İSTANBUL – Türkiye’nin normalleşmesi için Kürt sorununun çözülmesi gerektiğini vurgulayan yazar Ender İmrek, bunun da yeni bir sayfa açmakla mümkün olduğunu söyledi.
Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkımı üzerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti, yüzüncü yılına giriyor. Türklük üzerine kurulan cumhuriyetin geride kalan yüzyılında imha ve inkar konseptiyle çözümsüz bırakılan Kürt sorunu, ikinci yüzyılda çözüm bulabilecek mi? PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın tüm ısrar ve çabalarına rağmen 21 yıllık iktidarında “çözüm” adı altında girişimleri tasfiyeye dönüştüren AKP, gelinen noktada HÜDA PAR ile ittifak kurdu.
Demokrasi vaadiyle seçimlere giden Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ise Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar’a yaptığı ziyarette, Kürt sorununun çözümü için Meclis’e işaret etti. CHP’nin Kürt sorununda siciline dikkat çeken İmrek, Türkiye’nin normalleşme sürecine girmesinin ilk adımının İmralı kapılarının açılması olduğunun altını çizdi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Kürt halkının iradesi olduğunu vurgulayarak, sorunun çözümündeki rolüne değinen İmrek, bu sorunun iktidarın hesaplarından bağımsız olarak Abdullah Öcalan’ın avukatları, ailesi ile onunla görüşmek, tartışmak isteyen farklı şahsiyetlerle görüşmesinin olanaklarının derhal açılması gerektiği kanaatini dile getirdi.
DÖRT PARÇAYA BÖLÜNEN İRADE
Kürt sorunun varlığının temel nedeninin inkar ve yok sayma olduğunu söyleyen İmrek, sorunun Kasr-ı Şirin Antlaşması’ndan bugüne var olduğunu kaydetti. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra imzalanan Sykes-Picot Antlaşması’na dikkat çeken İmrek, “Bu antlaşmalardan sonra Ortadoğu’daki şekillenişte, Kürtlerin hakları ile varlığı bir ulus olarak ortak vatanlarında yaşamalarına uygun bir şekillenişten ziyade, cetvele çizilmiş olan bir harita söz konusu oldu. Kürt ulusunun toprakları, parçalara bölünmüş, bir bölümü Türkiye sınırları içinde, bir bölümü İran, Suriye, Irak’ta kalmıştır. Bir halkın iradesi dört parçaya bölünmüştür” dedi.
YOL HARİTASI TEKÇİ ANLAYIŞ OLDU
Cumhuriyetin ilk yıllarında Mustafa Kemal’in Kürt sorununu kabul ettiğini ve çok açık bir şekilde Kürtlerin yaşadığı bölgelerin muhtariyetle (özerklikle) yönetilmesi gerektiğini, aksi taktirde ise kargaşanın yaşanabileceğini belirten İmrek, bu bağlamda 1921 Anayasası’nın önemli olduğunu ancak Anayasa’ya göre hayata geçirilmediğini kaydetti. İmrek, daha sonra ise kabul edilen 1924 Anayasası ile tekçi bir anlayışın hakim olduğunu ifade ederek, “Bu Anayasa Türkçü ve İslamcı bir yol haritası oluşturdu. Dolayısıyla bu yol haritası tepkilere neden oldu. Bu tepkilerin karşısında ise sürekli bir güvenlik, iç düşman, dış düşman, işbirlikçiler meselesi ifadelerle bir yol haritası yapmaya çalıştılar” diye konuştu.
KÜRTLERİN ELDE ETTİĞİ KAZANIMLAR
Kürtlerin imha ve inkara karşı kendilerini savunmasının meşru olduğunu vurgulayan İmrek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Özellikle 12 Eylül 1980 darbesi ile yaşanan yoğun işkenceler, o sürece paralel olarak Kürtlerin başlatmış olduğu farklı bir yönelim ve mücadele seyri gelişti. 50 yıldan fazla bir süreçtir. Biz bu süreci takip ediyoruz. Bu süreçler büyük bedellere neden oldu. Türkiye’nin yönetimleri dönem dönem bu meseleyi gündemlerine getirseler de ‘Kürt sorununu inkar etmiyoruz’, ‘Türkiye’nin Avrupa birliği yolu Diyarbakır’dan geçer’, ‘Kürt realitesini tanıyoruz’ deseler de, AKP döneminde bir müzakere masa kurulmuş olsa da, esas olarak bu meselenin çözümü egemen sınıflar tarafından ırkçı, şoven güçler tarafından istenmemektedir. Bugün Türkiye’nin partileri ve yönetimleri ciddi anlamda bir adım atmadı. Bu alınan mesafeler defacto olarak kabul ettirilen tüm gelişmeler, Kürtlerin büyük bedeller ödeyerek ve mücadeleleri ile elde ettikleri haklardır. Bugün Kürtler bazı kazanımlar elde etmişlerse, Kürtlerin dişe diş mücadelesi ile olmuştur.”
