İLKER DOĞAN | HABER İNCELEME
Akademisyen Necip Hablemitoğlu’nun öldürülmesine ilişkin davanın Segbis tutanakları, Hizmet Hareketi’ne yönelik kumpası tamamen deşifre etti. Davanın en önemli ‘sanığı’ olan eski ÖKK çalışanı Nuri Gökhan Bozkır’ın ifadelerine göre Hablemitoğlu cinayeti, Enver Altaylı ve Mustafa Özcan ismi üzerinden Hizmet Hareketi’ne yıkılmaya çalışılıyor. Bozkır, ilk duruşmada verdiği ifadesinde, dilekçeleri gazeteci Zihni Çakır’ın telkinleriyle yazdığını, onun yönlendirmeleriyle ifade verdiğini anlatıyor. Bozkır’ın ifadesine göre Zihni Çakır kendisine şöyle telkinlerde bulunuyor: “Zihni Çakır, ‘Özel kuvvetler içerisinde bir grup, bir yapılanma. (Hablemitoğlu) bu yapılanma tarafından yapıldı (öldürüldü). Senin de bunu vücut buldurman lazım. Enver Altaylı ve Mustafa Özcan ilişkileri var. Dilekçene bunu da ekle’ diye tamamen telkinleriyle ben de o dilekçeyi yazdım.”
Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Hablemitoğlu’nun öldürülmesine ilişkin davanın Segbis çözüm tutanakları sisteme yüklendi. Kayıtlara göre Hablemitoğlu davası daha ilk duruşmada çökmüş. Kayıtlarda yer alan en önemli sanık Nuri Gökhan Bozkır’ın ifadeleri, ‘gazeteci’ Zihni Çakır’ın söz konusu soruşturmadaki rolüne de ışık tutuyor.
Buna göre Çakır, cinayeti Hizmet Hareketi’ne yıkmak için Bozkır’a sürekli telkinlerde bulunuyor. Yalan yanlış iddialar ortaya atıyor ve cinayete ilişkin ifadelerinde bunları söylemesini istiyor. Enver Altaylı ve Mustafa Özcan’ın adı da Zihni Çakır’ın telkinleriyle iddianameye giriyor. İddianamede Altaylı ve Özcan’a yöneltilen ‘azmettirici’ suçlamasıyla ilgili hiç bir somut delil bulunmaması da bunun en önemli delili…
ENVER ALTAYLI: KİMİ, NEREDE, NASIL AZMETTİRMİŞİM?
14 Şubat 2023’te görülen duruşmada sanıklardan Enver Altaylı, iddianameyi defalarca okuduğunu ancak hakkındaki suçlamayı anlayamadığını söylüyor. Altaylı, “İddianameyi defalarca okudum fakat maalesef anlamadım suçlamayı ve suçlama ile ilgili bir çok hususu iddianameye bakınca anlayamıyorum. Avukatlarıma sordum, okuduklarını söylediler ancak onlar da bana anlatamadılar. Adil yargılanma hakkının en bilinen unsurlarından birisi de kişiye suçlamanın konusunun detaylı bir şekilde anlatılmasıdır. Bir, iddianamede suç konusu fiil açıkça yazılmalıdır. İki, suç konusu fiilin nerede, ne zaman yapıldığı belirtilmelidir. Ayrıca bu suçlamaya ilişkin somut deliller ortaya konmalıdır. Ben kimi nerede nasıl azmetmişim?” diyor.
AVUKAT BARINER: İDDİANAMEYİ ANLAMADIK!
Sanık Ali Serhat Ilıcak’ın avukatı Özlem Barıner de Enver Altaylı gibi iddianameyi anlamadıklarını, haklarındaki suçlamanın ne olduğunu bilmediklerini söylüyor ve Mahkeme Başkanı Mehmet Selim Karakuzu’dan iddianamedeki suçlamaları net olarak ortaya koymasını istiyor. Bunun üzerine Karakuzu, “Biz tarafsız davranan yargılama makamıyız. Biz iddianameyi mi ortaya koyuyoruz avukat hanım? Biz sadece iddianameyi açıklarız.” diyor.
Bu itirazlar önemli zira sanıkların itiraz ettikleri iddianamede kimin neyle suçlandığı belli değil. İddianame diye ortaya konulan metin çelişkilerle dolu.
ZİHNİ ÇAKIR, SORUŞTURMANIN TAM GÖBEĞİNDE!
