bu seçimde de en kritik anlarda “seçim ikinci tura kaldı” diye muhalifleri yönlendiren ekran yüzü gazeteciler oldu.
Kısacası iktidar beklendiği gibi oyları çaldı, muhalefet tahmin edildiği gibi sandıklara sahip çıkmayı beceremedi.
Baştan eşit ve adil olmayan bu seçim yarışında alınacak basit tedbirlerle Erdoğan rejiminin hırsızlık yapması engellenebilirdi.
Ama yapmadılar.
CHP KENDİ İÇİNDEN VURULDU
Millet İttifakının en büyük partisi CHP olduğu için gözler oradaydı.
Fakat onlar da Tuncay Özkan gibi şaibeli bir isme emanet etti. Sistemin başına da başarısızlığı tescilli Onursal Adıgüzel kondu.
Söz konusu isimler hazırlık yapmak yerine kamuoyundan yükselen endişeleri bastırmak için sık sık “merak etmeyin, hazırlığımız tam” açıklaması yaptılar.
‘Hazırlığı’ seçim akşamı gördük.
Yine binlerce sandık sahipsiz kaldı. Çok iddialı oldukları bilişim altyapıları daha üçüncü saatte çöktü.
Sonuçları hızlı ve etkin bir şekilde toplayıp kamuoyuna aktaracak bir sistemin hazırlanmadığı ortaya çıktı.
Genel merkezle irtibatı olan bazı gazeteciler yada Eren Erdem gibi partililer “CHP’nin kayıtları” diyerek bazı sonuçlar paylaştılar.
Ancak burada kritik bir şey oldu.
Halktv ve Sözcü Tv’de sözde muhalif bazı gazeteciler doğrudan Erdoğan’a çalıştılar. Yeri gelmişken tekrar not düşelim. Bu kritik seçim öncesinde derin devletin ve Saray’ın tüm aparatları tekmili birden sahaya çıktı.
Bir bakıma ‘kadro’ afişe oldu. Hepsinin de Ergenekon sürecinden tanıdığımız isimler olması da not edilmesi gereken bir ayrıntı.
Seçime geri dönersek;
CHP Genel Başkan Danışmanı Tuncay Özkan kontrolündeki Anka Haber Ajansı’nın seçim sonuçlarını vereceği ilan edilmişti.
Ancak gelin görün ki Anka’nın sahada elemanı olmadığı ortaya çıktı. Sonuçları sahadan almadılar, CHP’den de almadılar. YSK da vermedi.
Rezalete bakar mısınız ? Muhalefetin umut bağladığı ajans sonuçları iktidardan almış!
Yeri gelmişken şunu da not edeyim; Cihan Haber Ajansı binlerce kişilik kadrosuyla seçim sonuçlarını hızlı ve doğru şekilde veriyordu.
Bu yüzden Erdoğan rejiminin hedefi oldu.
Rejimin polisleri tomalarla ajansın kapısına dayandığında sözüm ona muhalif kesimler üç maymunu oynamayı tercih etmişti.
İpek Medya, Zaman ve Samanyolu Grupları kapatılırken ‘bize ne’ dediler.
Söylenecek çok şey var ama biz “Bu kadar adam onca senedir Cihan Haber Ajansı gibi seçim sonuçlarını sağlıklı verebilecek bir ajansı neden kuramadınız” diye soralım ve seçime dönelim.
Erdoğan rejimi seçimin mühendisliğini çok ustaca yaptı.
Seçim yarışı zaten eşit, özgür ve adil değildi. Seçim günü de sandıklara müdahale ettiler. En kritik müdahaleler YSK üzerinde yapıldı.
Anadolu Ajansı yine beklenen operasyonunu çekti.
Yeşil Sol oyları MHP’ye yazıldı. CHP ve Kılıçdaroğlu oyları AKP ve Erdoğan’a ‘kaydırıldı’. Sonuçta hem mecliste ezici bir çoğunluk kazandılar hem de Erdoğan’ın oylarını yüzde 49,5 gibi bir oranda bıraktılar.
Böylece tüm dünyaya “Türkiye’de demokrasi var. Bakın seçim ikinci tura kaldı. Çalsam yarım puanı mı çalamazdım, ezdiklerim, hapse attıklarım da muhalif değil terrorist” denmiş oldu.
Gelinen noktada Erdoğan taraftarlarında ‘operasyonu başarıyla tamamlamış olmanın’ verdiği rahatlık ve özgüven , muhalefette ise büyük bir hayal kırıklığı var.
Ancak maç halen bitmiş değil.
Eğer Kemal Kılıçdaroğlu, Tuncay Özkan başta olmak üzere Ergenekon artıklarıyla yolunu ayırır, sözde muhalif gazetecilere mesafe koyar ve sandık güvenliğine odaklanırsa seçimi ikinci turda kazanma ihtimali hala var.
YSK üzerine baskı kurmazlarsa ilk turda yaşanan fiyasko büyüyerek devam eder.
Unutmayın, Stalin’in dediği gibi; “Kime oy verdiğiniz değil, oyları kimin saydığı belirleyicidir.”
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***