BERLİN – Türkiye gündemi aylardır 14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine odaklanmış durumda.
3 milyondan fazla Türkiye kökenli göçmenin yaşadığı Almanya’da ise siyasetçiler uzun bir süre seçim süreci ile ilgili yorum yapmaktan ve değerlendirmelerden kaçındı.
Ancak yurt dışında en fazla seçmenin yaşadığı ülkedeki vatandaşların dünden itibaren oy kullanmaya başlamasıyla Alman kamuoyunda da Türkiye’deki seçimlere ilgi artarken, özellikle Türk kökenli siyasetçilerden de açıklamalar gelmeye başladı.
“Daha az saldırganlık gösteren bir siyaset görmek istiyorum”
VOA Türkçe’ye konuşan Almanya Federal Meclisi Başkan Yardımcısı Aydan Özoğuz, seçimler sonrası Türkiye’nin daha demokratik bir sisteme geçmesini arzuladığını ifade ederek, şöyle konuştu:
“Her şeyden önce, daha fazla demokrasi ve hukukun üstünlüğüne bağlı, tüm eleştirenlere ve siyasi muhaliflere karşı daha az saldırganlık gösteren bir siyaset görmek istiyorum. Türkiye’de insanlar ciddi bir ekonomik felaketle karşı karşıya. Tüm sorunların çözümü olarak lanse edilen başkanlık sistemi gördüğüm kadarıyla durumu daha da derinleşti. O zaman da bir milletvekili olarak parlamentonun yetkisizleştirilmesi konusunda kuşkularımı dile getirdim. Şimdi de Federal Meclis Başkan Yardımcısı olarak parlamentoların temel görevi olan hükümeti kontrol etme ve halkı temsil etme fonksiyonlarını vurgulamaktan kendimi geri alamam.”
“Göçmen anlaşması yeniden masaya yatırılmalı”
Türkiye’de muhalefetteki partilerin ve cumhurbaşkanı adaylarının iktidara gelmeleri halinde ülkede yaşayan mültecilerle ilgili daha sert bir politika izleyeceklerini açıklamaları Alman medyasında sıklıkla işlenen bir konu oldu.
Yapılan yorumlarda, olası bir yeni hükümetin var olan göçmen anlaşmasını iptal edebileceği ve bunun sonucunda Türkiye’deki göçmenlerin Avrupa ülkelerine gelmek isteyecekleri dillendirildi.
Sosyal demokrat politikacı Özoğuz, 14 Mayıs sonrasında Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı olması ya da Recep Tayyip Erdoğan’ın görevini sürdürmesi durumunda, Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki göçmen anlaşmasının yeniden masaya yatırılması gerektiğini düşünüyor.
Özoğuz, “Bu anlaşmayı seçimlerden bağımsız olarak yeniden değerlendirmemiz gerekecektir. Türkiye dünyada en çok mülteci kabul eden ülke durumunda ve kalıcı bir çözüm daha bulunamadı. Sonraki hükümet kim olursa olsun, bu konu hem Türkiye ile hem uluslararası partnerlerle ele alacaktır” dedi.
“Muhalefet ittifakının kazanma ihtimali ortada”
Son günlerde Almanya’da özellikle Türk kamuoyunda çok tartışılan bir konu, Sosyal Demokrat Partisi Federal Parlamento Milletvekili Macit Karaahmetoğlu’nun Almanya’daki Türklerin Almanya’da oy vermesine karşı olduğunu açıklaması oldu.
Aynı zamanda Alman-Türk Parlamenter Grubu SPD meclis grubu sözcüsü olan Karaahmetoğlu, Türkiye’deki seçimlere katılımın Almanya’daki ortak yaşamı zorlaştırdığını öne sürdü. SPD’li siyasetçi, Almanya’da yaşayan Türklerin oylarıyla Türkiye siyasetini belirlemesinin Türkiye’de yaşayanları da kızdırdığını ifade etti. SPD’li Aydan Özoğuz ise, VOA Türkçe’ye bu fikri paylaşmadığını söyledi. Özoğuz, şunları ifade etti:
“Bir ülkede seçim yapılması durumunda, o ülkenin vatandaşlarının oy kullanma hakkını da içerir. Yurtdışında yaşayan Almanlar da buradaki seçimlere de katılabiliyor genelde. Bu sefer Almanya’da büyük mitingler yapılmıyor. Artık Dışişleri Bakanlığımız tarafından onay şartı getirildi ve seçimin son üç ay kala tamamıyla yasaklandı. Buradaki toplum da çok kutuplaştı, sadece Türk kökenli insanlar değil. Tabii ki partilerin seçim kampanyalarının burada nasıl yürütüldüğünü izliyoruz ve bir odak noktasının da burada olduğunu görüyoruz. Seçimin sonucunu tahmin etmek mümkün değil bu aşamada, fakat muhalefet ittifakının kazanma ihtimali ortada.”
Özdemir: “Kılıçdaroğlu’nun zaferini istiyorum”
Türkiye’deki seçimlerle ilgili bir başka açıklama Hristiyan Demokrat CDU Federal Meclis milletvekili Serap Güler’den geldi.
Güler Alman medyasına yaptığı açıklamada, Türkiye’de iktidar değişikliği beklediğini söyleyerek, “Muhalefetin Erdoğan’ı yenme şansı hiç bu kadar yüksek olmamıştı. Muhalefet partileri altı partili bir ittifak kurdular. Muhalefet lideri Kılıçdaroğlu bir ekip olarak kampanya yürütüyor. Ayrıca Erdoğan’ın sağlık durumunun da kötüleşmesi iktidarın aleyhine bir gelişme. Bu durum pek çok kişiyi tedirgin edecek. Erdoğan’ın ekibi sadece kendisinden oluşuyor. AK Parti’nin ikinci bir adamı olmadığı için pek çok seçmen durumu tedirginlikle izliyor” değerlendirmesinde bulundu.
Almanya’da Gıda ve Tarım Bakanı Cem Özdemir ise CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun “seçimde zafer kazanmasını istiyorum” şeklinde bir açıklama yaptı.
Özdemir Alman basınından RND’ye verdiği demeçte, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaybetmesini istediğini açıkça dile getirdi. Yeşiller üyesi Özdemir, “CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı olması durumunda, Türkiye’de demokrasiye dönüşün yolu açılacaktır” diye konuştu. Özdemir, “olası oy manipülasyonundan” endişeli olduğunu ifade ederken, seçimin sonucunun “her zamankinden daha açık” olduğunu savundu.