Davanın en önemli sanığı Nuri Gökhan Bozkır ise ‘gazeteci’ Zihni Çakır’la ilgili önemli ifşaatlarda bulunuyor. Bozkır’ın anlattıklarına göre Hablemitoğlu cinayetini Hizmet Haraketi’nin üzerine yıkma senaryosunu bizzat Zihni Çakır kendisine telkin ediyor. Şunları söylüyor Gökhan Bozkır:
- Suç işleyen bir insan savunma yapar. Ben suç işlemedim. Hiçbir bu olayla ilgili de hiçbir dahilim. (Ordudan atıldığını anlatıyor) Tabii sivilde kendim bir hayat bir yaşam kurma çabasındaydım. Tamer Topsakal tarafından Zihni Çakır isimli bir gazeteci ile tanıştırıldım. Bu gazetecinin de ne zihniyette olduğunu inanın bilmiyormuşum o dönemler. (…)
- Devamlı telkinde Zihni Çakır, (TSK’dan atılmasıyla sonuçlanan) bu kumpasın fetöcüler tarafından bana yapıldığını, bunun intikamını almam gerektiğini devamlı olarak bana telkin ediyordu. Bu konuda da Ankara ve İstanbul TEM Şubeyle aralarının iyi olduğunu söylüyordu.
- İstanbul’da (TEM) bu konudalarda ifade verebileceğimi, fetö konusunda bildiklerimi anlatabileceğim telkinlerinde bulundu ve bana iki tane önemli olayı söyledi. Bu fetönün belinin kırılmasında MİT TIR’ları ve rahmetli Necip Hablemitoğlu cinayeti. 2014-2015 yılları.
- Devletimin ve bizim özel kuvvetlerimizin içinde varsa bu yapı -ki bana devamlı bunu söylüyordu- bu konuda da bir rapor hazırlandığını, Özel Kuvvetler içerisinde 2000 yıllarında mevcut olan fetöcüler ve fetö ile ilgili bir dosyanın olduğunu, bir isim listeninin bulunduğunu, bu listeninde de bende olup olmadığını soruyordu.
İKİ KONUDA SÜREKLİ TELKİNDE BULUNUYORDU; MİT TIRLARI, HABLEMİTOĞLU CİNAYETİ
- Bende olmadığını devamlı söylüyordum ama beni İstanbul TEM ile irtibatlandırırken iki konu üzerinde durmamı söyledi. Bir, MİT TIR’ları konusunda benim bilgimin olmadığını ama işlerine yarayacak bir personeli getirebileceğimi ki getirdim bir yüzbaşıyı gizli tanık yaptılar.Tabi ki telkinler tamamen Zihni Çakır tarafından yapılıyor.
- Tabii ki rahmetli Hablemitoğlu cinayetiyle ilgili ben gördüğüm öngörülerimi belirttim İrfan Fidan savcıma. Kendisi de bunun delillendirilemeyeceğini, bunun öngörüden oluştuğunu söyleyerek beni bu konunun kendisinin ilgilenmeyeceklerini söyledi.
- (2015 Urfa’da yakalanan bir TIR’la ilgili soruturma sonrasında Ukrayna’ya gittiğini anlatıyor) Ukrayna’da tabii görüşmelerimiz oluyordu telefon üzerinden Zihni Çakır’la. Tabii Hablemitoğlu cinayeti konusunu konuşuyorduk o konuşmalarda, o konuşmalarda bana Enver Altaylı ve Mustafa Özcan ilişkilerini anlatıyordu.
ENVER ALTAYLI’YI DA MUSTAFA ÖZCAN’IN DA TANIMAM, BİLMEM
- Bakın Enver Altaylı beyfendiyi ben 2011’den sonra bir kere, iki kere görmüş bir insanım, bilmem. Mustafa Özcan’ı ömrü hayatımda görmedim, tanımadım, bilmiyorum. Tabii görüşmelerimizde (…) bu konuda da kitap yazacağını söylüyordu, anlatıyordu. Bana da anlatırken diyordu ki, “Özel kuvvetler içerisindeki fetö yapılanması bunu yapmış olabilir.”
