Uluslararası basın kuruluşlarının yayınladığı ortak bildiride, eleştirilerin bu şekilde bastırılmasının seçim sürecini baltaladığı ifade edildi. Bildiride, ‘RTÜK, ülkedeki ifade özgürlüğünü ve medya çoğulculuğunu desteklemek yerine, iktidar partileri tarafından meşru eleştirileri susturmak ve Mayıs 2023 seçimlerinde haksız bir avantaj sağlamak için silah haline getiriliyor.’ denildi.
Açıklamada, RTÜK’ün bu ay başında FOX TV, Halk TV ve Tele1’e yayın haberciliği ilkelerini ihlal ettikleri ve tarafsız davranmadıkları gerekçesiyle verdiği cezalara atıfta bulunuldu.
FOX TV’ye aylık reklam gelirinden yüzde 3’lük cezaya, haber spikeri Gülbin Tosun’un “iktidar çalışmanızı, okumanızı değil, çocuk sahibi olmanızı ve evde kalmanızı istiyor” sözleriyle hükümetin kadın haklarına yaklaşımını eleştirmesinin ardından ceza kesildi. Tosun, yaptığı açıklamaların ardından iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) üyeleri tarafından hedef alındı.
RTÜK, bir sunucu ve konuğunun Türkiye Afet Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) şubat depremlerinden sağ kurtulanları evlerini kurtarmak için ekipmanlarını kiralamakla görevlendirdiğini iddia eden bir habere yer vermesinin ardından Halk TV’ye de aynı cezayı verdi.
TELE1, “18 Dakika” programının sunucularının AKP yönetimindeki Şanlıurfa Belediyesi’ni eleştirmeleri ve belediyenin yabancı hükümetler tarafından sağlanan fonları Türkiye’ye aktardığı yönündeki iddiaları gerekçe göstermesi üzerine “belediyeyi aşağılamak” suçundan aylık reklam gelirinin yüzde 3’ü kadar para cezasına çarptırıldı.
RTÜK, çok sayıda programı da eleştirel içerikleri nedeniyle geçici olarak yasakladı. 2022’de RTÜK, beş bağımsız yayıncıya toplam 17.335.000 Türk Lirası (yaklaşık 825.000 ABD Doları) tutarında 54 para cezası verdi.
Hükümetin sansürü yerel haber kanallarıyla sınırlı değil. Mart ayında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Alman yayıncı Deutsche Welle’nin (DW) Türkçe servisinin Haziran 2022’de RTÜK’ün talebi üzerine bloke edilmesinin ardından işletme ruhsatını yenilemeyi reddetmişti. DW artık Türkiye’de tüzel kişilik olarak faaliyet gösteremiyor, bu da muhabirlerini ve editörlerini sabit iş sözleşmelerinden ve sosyal güvenlik yardımlarından yoksun, serbest çalışan olarak çalışmaya devam etmeye zorluyor.
Ortak bildiride ayrıca, “Bu olayları, Türk hükümetinin 14 Mayıs 2023’te yapılacak cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri öncesinde eleştirel haberciliği bastırmaya ve bilgi akışını kontrol etmeye yönelik sistematik girişiminin bir parçası olarak görüyoruz. Türk yayın düzenleyicisi RTÜK’ü, bağımsız yayıncılara yönelik zulmü derhal sona erdirmeye ve ülkede ifade özgürlüğü ve medya çoğulculuğunu güvence altına alma yetkisine göre hareket etmeye çağırıyoruz.” ifadelerine yer verildi.
RTÜK, Türk hükümetini eleştiren bağımsız televizyon ve radyo istasyonlarına cezai ve orantısız yaptırımlar uygulayarak ülkedeki sansürün artmasına katkıda bulunmakla suçlanıyor.
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’ne (RSF) göre , RSF’nin 2022 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke arasında 149. sırada yer alan Türkiye’de ulusal medyanın yüzde 90’ı hükümet yanlısı işadamlarına ait ve resmi çizgide değil.
Ortak bildiriye imza atan yayın kuruluşları şöyle;
Association of European Journalists
ARTICLE 19
Articolo 21
Coalition For Women In Journalism (CFWIJ)
Committee to Protect Journalists (CPJ)
Danish PEN
English PEN
European Centre for Press and Media Freedom (ECPMF)
European Federation of Journalists (EFJ)
Freedom House
International Federation of Journalists (IFJ)
International Press Institute (IPI)
Media and Law Studies Association (MLSA)
OBC Transeuropa (OBCT)
PEN International
Platform for Independent Journalism (P24)
Reporters Without Borders (RSF)
South East Europe Media Organisation (SEEMO)
Swedish PEN
World Association of News Publishers (WAN-IFRA)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***