Siyasetçi Prof. Dr. Sencar Ayata, T24 ‘te yaklaşan seçimlere ilişkin açıklamalarda bulundu.
Siyasetin özel dikkat göstermesi gereken gruplardan birinin “çalışan yoksullar” olduğunu söylen Prof. Dr. Ayata, bu grubu, “Bir işi olduğu halde geliri yoksulluk sınırının altında kalanlar” olarak tanımladı.
“ÇOK CİDDİ BİR OY POTANSİYELİNE SAHİP”
Siyaset sahnesinin başrollerinden biri de siyasi partiler ve onun öne çıkan mensupları, dolayısıyla onların davranışları da belirleyici.
Prof. Dr. Ayata’ya göre, ana haber bültenlerinin değişmezi haline gelen “siyasilerin esnaf ziyaretleri” önemli olsa da, siyasiler başka sosyal gruplarla bire bir temasta noksan kalıyor. Fabrika ve büro ziyaretleri, bu kadar sık yapılmıyor. Oysaki beyaz ve mavi yakalılar, çok ciddi bir oy potansiyeline sahip.
“DEĞİŞTİRİCİ ETKİSİ OLABİLİR”
Prof. Dr. Ayata, “Siyasi partilerde şöyle bir anlayış çok hakim: Oy aldığımız kesimlere ve yerlere değil en az oy aldıklarımıza bakalım. Seçmen davranışına ilişkin bütün bilimsel bulgular ve stratejik deneyimler bunun tersini öneriyor” dedi. Prof. Dr. Ayata, bu doğrultuda özellikle muhalefetin oy almakta zorlandığı kesimler yerine, zaten yüksek oy aldığı kesimlere odaklanıp o grupta oyunu artırma çabasının değiştirici etkisi olabileceğini savunuyor.
Prof. Dr. Ayata, “Türkiye’de türdeş bir muhafazakâr okyanusu yok. Kaldı ki muhafazakâr dediğimiz bloğun içinde çok farklı kesimler var. Siyasi iktidar merkezli olarak şöyle bir algı yaratıldı. bu büyük muhafazakâr kütle seküler, cumhuriyetçi, modern partilere, CHP’ye asla oy vermez. Oysa araştırmalar ılımlı muhafazakârlar, geleneksel muhafazakârlar, laik dindarlar, sofu yada koyu muhafazakârlar, ideolojik İslamcılar gibi farklı kesimlerin varlığına işaret ediyor. Muhafazakârların önemli bir bölümü yalnızca SP’ye ve AKP’den kopan partilere değil, İyi Parti’ye, CHP’ye de oy veriyor” diyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***