Artı Gerçek – İnsan Hakları Derneği (İHD) ve kayıp yakınları İzmir’de her hafta gerçekleştirdiği eylemlerini sürdürdü. İHD İzmir Şubesi ve kayıp yakınları, bu hafta 10 Nisan 1981’de gözaltına alındıktan sonra kaybolan Nurettin Yedigöl’ün faillerinin bulunması için adalet çağrısında bulunuldu.
Basın açıklamasından önce İstanbul’da gözaltına alınan Cumartesi Anneleri’nin gözaltına alınışları alkışlarla protesto edildi. Ardından Yedigöl’ün nasıl kaybolduğu ve ailesinin adalet arayışı süreci anlatıldı. Açıklamayı İHD yöneticisi Ahmet Çiçek okudu. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
GÖZALTINDA KAYBETME, İNKÂR VE ZAMAN AŞIMI
Bu hafta sizlere kaybedilen, katledilen ve sonrasında yine zaman
aşımı gerekçesiyle katilleri yani kaybedenleri yargılanamayan Nurettin
Yedigöl’ü anlatacağız. 1981’de 26 yaşında olan Nurettin Yedigöl İstanbul’da yaşıyordu. Sosyalist kimliğiyle tanınıyordu. 12 Eylül Askeri Darbesi’nin ardından hakkında yakalama kararı çıkartıldı. 10 Nisan 1981’de İdealtepe’de bir ev baskınında gözaltına alındı.
AĞIR İŞKENCEYE MARUZ KALDI
İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün Gayrettepe’deki işkence merkezi 1. Şube’ye götürüldü. Orada sorgulandı. İfade vermeyi reddettiği için ağır işkenceye maruz kaldı. Şubede gözaltında bulunan diğer kişiler onu son gördüklerinde; kanlar içindeydi, konuşamıyordu ve bilinci yerinde değildi. Başından ve kasıklarından delik açılmış, metal bağlanarak elektrik verilmişti. O günden sonra kendisinden bir daha haber alınamadı.
GÖZALTINA ALINDIĞI REDDEDİLDİ
Çok sayıda kişi Nurettin’i siyasi şubede gördüklerine dair tanıklık etti. “Şahidiz, işkencede öldürüldü’’ diye ifade verdi. Ailesi; Emniyet Müdürlüğüne, Askerî Savcılığa, Sıkıyönetim Komutanlığına, Millî Güvenlik Konseyi Genel Sekreterliğine, Cumhurbaşkanlığına ve Başbakanlığa başvurdu ancak bir sonuç alamadı. Başvurdukları her yerde Nurettin’in gözaltına alındığı reddedildi. Nurettin Yedigöl’ün gözaltında kaybedilmesi ile ilgili farklı tarihlerde yapılan suç duyuruları sonucunda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından üç ayrı soruşturma yürütüldü. Ancak etkin olmaktan uzak soruşturmaların hepsinde, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildi.
AİLE AİHM’E BAŞVURDU
Anne Zeycan Yedigöl, oğlunun polis tarafından gözaltına alındıktan sonra devletin himayesi altındayken kaybolduğu ve adli makamlarca etkili soruşturma yürütülmediği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. 10 Aralık 2015 tarihinde Anayasa Mahkemesi, evrensel hukuka ve teamüllere aykırı bir biçimde başvurunun zaman bakımından kabul edilemez olduğuna karar vererek, iç hukuk yollarını tamamen kapattı. Dava AİHM’e taşındı. Baba İsmail Yedigöl 1998 yılında aramızdan ayrılıncaya kadar Nurettin’i aramaktan vazgeçmedi. Anne Zeycan Yedigöl, 98 yaşında aramızdan ayrılıncaya kadar “Oğlumu kaybedenlerden, onları yargılamayanlardan iki cihanda davacıyım. Ellerim yakalarında, ahım peşlerinde olacak.” diyerek sonsuzluğa uğurlandı.”
Açıklama, “İnsanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı olmaz. Kayıplar Bulunsun, Failler yargılansın” sözleriyle tamamlandı. (HABER MERKEZİ)
İHD hasta mahpuslar için eylemlerini sürdürdü: İlhan Dikme serbest bırakılsın
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***