(Zihni Çakır, sürekli bu konuda Nuri Gökhan Bozkır’a telkinlerde bulunuyor) - 2016’da da darbe olunca artık kurumların temizlendiğini, rahat rahat fetö konusunda her türlü atakta bulunabileceğimi, her türlü çevirim yapabileceğimi belirterek, Hablemitoğlu cinayeti konusunda da bildiklerimi anlatabileceğimi, bu konuda yeni bir sayın savcının Zafer Ergün’ün atandığını, beni de gizli tanık olarak Türkiye’ye getirebileceklerini, savcının yanında olduğunu, bir dilekçe ile bu konu hakkında ne bilgim varsa anlatmamı istedi.
İŞKENCE YAPTILAR: MİT’İ BU İŞE KARIŞTIRMA!
- 2017 yılında ben de cinayetin ortaya çıkması için (dilekçe yazdım). (Ukrayna’da yakalandıktan sonra) beni Esenboğa’da MİT’e getirdiler efendim. MİT personeline teslim ettiler. Ben aptal değilim, gözlerim ellerim bağlı ama nereye gettirildiğimi, kime teslim edildiğimi biliyorum. Ben memleketime geldim diye seviniyorum. Bana vuruyorlar beni ya sopalıyorlar bir köpekmişim gibi 1 metre kare yerde 25 gün.
- Bana ‘MİT’i karıştırma’ diyorlar ve kesinlikle şey yapma diyorlardı efendim. ‘Tarkan Mumcuoğlu’ ismini geçirme burada diyorlardı.
- Ukrayna’da yakalandım, tutuklandım 2019’da. Bana Zihni Çakır diyor ki “Tamam savcı bey seni getiriyor, gizli tanıksın. Sen şunları şunları belirt yeter” diyor. Ben de yazdığım o dilekçede biraz olayları abartarak ama o dönem oluşan bir hareketli bildiğim isimleri, bildiğim şeyleri yazarım ama bizzat gördüğüm, bizzat şahit olduğum şeyler değil efendim. Bir şekilde yazdım ama orada senaryo olarak yazdım.
- Zihni Çakır’ı aradım. Bu ne abi dedim, hani ben gizli tanıktım! ‘Ben bilmiyorum savcı bey yapmış’ dedi. Sayın savcımıza da çok şeyler söyledi!
ZİHNİ ÇAKIR TELKİNLERDE BULUNUYORDU; ŞU FETÖCÜ, BU FETÖCÜ DİYE
- Bakın ben keşif veya gözetleme veya rahmetliyi takip etmek hiçbir şekilde yokum. HTS’lerime bakılsın, gözüküyor zaten. Yani gerçek failleri bulalım. 3 tane fotoğraf var ellerinde emniyetin başka bir şey yok.
- Bana Zihni Çakır telkinlerde bulunuyordu. ‘Bak sizin özel kuvvetlerde Fikret Emek vardı, Ergenekon’da yargılanan. Annesi Fetö’cü, kendisi fetöcü bizde bu bulgular var. Bu bulguları vücut bulundurmamız lazım, bunun içinde ben gazeteci olarak yapamam. Sen bir özel kuvvet personeli olarak bunu yaptık’ dersin’ diye bana telkinlerde bulunuyordu Zihni Çakır.
(Nuri Gökhan Bozkır, Zihni Çakır’ın telkinlerini senaryoya döktüğünü ve dilekçe olarak savcıya gönderdiğini söylüyor) - Ukrayna’da devamlı ben rahatsız edildim efendim. (…) ATV Haber Abdurrahman Şimşek geldi. ‘Dosyayı ben biliyorum, kimlerin olduğunu. Bak diyor Aydın Köstem var, Mehmet Narin var’ diyor. Bir baktım işi sulandırıyor, iş çığırından çıkmış. Yani iş burada gerçek failin bulunmasının dışında şeye doğru gidiyor.
- Ben iddianamede zaten her şey de açık benim hakkımda bana kimse emir vermedi, git şuraya bak, git şurayı keşif yap diye. Böyle bir olay olmadı, (böyle ifade vermemin) nedeni dosyanın zaman aşımına uğramasına engellemekti. Ben bu olayın içerisinde hiçbir zaman, hiçbir zaman bulunmadım. Sadece ön görümü ve Zihni Çakır’ın bana telkinlerini vücut bulundurarak olayı anlattım.
