Sinan SAYGILI
MERSİN – Maraş merkezli depremlerin üzerinden iki buçuk aydan fazla zaman geçerken, ilk haftalardaki ilginin giderek azalmasıyla depremzedelerin yaşam koşulları daha da ağırlaştı. Konteyner ve çadırlardaki şartlara dayanmak özellikle de çocuklar için güçleşmeye başladı.
Çadırlarda şubat ve mart aylarında soğuk ve çamurla boğuşan, yağışlı havalarda eşyalarını kuru tutmak için çırpınan depremzedeleri şimdi de tahammülü zor sıcaklar, artan hijyen sorunları ve haşere derdi bekliyor.
Bugünlerde artık birer anıya dönüşen deprem öncesi yaşamda, özellikle Hatay’da mayıs ayının ortasından itibaren evlerde klimasız oturmak pek mümkün değildi. Hava sıcaklığının haziran başıyla birlikte genellikle 35 derecenin üstünde olduğu kentte, o meşhur rüzgârı sayesinde nefes alınabilse de klima temel ihtiyaçtı. Şimdi ise kavurucu yaz sıcağını çadırda nasıl geçireceğini bilemez halde insanlar.
ÇADIRKENTLERDE HİJYEN SORUNU, SİVRİSİNEK BELASI…
Havaların ısınmasıyla birlikte hijyen sorunu da daha önemli bir hal aldı. Özellikle çadırkentlerde ne kadar temizlik yapılırsa yapılsın ortak kullanım olan tuvaletler ve banyo konusu oldukça sıkıntılı. Enkaz kaldırma çalışmaları nedeniyle sürekli toz solunmak zorunda kalınan kentte, tonlarca molozun çadır ve konteyner alanlarının yakınlarına da dökülmesi asbest nedeniyle büyük sağlık riskleri oluşturuyor.
Bir diğer sıkıntı ise şimdiden çadır ve konteyner kentlerde yaşayanları canından bezdirmeye başlayan sivrisinek sorunu. Hatay enkaz kent halinde olduğundan, belediye hizmetlerinin normal düzeyde verilememesi de sivrisinek ve haşere belasının büyümesine neden oluyor. Deprem sonrası can havliyle terk ettikleri evlerine gelerek, kalan eşyalarını alan depremzedeler, buzdolabında çürüyen yiyecekleri mecburen enkazların yanına bırakıyor. Bu da bir yandan haşere artışına neden oluyor.
Sonuçta, bir evi, alışmış olduğu yaşamı varken bir anda daracık alanda tıklım tıklım halde çadıra ya da konteynere mahkum olanlar için günler oldukça zorlu geçiyor. İlk zamanlarda bir şekilde avutulan çocukların gözlerine artık bıkkınlık, umutsuzluk, endişe çökmüş. Herkes, hayatlarının ne zaman normaline döneceğini bilememenin, ağırlığı gün geçtikte artan endişe yumaklarının altında biraz daha eziliyor.
MEMURLARIN BARINMA SORUNU HAD SAFHADA
Depremde bölgesinde memurların en büyük derdi barınma sorunu. Maraş’ın yanısıra kentteki binaların yüzde 80’inin yıkıldığı ya da ağır hasarlı olduğu Hatay’da bu sorun daha can yakıcı halde. Çadırda yaşamın zorluğundan dolayı memurların büyük çoğunluğu tayin talebinde bulunuyor.
OKULLAR AÇILDI ANCAK…
Deprem bölgesinde okullar açıldı. Hatay’da bu durum büyük ölçüde kağıt üstünde kalmaktan öteye gidemiyor. Diğer illerde de evlerini kaybeden ailelerin çocukları için benzer bir durum söz konusu. Deprem travmasını atlatamayan ve yaşamları kökten değişen çocuklar da bir yandan okula gitmek istemiyor.
Hatay’ın yerlisi memurlar ile çocuklarının eğitimini düşünen depremzedelerin ilk tercihi ise kente yakınlığından dolayı Mersin ve kısmen Adana oldu. Yoğun depremzede göçü alan Mersin’de ise ‘piyasa’ koşulları hemen işlemeye başlamış ve ilk olarak ev kiraları ikiye, üçe katlanmış. Deprem öncesi ortalama 5-6 bin lira olan 2+1 daireler, deprem sonrası ortalama 12-13 bin seviyesine yükselmiş. 3+1 daireler ise 15, 20 bin liraları buluyor. Apartmanlar ise genellikle 15-20 katlı ve bu durum, 7,7 büyüklüğündeki depremin korkusunu hâlâ hisseden depremzedeler için bir başka mecbur kaldıkları zorunluluk…
‘BU KİRALARLA NASIL BAŞ EDECEĞİMİZİ BİZ DE ŞAŞIRDIK’
Mersin Emlakçılar Odası Başkanı Mehmet Sinan Canpolat da fahiş kiralara dikkat çekiyor ve “Çok üzülüyorum, bu kiralarla nasıl baş edeceğimizi biz de şaşırdık” sözleriyle tepkisini getiriyor. Mersin’in ağırlıklı olarak Hatay, Adıyaman ve Maraş’tan depremzede göçü aldığını belirten Canpolat “Kirası 3 bin lira olan 1+1 daireler şu an 10 bin liraya; 5-6 bin lira olan 2+1 daireler 12-13 bin liraya; 8-10 bin lira olan 3+1 daireler 15-20 bin liraya kadar tırmandı” diyor.
