Türkiye’de son dönemde hızla artan enflasyon halkın büyük bir bölümünün alım gücünü sarstı. Bunlardan birisi de akademisyenler. Akademisyen maaşları enflasyon karşısında hızla değer kaybediyor. 10 sene önce asgari ücretin 6,6 katı olan profesör maaşı 3,8 katına düşmüş durumda. Akademisyenler sosyal medyada #Akademisyenlergeçinemiyor etiketiyle seslerini duyurmaya çalışıyor.
Peki, profesör ve araştırma görevlilerinin maaşları son 10 senede nasıl değişti? Akademisyen maaşları asgari ücretin kaç katıydı, kaça düştü? Akademisyenlerin satın alabildikleri gıda miktarı son yıllarda nasıl geriledi?
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile gıda fiyat endeksi akademisyen maaşlarının enflasyon karşısında ezildiğini ortaya koyuyor.
Yukarıdaki grafiğin gösterdiği gibi akademisyen maaşı, enflasyon ve gıda enflasyonu Ocak 2021’de 100’e eşitleniyor. Bundan sonra maaşlara gelen zam ve artan enflasyon doğrultusunda çizgiler değişiyor. Maaşlar her sene ocak ve temmuz aylarında artıyor. TÜFE ve gıda enflasyonu ise her ay artış gösteriyor.
Haziran 2021’de akademisyen maaşları hala 100 birimde iken gıda enflasyonu 106 birim olmuş durumda. Yani maaş değişmezken 100 liraya alınan gıda 106 liraya yükselmiş durumda.
Gıda enflasyonu o kadar güçlü seyrediyor ki maaşlara gelen zamlara rağmen maaş endeksi bu süre boyunca hiçbir zaman gıda fiyat endeksinin üzerine çıkamıyor.
TÜFE bu süre boyunca büyük oranda akademisyenin aleyhine işliyor.
Akademisyen maaşı ile satın alınabilen gıda miktarındaki değişim durumu daha net gösteriyor.
Akademisyen maaşı ile gıda fiyat endeksini Ocak 2020’de 100’e eşitliyoruz. Bu durumda akademisyen maaşı ile 100 birim gıda satın alınabiliyor. Enflasyonla birlikte bu miktar biraz düşmeye başlıyor. Temmuz 2020’de gelen zamlardan sonra akademisyenler üç ay boyunca sırasıyla 102, 102 ve 101 birim gıda satın alabiliyorlar. Yani alım güçleri bu üç ay boyunca artmış durumda.
Ancak Eylül 2020’den bu yana bu miktar hiçbir zaman 100’ün üstüne çıkmıyor. Haziran 2022’de akademisyenler sadece 66 birim gıda satın alabiliyor. Her sene ocak ve temmuz aylarında maaşlarına zam gelmesine rağmen Ocak 2020’ye göre her zaman çok daha az gıda satın alabiliyorlar.
Bu süre zarfında profesör ve araştırma görevlilerinin maaşlarına aynı oranda zam geldiği için hesaplamalar bu iki seviye için de geçerli.
Öte yandan akademisyen maaşları ile kira ve bilgisayar enflasyonunu da karşılaştırmak durumu ortaya koyabilirdi. Ancak TÜİK’in enflasyon sepetinde bilgisayar yer almıyor. TÜİK’e göre 2004 başından bu yana kira ücretlerinde yıllık artış oranı ise 2022 ortasına kadar yüzde 25’i aşmadı. Aralık 2022’de kirada yıllık artış oranı TÜİK’e göre sadece yüzde 47 idi. Kiralık ilanları ise bundan çok daha yüksek artışa işaret ediyor.
Akademisyen maaş ile asgari ücret arasındaki fark eriyor
10 sene önce profesörün maaşı kaç asgari ücret ediyor, bugün ne durumda? Temmuz 2014’te bir profesör (1/4 kıdem) asgari ücretin 6,3 katı maaş alırken bu oran Temmuz 2014’te 6,6’ye kadar çıkıyor. Ancak bu oran giderek düşüyor. Ocak 2023’te bir profesör asgari ücretlinin sadece 3,8 katı maaş alabiliyor.
Akademisyenler sosyal medyada seslerini duyurmaya çalışıyor
Artan kira ve gıda fiyatları akademisyenleri de oldukça zorluyor. Türkiye’nin değerli üniversitelerinin başında gelen Boğaziçi Üniversitesi’nden Doç. Dr. Sema Dumanlı ekim ayındaki paylaşımında kira fiyatlarına şöyle isyan etmişti:
“Biliyorum herkesin derdi dert ama akademisyen maaşlarını ve büyük şehir farkını konuşmaya takribi ne zaman sıra gelir? Ben daha fazla dayanamayacağım gibi. Gördüğünüz ilan Boğaziçi Üni etrafında 30 yıllık 2+1 daire ilanı. Bordro ise Boğaziçi doçenti bordrosu.”
Dumanlı bir aylık maaşı ile üniversiteye yakın eski sıradan bir bina bile ev tutamıyor.
Sosyal medyada diğer bazı yorumlar ise şöyle:
- “Bazı kreşlerin fiyatları maaşımız kadar. İşten çıkıp evde çocuk bakmayı düşünen akademisyen arkadaşlarımız var. Biz bunu haketmiyoruz.”
- “Ülkedeki pahalılık herkes gibi akademisyenlerin de belini büktü. Araştırma yapmayı, konferanslara katılmayı bırak mevcut maaşlarla temel ihtiyaçlarımızı karşılayamaz olduk”
- “Bilim ciddi maddi imkan gerektiriyor. Evet, bunu devlet sağlamalı. Ama onu geçtik. Kendi başımıza bir şeyler yapalım dedik yıllarca, ama artık geçinemiyoruz. Bir akademisyen ev alamıyor bu ülkede. Araba alamıyor. Yazık.”
- “Kitap alamayan, evsiz kalmaktan korkan bir akademisyen nasıl yayın yapabilir? En temel ihtiyaçlarımızı karşılarken zorlanıyoruz. Bu trajikomik ücretleri kabul etmiyoruz, hakkımızı istiyoruz”
- “Akademisyenler olarak, ekonomik kaygılar yaşamadan öğrenci yetiştirmek, bilimsel çalışmalar yapmak istiyoruz. Akademisyen maaşlarında iyileşme şart.”
- “Yoksulluk sınırının altında maaş alan ülkenin en yüksek eğitim seviyesindeki Akademisyenler maalesef sahipsiz. Kendi kurumları zaten haklarını savunmazken sosyal medyayla seslerini duyurmaya çalışıyorlar”
- “Mesleği gereği gece gündüz çalışan bir akademisyen bir aylık maaşıyla doğru düzgün bi bilgisayar alamıyor!!”
Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu eleştirileri dikkate alarak akademisyen maaşlarının iyileştirileceği vaadinde bulundu:
Akademisyen olmak için kaç sene okumak gerek?
Üniversitede öğretim görevlisi olabilmek için en az 22 sene eğitim görmek gerekiyor. Uygulamada bu neredeyse en az 25 sene demek. 8 yıl temel eğitim, 4 sene lise ve 4 sene üniversite eğitimi 16 sene yapıyor. En az 2 sene yüksek lisans ve 4 sene doktora eklediğinde 22 sene yapıyor. Ancak dil öğrenimi için hazırlık okumanız durumunda bir sene daha eklemek gerekiyor. Doktora da çoğu zaman 4 sene değil, daha uzun sürüyor. Doktorayı tamamladıktan sonra hemen iş bulabilmek veya atabilmek hiç de kolay değil.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***