‘KAPILAR DERHAL AÇILMALI’
Kürt sorununun çözümünde PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın rolüne değinen İmrek, “Aynı zamanda Kürt halkının kendi iradesi olarak gördüğü, ifade ettiği bir politikacıdan söz ediyoruz. Ve İstanbul ile Diyarbakır Newroz’unda insanlar sadece Öcalan ismi içinde geçen sloganlar attığı için gözaltına alındılar. Ama baktığımızda milyonların o gün dile getirdiği bir özgürlük talebi var. Dolasıyla Türkiye, normalleşme sürecine girecekse, bu ırkçı, faşist yönetimden, onun politikalarından kurtulacaksa, önümüzdeki süreçte bu meselenin politik hesaplarla, siyasal iktidarın yargı üzerindeki hegemonyasıyla, onu bir şantaj dönüştürme hesaplarından bağımsız olarak Abdullah Öcalan’ın avukatları, ailesi ile onunla görüşmek, tartışmak isteyen basınla, farklı şahsiyetlerle görüşmesinin olanaklarının derhal açılması gerektiği kanaatindeyim” ifadelerini kullandı.
CHP’NİN KÜRT SORUNU SİCİLİ
Kılıçdaroğlu’nun HDP ziyaretinde Kürt sorununa dair açıklamalarını hatırlatan İmrek, çözüm için Meclis’e işaret edilmesinin olumlu olduğunu belirtti. İmrek, CHP’nin Kürt sorunundaki siciline dikkat çekerek, bu süreçte de net bir program ve söylem ortaya koymadığını söyledi. İmrek, “Kürt sorununda, anadilde eğitim meselesi gibi konular gündeme geldiğinde, CHP’nin bu meseleler de ‘Ülke bölünür, parçalanır. Resmi dil var. Onun ötesinde ana dilde eğitim olmaz’ şeklinde yaklaştı. Ancak son süreçte herkesin de gördüğü gibi CHP’nin içinde bir değişim, dönüşüm var. Kürt meselesinin, Kürt halkının ve taleplerinin demokratik bir biçimde ve anayasal güvenceye kavuşturularak çözümlenmesi gerektiği noktasında bir baskılanma ile karşı karşıya. Bunu daha da artırmak gerekiyor. Kürt halkının hakları Meclis’te anayasa ile net bir biçimde tarif edilmesi, geleceğine dair onların eşitliğine dair, tüm haklarına dair, tüm taleplerin yer ettiği bir anayasanın düzenlenmesi olması gereken bir şey” diye kaydetti.
KÜRT SORUNUNDA MUHATAP KİM?
Kürt sorununun çözüm yerine dair tartışmalara değinen İmrek, ilk olarak Meclis’te tartışılmaya başlanabileceğini ancak Kürt sorunun muhataplarının Meclis’tekiler ile sınırlı olmadığının altını çizdi. İmrek, “Abdullah Öcalan da PKK de muhatap. Bunu bilmeyecek, bir şekilde izah etmeyecek bir şey söz konusu değil. Kürt meselesinde muhatap olan tüm çevreler ile konuşmak gerekiyor” dedi.
YENİ BİR SAYFA AÇMAK MÜMKÜN
Kürt sorununun çözümü için CHP’nin önünde büyük bir şans olduğunun altını çizen İmrek, şunları söyledi: “Kürt sorunun çözümünün ne denli önemli olduğunun anlatmaya büyük bir ihtiyacımız var. Savaşa yatırılan paraların, önünde poz verilen SİHA’lar ile öven ile değil, barıştan, özgürlükten, refahtan, eğitim ve sağlıkta mesafe kat eden eşit ve özgür bir biçimde, demokratik bir Türkiye bize lazım. Bunun için de hepimizin mücadele etmesi lazım. CHP için de büyük bir şans var. Bu konuda doğru bir rota izleyebilirse ve bu meseleleri Emek ve Özgürlük İttifakı ile iyi bir şekilde müzakere ederse, Meclis’te Kürt meselesini farklı yönleriyle ele alırsa, hukuksuzluklara son verirse, çok şey değişebilir. Örneğin cezaevindeki Kürt siyasetçilerinin serbest bırakılması, çeşitli adımların atılması ile başlanırsa, sürecin hızla bir iyileşmeye evrilmesiyle yeni bir sayfa açabileceğini söylemek mümkün.”
MA / Mehmet Aslan
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***