Mısırlılar büyülü olduklarına inanıp kedileri mumyaladılar, Roma döneminde ise tapınaklara girmelerine izin verilen tek hayvanlar kedilerdi. Kediler, hem mitolojide ve tarihte hem de günümüzde kendilerine has özellikleriyle zarafet, zeka, kurnazlık ve bağımsızlığı sembolize ediyor.
Günümüz dünya siyasetinde de kediler sıklıkla karşımıza çıkıyor. Örneğin İngiltere Başbakanlığı “10 Numara”nın “Larry”si tam 12 senedir Başbakanlığı farelere karşı koruyor. Larry Başbakanlık önünde bekleyen basın mensuplarına sık sık verdiği pozlarla Başbakanlığın asıl sahibinin kendisi olduğunu göstermekten de çekinmiyor. Kendine ait bir Twitter hesabı ve Wikipedia sayfası bile olan “Larry” şimdiye kadar 5 İngiltere Başbakanı gördü.
Bir diğer dünyaca ünlü kedi ise Beyaz Saray’ın “Willow”u. ABD Başkanı Joe Biden ve eşi Jill Biden’ın barınaktan sahiplendikleri Willow, çiftin Alman kurdu köpeğinin Beyaz Saray’dan yollanmasına bile neden olmuş. Willow ile Alman kurdu Major’un geçinemeyeceğinden endişe duyan çift, köpekleri Major’ı Delaware’deki arkadaşlarının yanına göndermek zorunda kalmış.
Kediler dünyadaki birçok ülkenin aksine Türkiye’de evlerden çok sokaklarda görülüyor. Özellikle İstanbul, kedilerle özdeşleşen ve neredeyse her köşe başında karşı karşıya geldiğiniz, sokak kedisi nüfusu yoğun bir şehir.
Türkiye siyasetinde de son yıllarda politikacıları kedilerle yan yana görüyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi’nin Şero’su, Saadet Partisi’nin Duman’ı, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın Çakıl’ı akla gelenlerden bazıları. Örneğin CHP’nin Şero’sunun tıpkı İngiltere’deki arkadaşı Larry gibi bir Twitter hesabı var.
“Kedi kullanımı kapsayıcı bir hamle”
Siyasetçilerin imaj çalışmaları, kampanyalar ve seçim dönemlerinde kedileri ve evcil hayvanları kullanmaları dikkat çekerken, VOA Türkçe’ye konuşan siyaset bilimci Nezih Onur Kuru, özellikle partilerinin başında uzun süredir bulunan yaşlı liderlerin, 40 yaş altı seçmenden oy toplama konusunda pek başarılı olamadığını belirterek, şunları dile getiriyor:
“Bu seçmen grubuna ulaşmak için daha ilgi çekici hamleler gerekiyor, vaatler, jestler, mimikler gibi. Kedi kullanımı da hem gençlere hem yaşlılara hitap eden, hem kurumsal kimliği sarsmayan hem de yaşlı siyasetçilerin de kişiliğiyle uyumlu kapsayıcı bir hamle.”
TEAM kamuoyu araştırmacısı Kuru ayrıca, kedi beslemenin Sünni Müslümanlar’da sünnet olduğuna, Hz. Muhammed’in kedi beslediğine dikkat çekiyor.
Kuru, evcil hayvanlarla görüntü ve fotoğraf vermenin siyasetçileri seçmenler nezdinde sempatikleştirdiğini ve oy eğilimlerini etkileyebildiğini de belirtiyor.
Pandemi ve ekonominin Türkiye’de evlerde kedi besleme oranını arttırdığını dile getiren Kuru, “İnsanlar maliyetten ötürü ayrı evde yaşayamıyor, evlenemiyor, evlense de çocuk sahibi olamıyor. Anne baba evlerinde ya da öğrenci evlerinde tıkalı kalıyorlar. Evcil hayvan o sevgi ihtiyacını da gideriyor” diye konuştu.
Siyasette “kedi kullanımının” seçmen nezdinde karşılık bulduğuna dair bir örnek İzmir’de yaşayan illüstratör Bilge Keysan.
55 yaşındaki Bilge Hanım’ın siyasetçilerin hayvan haklarıyla ilgili vaatleri dikkatini çekiyor ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile Türkiye İşçi Partisi (TİP) lideri Erkan Baş’ı kucağında kedilerle çiziyor.
Bilge Keysan VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, “Ben hayvan haklarına duyarlı, hayvansever politikacıları desteklememiz gerektiğine inanıyorum. O yüzden kedili fotoğraflarını gördüm, hayvanlar için ne yapacaklarını okudum, destekleyerek çizimlerini yaptım” diyor.
Türkiye’de 14 Mayıs seçimleri yaklaşırken özellikle muhalefetteki siyasi partilerin seçim vaatlerine barınakların iyileştirilmesi, hayvanlara yönelik kötü muameleye caydırıcı cezaların getirilmesi, mamalardaki vergi oranlarının düşürülmesi gibi hayvan haklarına dair maddeleri eklemeleri dikkat çekiyor.