HABER PORTRE | MEHMET ÖZDEMİR, LONDRA, TR724
Birleşik Krallık’a bağlı ülkelerden İskoçya’da iki haftadır devam eden liderlik seçimi dün sonuçlandı. Sağlık Bakanı Humza Yousaf (Hamza Yusuf), İskoç Ulusal Partisi’nin (SNP) genel başkanı oldu. Bugün Parlamento’da gerçekleşecek oylamadan da onay alırsa -ki aksi beklenmiyor- ülkenin birinci bakanı, yani başbakanı olacak. Pakistan asıllı, 37 yaşındaki Yusuf, ülkede bu makama gelen ilk azınlık mensubu ve Müslüman isim olarak tarihe geçecek. Ekim 2022’de Muhafazakar Parti üyelerinin oylarıyla seçilen Hint asıllı Rishi Sunak da İngiltere’nin ilk ‘azınlık’ başbakanı olmuştu.
Aslında İskoçya’da yaşanan da genel seçim değildi. İktidarın büyük ortağı SNP’nin lideri ve İskoçya Başbakanı Nicola Sturgeon’un 15 Şubat’taki sürpriz istifası üzerine boşalan koltuğu doldurmak için parti üyelerinin oy kullandığı bir seçim yapıldı. Hararetli geçen propaganda döneminin sonunda Yusuf, iki kadın rakibini, Maliye Bakanı Kate Forbes ve eski Toplum Güvenliği Bakanı Ash Regan’ı geride bırakarak ipi göğüsledi.
Parti Genel Sekreteri Lorna Finn’in açıklamasına göre, yüzde 70 katılımın olduğu seçimde 72 bin 169 üyeden 50 bin 494’ü oy kullandı. Adaylardan Regan ilk turda elendi. İkinci tercih oyları dağıtıldıktan sonra Yusuf’un oy sayısı 26 bin 32’ye (yüzde 52) çıktı. Anketlerde parti tabanından daha fazla destek gören Forbes ise yüzde 48’de kaldı.
PARTİ YÖNETİMİNİN DESTEKLEDİĞİ YUSUF, ‘FAVORİ’ ADAYDI
Müstafi başbakan Sturgeon’un yanı sıra bazı bakanlar ve parti yönetiminin desteğini alan Hamza Yusuf, baştan beri yarışın ‘favorisi’ diye gösterildi. Diğer adaylara, bilhassa ‘dindar Hristiyan kimlikleri’ ve ‘erken yaşta cinsiyet değişikliğine izin veren yasa tasarısına yaptıkları itiraz sebebiyle daha az şans tanındı. Ayrıca koalisyonun küçük ortağı Yeşiller Partisi’nin bu iki isimden birinin seçilmesi halinde hükümetten çekileceği iddia ediliyordu. Yusuf, iki rakibinin aksine ‘cinsiyet değişikliği’ konusuna farklı yaklaşıyor. Selefi Sturgeon gibi söz konusu tasarının arkasında duruyor. Hatta İskoç Parlamentosu’ndan geçen tasarının yasalaşmasını engelleyen İngiltere merkezi hükümetine dava açabileceğini söylüyor.
SNP’nin yeni lideri, dün sonuçlar açıklandıktan sonra yaptığı ilk konuşmada bölünmeler yaşayan partisi ve İskoçya için birlik-beraberlik mesajları verdi. Parlamentoda ‘birinci bakan’ olarak onaylanması halinde siyasi tercihleri ne olursa olsun, İskoçya’daki herkesi temsil edeceğini söyledi. Tüm vatandaşların çıkarları doğrultusunda, özellikle ‘İskoç bağımsızlığı’ için çalışmaya devam edeceğini vurguladı. “İskoçya Özerk Yönetimi Başbakanı olarak hizmet etmek hayatımın en büyük ayrıcalığı ve onuru olacaktır. Gururlu bir İskoç olarak kendimi dünyanın en şanslı erkeği hissediyorum. Bu, ailemin en çılgın hayallerinin ötesinde.” dedi.
Peki, Pakistan asıllı ve Müslüman kimliğini saklamayan biri olarak Hamza Yusuf, nasıl oldu da İskoçya’yı yönetecek bir pozisyona gelebildi? Her şeyden önce, dini inanç ve buna dayalı tavırlarla ilgili tartışmalar olsa da Birleşik Krallık ülkelerinde bu konuya ‘mutlak belirleyici unsur’ olarak bakılmıyor. Daha çok kişinin yetkinliğine, icraatlarına ve projelerine bakılıyor. Yusuf’un parlamento tecrübesi, diğer adaylardan fazla. Bazı noktalardan sert eleştirilere maruz kalsa da siyasi hayatı boyunca dikkat çeken bir isim oldu. Öte yandan belli politikalarda partisinin ‘liberal’ yaklaşımlarına uyum göstermesi onu öne çıkardı. Her halükârda göçmen bir ailenin ilk nesil evladı olarak başbakanlığa kadar yükselmesi ‘takdire şayan’ bir başarı olarak görülüyor.