EMLAKÇILAR DA KİRALARI ŞİŞİRİYOR
Öte yanan emlakçılar da, portföylerine daha fazla ev katmak için kiraları yükselten önemli bir etken konumunda. Ev sahiplerine yüksek kira vaat ederek, kiralık evleri kapma yarışına girmiş durumdalar.
YILLIK PEŞİN KİRA VİCDANSIZLIĞI
Üstelik bir depremzede için şartlarını zorlayıp 12-13 bin liraya da olsa ev kiralamaya razı olmakla bitmiyor iş. Özellikle güney illerinde yaygın olan kirayı yıllık olarak peşin almak uygulaması, depreme rağmen öden vermeden sürdürülüyor. Hayatta kalmayı başaran ancak evlerini, eşyalarını, işlerini, birikimlerini kaybeden depremzedeleri vicdansız bir konut piyasası bekliyor.
Ev kiralamak isteyen depremzedenin bir işi yoksa, emlakçılar evi vermeye yanaşmıyor. Memursanız, ev kiralayabilmek için daha şanslısınız, en azından geliriniz devam ettiği için. Ancak onlar için de öncelik karı koca memur olanlarda, çünkü tek çalışan varsa yine kira ödemesi noktasında ev sahibi ve emlakçılarda tereddüt oluşuyor. Anlaşmaya vardığınızda ise bir yıllık kira, depozito ve emlakçı parası için en az 150-200 bin liranız olması ve bu parayı peşin olarak hemen vermeniz gerekiyor. Özetle, 150-200 bin liranız yoksa ev de yok. Üstelik bunun daha elektrik, su, doğalgaz aboneliklerini üstünüze almanız var, evin boyası var, depremde ağır hasar alan evlerde eşyaların önemli bölümü kullanılamaz hale geldiği için bel büken ev eşyası harcamaları var. Var da var…
SIFIRDAN HAYAT KURMAK…
Depremzede Ahmet Coşkun’un yaşadıkları da, kendilerine yeni bir hayat kurmaya çalışan birçok depremzedenin durumunu özetliyor. Coşkun, 6 Şubat’taki depreme Hatay’da yakalanmış. ‘Dehşet’ olarak ifade ettiği deprem gecesi iki çocuğu ve eşiyle birlikte kendisini dışarı atan Coşkun ailesi ilk iki günü arabada geçirmiş. Eşiyle birlikte 20 yılı aşkın birikimlerinin tek yatırımı olan evleri depremle birlikte yok olan aile, üçüncü gün Mersin’e ulaşmış. Bir süre tanıdıklarının yanında kalan aile, ev kiralamaya kalktığında binbir güçlükle karşılaşmış. 10 bin liraya buldukları ev için haber beklerken, iki gün sonra dairenin 12 bin liraya bir başkasına kiralandığını öğrenmişler. Çok sayıda depremzede de aynı sorunu yaşamış. Sonunda 11 bin liraya ev bulan Çoşkun, elde avuçta kalan son parayı da zorlukla denkleştirerek, yaklaşık 160 bin lira peşin olarak kiraya gitmiş. Sonrasında zar zor bir nakliye şirketi bulan Coşkun, evini taşımak için Hatay’a gittiğinde üç depremin ardından iç duvarları ve camları patlayan evinde moloz altında kalan eşyaların önemli bir kısmının da kullanılamaz hale geldiğini görmüş. Kalan eşyalarını da alarak Mersin’e dönen aile, tüm yaşamlarını geçirdikleri kentin yok olmasının ağırlığı altında yeni yaşamlarına adapte olmaya çalışıyor.
TÜRKİYE GENELİNDE KİRALAR ORTALAMA YÜZDE 197 ARTTI
Endeksa’nın verilerine göre, Türkiye genelinde mart sonu itibariyle konut kiraları yıllık ortalama yüzde 197 arttı. Yıllık ortalamalara bakıldığında kiraların en fazla arttığı beş il Edirne, Mersin, İzmir, Ankara ve Bursa oldu. Kira artışının en az olduğu iller ise Dersim, Yozgat, Sinop, Aydın ve Çanakkale şeklinde sıralandı.
Türkiye genelinde mart sonu itibariyle satılık konut fiyatlarıysa yıllık ortalama yüzde 153 arttı. Aynı özellikteki konut fiyatları ortalama 2 milyon 284 bin lira oldu.
Satılık piyasasına bakıldığında en fazla değer kazanan ilk beş il, depremin de etkisiyle Edirne, Kırklareli, Malatya, Rize, Karabük olarak açıklandı.
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***