HATAY – Deprem felaketinden etkilenen kentlerde köy nüfusları ikiye, üçe katlandı. Samandağ’ının kırsal mahallesi Aknehir’in bin 400 olan nüfusu 3 bine ulaştı.
Kapitalizmin kırdan kente göç politikası sonucu boşaltılan köyler, deprem felaketinden kaynaklı insan yığınına dönüştü. Canını kurtaran, cenazesini gömme şansına sahip olan her kes, öncesinde varını yokunu sattığı köyün yolunu tutu. Tepesinde St. Simon Manastır’ı, sıralı ormanlık dağların içinde kurulu, portakal, limon, incir, zeytin ağaçların arasında saklı bir bahçeyi andıran Samandağ’ının Aknehir kırsal mahallesi şimdiden doldu taştı. Kimisi akrabalarının yanına kimisi eski komşusuna kimisi de boş bir araziye kurduğu çadıra yerleşti.
KÖY NÜFUSU İKİYE KATLANDI
Köyde birçok evin hasarlı olmasına rağmen, avlulara kurulan çadırlar şimdilik geçici bir çözüm sağlıyor. Köyde normalde sadece yaşlıların kaldığını, gençlerin ya kentte ya da başka şehir veya ülkelerde olduğunu belirten muhtar İsa Taş, 500 haneli köyün bin 480 nüfusunun depremden dolayı şu an 3 bine ulaştığının bilgisini paylaştı. Birçok insan da köye gelmeye devam ediyor.
BİR ODA 30 KİŞİ
Mahalleli Zehra Yolcu (64), depremden sonraki gün kentte kurtulabilen akraba, eş, dost, eski komşu kim varsa köye geldiğini söyledi. İlk gün evin bir odasına 30 kişinin barınmak zorunda kaldığın belirtti.
‘ACİZLER ÇOĞALDI’
Şeyh ve Ehl-i Beyt inancından olduğunu vurgulayan Ali Abas Yolcu (79) eşiyle birlikte depremin ikinci günü köye taşınanlardan. Daha önce her şeyini satım kente yerleştiğini ifade eden Yolcu, kardeşinin evinde kalıyor ve daha ne kadar kalacağını bilmediğini söyledi. Evi yıkılan Yolcu’nun geriye bir birikimi kalmazken, kızgınlığını, öfkesini genelleştirerek ifade ediyor: “Dünyada asiller, basitler ve acizler yaşar. Asiller kurar, basitler çalışır, acizler ise karanlıktır. Bu zamanda acizler çoğaldı.”
KÖYE 70 CENAZE GELDİ
Bağ-bahçe ve kısmen de hayvancılığın yapıldığı köyde, şimdiye kadar 70 cenaze getirildiğini belirten Delal Deli, sadece kendi ailesinden 17 kişiyi kaybettiğini vurguladı. Deli, araç bulamadıkları için cenazelerini kentte gömmek zorunda kaldıklarını ifade etti.
GÜNDÜZ KENTTE AKŞAM KÖYE
Köyün kent ve ülke dışında yaşayan nüfusu da yakınlarının yardımına, gelmiş durumda. Dışarıdan gelen herkes gündüz kentteki dayanışma ağlarına dahil olurken, akşamları da köye dönüyor. Kapı önleri, kahveler ve bakkalların önünde birikenler bir yandan sohbet ediyor bir yandan da elinde iş gelenler mesleklerini icra ediyor.
Arabistan’da kuaför olan bir genç deprem dolayısıyla köye geldiğini dile getirirken, bir yandan da sıraya dizilmiş kendisini bekleyen eş, dost ve komşusunun saç tıraşını yapıyor.
SİYASETSİZ SOHBET Mİ OLUR!
Her sokakta, her evin kapısında birikmiş küçük küçük grupların sohbetleri mesaj dolu siyaset meydanı gibi. Arap Alevi köyde, depremde yalnız bırakıldıklarını ve bunun bilinçli bir politika olduğunu ince mesajlarla hissettiriyor. Görmedikleri yardım, kendilerine ulaşmayan yetkililer, iktidar kanadındaki açıklamaları bir bir değerlendiren mahalle halkı, bir göç ve demografik yapının değiştirilmesine yönelik kaygısını gizlemiyor. “Bunların hepsi yalan söylüyor” diyen bir mahalleli, Pervin Buldan’ın tavır ve tutumuna ilişkin hayranlığını dile getirmesi, birçok kişinin de ortak görüşünü yansıtıyor.
MA/ Azad Altay – Sedat Yılmaz
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***