- Tarkan Mumcuoğlu’nun ismini niye verdim, dedim bu MİT personeli, bu işkenceyi bu bana yaptırdı. (Bu ifadesinde sorun var zira işkence yapıldığı tarih, dilekçesinden çok sonra. İşkence yapılacağını tahmin ettiği için Tarkan Mumcuoğlu’nun adını vermiş olamaz!) Ben orada bir senaryo yarattım. Benim bütün amacım buydu, gerçekten özel kuvvetler içerisinde yapılan bir yapı bunu yaptıysa ortaya çıksın diye.
Mahkeme Başkanı Mehmet Selim Karakuzu, “Özel kuvvetlerin böyle bir operasyon yapma şüphesi sizde niye uyanıyor?” diye soruyor.
- Efendim şöyle dendi; Fetö’cü bir yapı var dedi bakın Zihni Çakır. 2000 yılında da bir rapor hazırlandı özel kuvvetler içerisinde, Fetö’cü bir yapı var dedi. Bu yapı yapmış olabilir dedi. Bu bana çok mantıklı geldi. Dedi ki Fikret Emek’in annesi Eskişehir imamı. Buna binayen ben söyledim.
Hakimin, “Somut olarak konu hakkında ne biliyorsunuz? Madem önceki ifadeniz hep yalan, somut olarak bu maktül cinayeti ile ilgiline biliyorsunuz?” demesi üzerine şöyle konuşuyor:
- Somut! Hiçbir şey bilmiyorum. Araştırılsın diyorum. Özel Kuvvetlere bakılsın dedim efendim, özel kuvvetler MAK grubuna. Ben de bu grubun içindeyim.
MAHKEME BAŞKANI SİNİRLENİYOR: BUNLARIN CİNAYETLE BAĞLANTILARI YOK MU?
Bu açıklamalar üzerine Mahkeme Başkanı sinirleniyor. “Tamam bak, bir örgütün belini kırmak istiyorsanız, bunlar doğru bilgiler ile olur. Yani tanıklığınız varsa bir bildiğiniz varsa doğru şekilde ifade etmekle, devlet birimlerine ifade etmekle. Yani yalan yanlış bilgiler ile olmaz bu. Şuan bize gelmişsiniz benim bütün beyanlarım yalandı diyorsunuz.” diyen Karakuzu, ardından da “Peki bireysel olarak soruyorum. Her bir sanık açısından teker teker ne biliyorsunuz, bu cinayet ile bağlantıları var mı yok mu ne biliyorsunuz?” sorusunu yöneltiyor.
Nuri Gökhan Bokır, şu cevabı veriyor:
- Aydın Köstem Beyi 2010’dan sonra tanıdım. Bu davaya müdahil olduğunu Ukrayna’ya gelen Abdurrahman Şimşek’ten öğrendim. Elinde gönderdiğim gizli dilekçe, basın mensubunun elinde efendim. Aydın Köstm’in cinayetle ilgili olup olmadığını hiç bilmiyorum. Ben adını da vermedim. Tarkan Mumcuoğlu araştırılsın dedim. Fikret Emek için bana dediler ki fetöcü. Levent Göktaş bana bu konuda hiçbir emir vermedi.
- Enver Altaylı’yı ben Aydın abi bir kere bana tanıştırdı, o da 2011 yılında, evinde tanıştım. Kitabı vardı imzaladı verdi. Bir de Angora kafeye girişte merhabalaştık. 2 kere hayatımda gördüğüm insan. O insan için ben hiçbir şey diyemem. Mustafa Özcan’ı hayatta tanımıyorum.
ZİHNİ ÇAKIR ARADI, ‘SAVCI BEY DE YANIMDA; BAK’ DEDİ
Bozkır’ın avukatı, Ukrayna’dan mail ile gönderilen mektubun kim tarafından ve hangi adres verilerek gönderildiğini soruyor. Bozkır, “Zihni Çakır, bana [email protected], [email protected] diye mail adresi verdi. At buraya abi dedi. Komutan diye hitap eder. Attım maili. Sonra Zihni Çakır savcının eline geçmemiş diyor. ‘Ankara TEM EGM bağlantılı buraya gönder’ diyor. Zihni Çakır, ‘savcı bey de yanımda bak’ diyor. Sende diyor gizli tanık olacaksın diyor. At diyor bir de emniyete at diyor.” karşılığını veriyor.
