Türkiye üç gündür Altılı Masa olarak da bilinen Millet İttifakı’ndaki çatlağı konuşuyor. Bir yılı aşkın bir süredir, önce dört ardından altı partinin bir araya gelerek başlattığı politik çalışma, cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi safhasında darmadağın oldu. Pekçok konuda birbirinden çok farklı tercihleri olan altı partinin bir masanın etrafında oturup, tartışmaları, ‘yol haritası’ adı verilen çok sayıda çalışmaya imza atmaları, Türkiye’de uzun yıllardır kötü görülen koalisyon kültürüne yeniden prestij kazandırmaya başlamıştı. Ancak bu birliktelik, aday belirleme safhasında, halk tabiriyle ‘yüzük atmakla’ sonuçlandı. Olayın üzerinden henüz 3 gün geçmesi nedeniyle tarafların yeniden biraraya gelip gelmeyecekleri, yeniden yüzük takıp yollarına devam mı edeecekleri, ya da artık yolların tamamen mi ayrıldığı belli değil. Ama bu deneyim, Türkiye’de bu olay özelinde koalisyon kültürünün, daha genel anlamda demokratik anlayışın zayıflığını gösterdi.
SEÇİM ÖNCESİ PAZARLIKLAR
Çok partili parlamenter sistemlerde, seçim sonuçlarının belli olmasından sonra başlayan koalisyon pazarlıkları, partilerin sandalye sayıları belli olduğu için tarafların hareket alanını kısıtlıyor. Buna karşılık Türkiye’deki mevcut sıradışı seçim sistemi, partileri seçim sonrasında değil öncesinde koalisyon kurmaya zorladı. Kimsenin ne kadar ağırlığa sahip olacağını kestirmenin zor olduğu böyle bir dönemde biraraya gelen altılı masanın üyeleri de, Türkiye’de uzun yıllardan sonra girişilen koalisyon denemesinden başarısız çıktı.
KOALİSYON AVRUPA’NIN VAZGEÇİLMEZİ
Avrupa ülkelerinde, bilhassa Almanya’da nadir olan tek başına iktidar olmak. Hem mevcut federal hükümet, hem de 16 eyaletin tümü birbirinden çok farklı partilerce kurulan koalisyonlar tarafından yönetiliyor. Peki Almanlar yıllardır farklı koalisyonlar kurmayı ve bunu sürdürmeyi nasıl başarabiliyor? Her şeyden önce Almanya’nın federal seçim sisteminde, tek bir partinin mecliste sandalyelerin çoğunluğunu kazanması oldukça zor ve nadir. Bugüne kadar bir kez 1957-1961 yılları arasında Hristiyan Demokrat Birlik partileri (CDU ve CSU) tek başına iktidar oldu. Üçüncü Konrad Adenauer hükümeti olarak da bilinen bu iktidarın dışında, Almanya’daki hükümetlerin tümü farklı kombinasyonlarda koalisyonlardan oluştu. Koalisyonun mecburiyet olduğunun bilinmesi, partileri keskin tavırlardan ve köşeli ifadelerden uzak tutuyor.
NAZİLERİN ACI TECRÜBESİ
Nasyonal Sosyalist Partisi yani Naziler’in ülkede neden oldukları her anlamdaki yıkımdan sonra kurulan Federal Almanya Cumhuriyeti’nin seçim sistemi, bir partinin tek başına iktidara gelmesini zorlaştıracak şekilde planlandı. Amaç, meclis içindeki kuvvetli denetleme mekanizmalarına ek olarak hükümeti oluşturacak partilerin birbirlerini de dengelemelerini sağlamaktı. Mevcut Almanya hükümeti de, Sosyal Demokrat Partili (SPD) bir başbakanın liderliğinde Yeşiller ve Hür Demokrat Parti’nin (FDP) oluşturduğu üçlü bir koaliston. Bundan önce 16 yıl başbakanlık yapan ve dört kez hükümet kuran CDU’lu Angela Merkel, üç kez kadim rakibi SPD, bir kez de FDP ile kabineyi paylaştı.
TEK PARTİ YÖNETİMİ YOK
Almanya’da sadece federal düzeyde değil, eyaletlerin yönetiminde de benzer bir tablo var. 16 eyaletin tümünde ikili ya da üçlü koalisyonlarca idare ediliyor. Bir eyalette muhalefette olup, iktidardaki partilere sert eleştiriler getiren bir parti, başka bir eyalette o partilerle ortak bir hükümet kurabiliyor. Bunu sağlayan en önemli unsur, partilerin taviz vermeyi kabul etmesi.
KİLİT KELİME: TAVİZ VEREBİLME
Mesela 2016 yılında, Baden-Württemberg eyaletinde kurulan hükümet, birkaç yıl önce kimsenin mümkün görmediği bir oluşumdu. Seçimlerden sonra, uzun süredir düşman olarak görülen iki parti, çevre hassasiyetiyle bilinen, yenilikçi Yeşiller ve uzun yıllardır Alman politik hayatının başrol oyuncularından muhafazakar CDU beklenmedik bir ittifak kurdu. Bir anlamda mecburiyetten de kaynaklanan bu koalisyon, iki tarafın da kendi amaçlarını birbirlerine yaklaştırmasıyla, bir ortak zeminde buluşabilmesiyle mümkün oldu.
