– Şili’de Agusto Pinochet’nin kanlı darbesinin 50’nci yıldönümü yaklaşırken, ülkede hükümetin ‘Ulusal Arama Planı’ adını verdiği projeyle cunta yönetiminde ‘kaybedilen’ insanların akıbetleri araştırılacak. Plan, cunta sonrası Şili’nin tarihinde ilk kez bir hükümetin gözaltında kaybedilenler için kalıcı bir arama planına destek vermesi anlamına geliyor.
17 yıllık askeri rejim sırasında 40 bin kişinin işkence gördüğü ve 3 binden fazla kişinin öldürüldüğü tahmin ediliyor. Rejim tarafından zorla kaybedilen insanların yalnızca 310’u tespit edilebilirken hâlen ‘kayıp’ olduğu tahmin edilen yaklaşık 1400 kişi bulunuyor.
PLAN, BORİC’İN SEÇİM VAADİYDİ
Şili Devlet Başkanı Gabriel Boric, bu kapsamda ‘Ulusal Arama Planı’nın başlatıldığını duyurdu. 1990’da 20 kişinin cesetlerinin bulunduğu Şili’nin kuzeyindeki bir anma yerini ziyaretinde konuşan Boric, “Aramayı asla bırakmamak gibi bir ahlaki görevimiz var” dedi. ‘Ulusal Arama Planı’ yalnızca zorla kaybedilenleri bulup tespit etmeyi değil, aynı zamanda Pinochet’nin zulmünden etkilenen ailelere adaleti getirmeyi de hedefliyor.
SİYASİ TUTUKLULAR HELİKOPTERLERDEN ATILMIŞTI
Konuyla ilgili konuşan Şili Adalet ve İnsan Hakları Bakanı Luis Cordero Vega, “Planın, insanların gözaltına alındığı koşulları ve nasıl zorla kaybedildiklerini ortaya çıkarmayı hedeflediğini” dile getirdi. Diktatörlük sırasında, ülkenin her köşesinde siyasi tutukluların kaçırıldığı ve yargısız infazlara maruz kaldığı biliniyor. Yüzden fazla siyasi tutsağınsa canlı canlı helikopterlerden denize atıldığı biliniyor.
İLK ADIM: VERİ DERLEME
Söz konusu planın hayata geçirilmesi için ilk adımlardan biri, şimdiye kadar toplanan bilgileri birleştirmek olacak. Ülkede, Yargıtay’ın Aralık 2022 tarihli son verilerine göre, askeri diktatörlük sırasında görev yapmış eski devlet görevlilerinden bin 482’si hakkında birinci dereceden ceza davaları görülürken bunlardan 146’sı tutuklu durumda. Bugüne kadar ailelerin omuzlarına yüklenen ‘veri derleme’ işini devletin yapmadığına dikkat çeken Adalet ve İnsan Hakları Bakanı, “Bu gecikmelere ve verimsizliklere yol açarak ailelerin gerçeği bulma çabalarını engelledi” yorumunu yaptı.
Chile takes on ‘moral duty’ of finding the disappeared of Pinochet regime https://t.co/n7XSlEbbNF
— The Guardian (@guardian) April 17, 2023
‘ŞİLİ’DE ÇOK AZ DAVA CEZAYLA SONUÇLANDI’
Ulusal İnsan Hakları Enstitüsü müdürü Consuelo Contreras Largo, “Diktatörlük sırasında işlenen suçlara adaleti uygulamakta çok yavaş kalındığı” yorumunu yaptı. Largo, “İnsan hakları ihlallerinin büyüklüğüne kıyasla çok az davanın cezayla sonuçlandığına” dikkat çekti.
‘ORDUNUN AKTİF KATILIMI OLMADAN SÜRECİN SAĞLIKLI İLERLEMESİ ZOR’
Mayıs ayında son hâli verilerek kamuoyuna açıklanacak planla ilgili konuşan Gözaltında Kaybedilenlerin Yakınları Derneği (AFDD) başkanı Gaby Rivera, “Ailelerimizi arayacaklarını söyleme cesaretini gösteren tek hükümet bu” dedi. Arama planının girişimlerine temkinli yaklaşan Rivera, devletin planı sonuna kadar götüreceği konusunda şüpheli olduğunu dile getirdi. AFDD, Şili’de ordunun aktif katılımı olmadan böylesi bir sürecin sağlıklı ilerleyemeyeceğini savunuyor.
KOMŞU ARJANTİN SÜRECİ DAHA HIZLI ÇÖZMÜŞTÜ
2006’da hiçbir ceza almadan ölen diktatör Pinochet’nin aksine Şili’nin komşusu Arjantin’de 1976-83 yılları arasında süren askeri diktatörlüğe liderlik eden generalleri hızla yargılamıştı.
Oscar adayı ‘Arjantin 1985’ filminin konusu olan 1985 davasında ülke, askeri cuntanın lideri Jorge Videla ve Emilio Massera’nın ömür boyu hapis cezasına çarptırıldığını ve diğer bazı yüksek rütbeli subayların uzun hapis cezalarına çarptırıldığını gördü. O tarihten bu yana yaklaşık 1000 eski subay, askeri yönetim altında insan hakları ihlallerinden hüküm giydi.
Buna karşın, Şili’de Pinochet döneminin sorumluluları askeri diktatörlüğün ardından özgürlüğün tadını çıkardı. Sonunda yargılandıklarında ise, birçoğuna hafta sonu şartlı tahliye ve ev hapsi gibi rahat hapishane tesislerinde indirimli cezalar verildi. (DIŞ HABERLER)
Kaynak:
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***