Avukat Hacer Vural’ın “MİT’in TEM’e getirdiği zaman sana bir telkini oldu mu?” sorusuna ise “Arabadan inerken, ‘Kendine dikkat et. MİT hakkında, MİT’i bu işlere bulaştırma. Bu süreçte seni istediğin yerden alırız’ dediler.” cevabı veriyor.
Avukat Mehmet Şerif Felekolğu’nun, “Şöyle Zihni Çakır çok önemli bu davada. Tanıktır. O nedenle daha dinlenmeden önce müvekkilime bir soru soracağım. Bu senaryo hazırlanırken Zihni Çakır’ın katkısı olmuş mudur? Zihni Çakır’ın dışında başkasının da bu senaryoya katkısı olmuş mudur?” sorusu yöneltiyor.
ZİHNİ ÇAKIR: BEN GAZETECİYİM, ETKİLİ OLMAZ; SEN SÖYLE DEDİ
Nuri Gökhan Bozkır, şu cevabı veriyor: “Dilekçelerimde Zihni Çakır efendim. Tamamen şey (telkin) yapan. Zaten dedi ki, ‘Elimizde doneler var. Fikret Emek fetöcü. Tarkan (Mumcuoğlu) ile beraber hareket ediyorlar, doneler var. Ama ben gazeteciyim bunu vücut bulunduramam’ dedi. Hem fetöcülerin ipliği pazara çıkacaktı hem rahmetlinin olayı ortaya çıkacaktı. Bu amaçla ben süslendirdim efendim. Yani eğer bu insanlar fetöcüyse, şeyse iyice araştırılsın diye böyle anlattım.”
ENVER ALTAYLI VE MUSTAFA ÖZCAN İSMİNİ VERMEMİ ZİHNİ ÇAKIR İSTEDİ
Mahkeme Başkanı Selim Karakuzu’nun, “Ama şimdi ayrıntılı beyanlar var. Ayrıntı var aslında beyanlarda. Zihni Çakır size ayrıntı mı verdi?” sorusu üzerine Nuri Gökhan Bozkır, Mustafa Özcan ve Enver Altaylı üzerinden Hizmet Hareketine kurulan kumpası deşifre ediyor: “Zihni Çakır’ın şeyi Ukrayna’dan Türkiye’ye gönderdiğim dilekçede telkinleri. Olayla ilgili telkinleri. (…) Zihni Çakır’ın verdiği isimler, ‘bu kişiler fetöcü’ şeklinde. ‘Özel kuvvetler içerisinde bir grup, bir yapılanma. (Hablemitoğlu) bu yapılanma tarafından yapıldı (öldürüldü). Senin de bunu vücut buldurman lazım. Enver Altaylı ve Mustafa Özcan ilişkileri var. Dilekçene bunu da ekle’ diye tamamen telkinleriyle ben de o dilekçeyi yazdım.”
İDDİANAMEDE NURİ GÖKHAN BOZKIR NEYLE SUÇLANIYOR?
Savcı davaya konu suikast eyleminin 4 sanık tarafından gerçekleştirildiğine inanıyor. Savcıya göre, suç örgütü lideri Levent Göktaş olayı planlamış, Nuri Gökhan Bozkır’a Necip Hablemitoğlu’nu takip ettirmiş ve cinayet öncesinde olay yerine ilişkin keşif yaptırmış, Fikret Emek ve Ahmet Tarkan Mumcuoğlu’na maktul Necip Hablemitoğlu’nun öldürülmesi talimatını vermiş ve öldürtmüş.
İddianamede Levent Göktaş, Fikret Emek ve Tarkan Mumcuoğlu’nun asli fail olarak, Nuri Gökhan Bozkır’ın cinayeti kolaylaştırmak suretiyle yardımcı olduğu iddia edilerek fer’i fail olarak cezalandırılması isteniyor. Levent Göktaş’ın bu eylemi Fethullah Gülen, Mustafa Özcan, Enver Altaylı ve Aydın Köstem’in azmettirmesi sonucunda gerçekleştirdiği savunuluyor. Savcıya göre bir suç örgütü başka bir suç örgütünü azmettirerek bu cinayeti işletmiş! Cinayetin parasını da aracı olan Enver Altaylı cebinden ödemiş!
Sözde iddianameyi Zihni Çakır’la birlikte hazırladığı anlaşılan Savcı Zafer Ergün öyle diyor…
HABLEMİTOĞLU DAVASI | Senaryo 8. duruşmada çöktü; savcı yeni kumpas peşinde!
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***