TEK BAŞINA İKTİDAR İSTİSNA
Berlin Özgür Üniversiteden siyaset bilimi uzmanı Profesör Thorsten Faas, Almanya’da hükümet geleneğinin neden koalisyon olduğunu şu sözlerle açıklıyor:
‘Nispi temsil sistemi Almanya’da bir partinin tek başına iktidara gelmesini büyük bir istisna haline getiriyor. Ayrıca azınlık hükümeti kültürü yerleşik olmadığı için geriye yalnızca koalisyon hükümetleri ihtimali kalıyor.’
DEMOKRASİNİN TEMEL ÖZELLİĞİ: TAVİZ
Koalisyonu oluşturan partilerin doğal olarak tavizler vermesi gerekiyor. Peki çok sayıda taviz üzerine kurulu bir hükümet başarılı olabilir mi? Faas’a göre demokrasilerde milyonlarca insan siyaset yapsa da, sonunda verilmesi gereken kararlar var. Milyonlarca insanın isteklerini karşılayabilmenin imkansızlığı ortadayken, karar alabilmenin tek yolu tavizden geçiyor. Faas, ‘Tavizler demokrasinin temel özelliklerindendir. Koalisyonlar bu ilkeyi iyice belirgin hale getiriyor. Verilen tavizler yalnızca eleştirel değerlendirmemeli, aynı zamanda sağladığı başarılarının ve sundukları imkanları da görmeli ve onların değerini de bilmeliyiz’ diyor.
‘KISITLI SEÇENEKLER İMKANSIZI MÜMKÜN KILAR’
Bazı noktalarda karşıt tutumları temsil eden partilerin biraraya gelmesi nasıl mümkün olacak sorusuna ise Faas’ın cevabı çok net: Halkın, seçimler öncesinde olumsuz baktığı koalisyon modelleri, seçim sonrasında seçenek sıkıntısı nedeniyle halk tarafından kabul edilir hale geliyor. Daha önce Almanya’da rastlanmamış kombinasyonlarla da yaşamayı öğrenmemiz gerek. Ayrıca partilerin ve destekçilerinin de tavizlere hazır olması gerektiğini, yoksa sistemin işlemeyeceğini de öğrenmemiz gerek.’
TÜRKİYE’NİN KOALİSYON TECRÜBESİ
Türkiye de, 1960 darbesinden sonra Adalet Partisi (1965-1971), ve Anavatan Partisi’nin (1983-1991) tek başına iktidar olduğu dönemlerin haricinde sıklıkla koalisyonlarla yönetildi. Taviz vermenin hoş karşılanmadığı, çizgilerin son derece kalın çekildiği Türkiye’de koalisyon hükümetleri başarısızlıkları ve istikrarsızlıklarıyla hatırlanıyor. Son olarak Bülent Ecevit liderliğindeki koalisyon hükümetini oluşturan üç parti, üstüste yaşanan ekonomik krizler ve politik çalkantılı bir dönemin ardından yapılan 2002 seçimlerinde meclise bile girememişti. AKP, tek başına iktidara geldiği o günden bu yana, ülkeyi tek başına yönetiyor.
2015’TEKİ BAŞARISIZ DENEME
7 Haziran 2015 seçimlerinde meclise giren dört partiden hiçbirisi tek başına iktidar olmayı sağlayacak çoğunluğa ulaşamayınca, en çok sandalye kazanan AKP lideri Ahmet Davutoğlu, diğer partilerle koalisyon kurmak için müzakerelere başladı. Uzun görüşmelerin ve kanlı bir seçim sürecinin ardından hükümet kurulamayınca, yeniden seçimlere gidildi ve AKP yeniden tek başına iktidara geldi.
KURULAMADAN BOZULAN KOALİSYON: MİLLET İTTİFAKI
Türkiye’deki başkanlık odaklı seçim sisteminin sonucu olarak muhalefette bulunan 4 parti, bu yıl yapılacak seçimlere yönelik olarak iki yıl öncesinden biraraya geldi. Daha sonra sayıları altıya çıkan partilerin arasında özellike son bir yıldır yoğun ir şekilde devam eden işbirliği cumhurbaşkanı adayı kriziyle beklenmedik bir safhaya geçti. Bundan sonra Millet İttifakı’nın nasıl bir yol izleyeceği belirsizliğini korurken, yaşananlar Türkiye’deki demokratik olgunluğun seviyesini de ortaya koydu. Siyasi partilerin ve doğal olarak onların liderlerinin uzlaşmacı davranmalarını gerektiren ‘koalisyon kültürü’ , birbirinden çok farklı tercihlere sahip partilerin uzlaşmacı bir tutum almalarını ve bu çerçevede davranmalarını gerektiriyor. Partilerin, farklılıklarından önce buluşabilecekleri ortak çizgileri belirlemeleri ve bu çizgiler etrafından politikalar belirlemeleri gerekiyor. Millet İttifakı bugüne kadar hem kavgacı tutumdan kaçınarak, hem de siyasi terbiye sınırlarına dikkat ederek çok sayıda umut verici yeniliğe imza atmıştı. Ancak, gerçek sebeplerini şu aşamada kimsenin bilemediği bir şekilde altılı masa darmadağın oldu. Türkiye’nin büyük bir kesiminin uzun süredir özlemini çektiği kapsayıcı, olgun, anlayışlı, esnek ve uyumlu bir siyasi düzene ve düzeye kavuşması için bir fırsat büyük yara aldı.
Daha Fazla Göster:
AlmanyaALTILI MASACumhur İttifakıKoalisiyonMeral AkşenerMillet İttifakı
EMİR KORKMAZ
05 Mart 2023 HABER ANALİZ
Kaynak: Kronos
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***