SİYASETE GİRMEYİ ERKEN YAŞLARDA KAFASINA KOYDU
Gelin şimdi onu bu başarıya taşıyan hayat hikayesine yakından bakalım. Tam adı Hamza Harun Yusuf. 1985’te İskoçya’nın Glasgow şehrinde doğdu. Babası Muzaffer Yusuf, daha iyi bir hayat kurmak amacıyla Pakistan’dan, Güney Asya kökenli annesi Shaaista Bhutta ise Kenya’da yerlilerin baskısından kaçarak İskoçya’ya göçtü. Babası muhasebeci olarak çalıştı. Büyük ebeveynleri daha zor işler yaptı. Hamza Yusuf, bunu bir röportajında şöyle ifade ediyor: “İnanılmaz derecede çok çalıştılar; otobüs şoförlüğü, esnaflık, lokantacılık ve başka işlere girdiler.” Onların sayesinde ‘harika bir çocukluk’ geçirdiğini ifade ediyor Yusuf.
Gittiği ilkokulda iki etnik azınlık öğrenciden biriydi. Ortaokul ve lise hayatını, Hutchesons Grammar isimli iyi bir özel okulda tamamladı. Burada aldığı bazı dersler siyasete ilgi duymasına vesile oldu. ABD’de 11 Eylül saldırıları olduğunda 16 yaşındaydı. O günü, “Benim için dünyayı değiştiren gün!” diye tanımlıyor. Çünkü en yakın arkadaşları, “Müslümanlar Amerika’dan neden nefret ediyor?” diye sormaya başlamıştı.
Kendisi de hayatı boyunca ırkçı tacizlere maruz kaldığını sık sık dile getirdi. Hatta liderlik yarışmasının başlangıcında aldığı tehditler sebebiyle polisi aramak zorunda kaldı. Bunun üzerine 25 yaşındaki bir erkek ve 35 yaşındaki bir kadın gözaltına alınıp sorgulandı. Dundee isimli şehirde SNP meclis üyesi olan eşi Nadia El-Nakla’nın yaşadığı bir olay üzerine de ayrımcılıkla suçladıkları bir kreşe dava açmışlardı. Yusuf’un, adaylığı gündeme gelince 30 bin sterlinlik davadan vazgeçtiler.
YARDIM FAALİYETLERİ İLE İÇLİ DIŞLI BÜYÜDÜ
Hamza Yusuf, küçük yaşlardan itibaren gençlik örgütlerinden yardım toplamaya kadar çeşitli faaliyetlere katıldı. ‘Islamic Relief’ adlı yardım kuruluşunun gönüllü medya sözcülüğünü yaptı. 12 yıl boyunca kendi topluluğuna ait bir radyoda çalıştı. Glasgow’daki evsizlere ve sığınmacılara gıda paketleri sağlayan bir projeye destek verdi.
Ailesi, liseden sonra ‘doktor, diş hekimi, eczacı, muhasebeci veya avukat’ olmasını istiyordu. ancak o Glasgow Üniversitesi’nde siyaset okumayı tercih etti. Üniversitede kurulan Müslüman Öğrenciler Derneği’nin başkanlığını yaptı. Aynı zamanda Öğrenci Temsilciler Konseyi’nde öğrenci siyasetinin önde gelen figürlerinden biri oldu. Siyasete girme konusunda babasından da destek gördüğünü belirtiyor.
Üniversiteye devam ederken (2005) İskoç Ulusal Partisi’ne (SNP) katıldı. Dönemin parti lideri Alex Salmond ve aktivist Rose Gentle’ın Irak savaşına karşı konuşmalarından etkilendi. Üniversiteden sonra kısa süre bir çağrı merkezinde çalıştı. Ardından İskoçya’nın ilk Müslüman milletvekili Beşir Ahmet’in parlamento asistanı oldu. Sonraki yıllarda Alex Salmond’un yardımcılığına getirildi.
KISA SÜREDE BİRÇOK BAKANLIKTA GÖREV ALDI
2011 yılında Glasgow bölgesinden milletvekili seçildi. Salmond onu bir yıl sonra Avrupa ve uluslararası kalkınma bakanlığına terfi ettirdi. 2016 yılındaki seçimlerde Glasgow Pollok’u İşçi Partisi’nin elinden alması kendisine ulaştırma bakanlığına taşıdı. Böylece İskoç Parlamentosu’nda bir seçim bölgesi koltuğunu kazanan ilk etnik azınlık oldu. Bu görevde iken arkadaşının arabasını uygun sigorta yaptırmadan kullandığı için 300 sterlin para ve ehliyetten puan düşme cezası aldı.
2018 yılında SNP lideri Nicola Sturgeon’un kabine ekibinde yaptığı değişiklik kapsamında adalet bakanlığına getirildi. Bakanlık döneminde hazırlanan ‘nefret suçu’ ile ilgili yasa tasarısı ‘yasakçı’ olarak değerlendirildi ve büyük eleştiri aldı. Tasarının, kütüphane ve kitapevi raflarında tartışmalı kitaplar bulunduranları, hatta evlerindeki özel konuşmalarından dolayı insanları suçlama potansiyeli taşıdığı ifade edildi. SNP’nin eski yöneticisi Jim Sillars tasarı hakkında, “Birleşik Krallık’ın herhangi bir yerinde, modern zamanlarda, bir hükümet tarafından üretilmiş en zararlı ve tehlikeli mevzuat.” yorumunu yaptı. Tasarı, bir dizi değişiklikten sonra Mart 2021’de parlamentoda kabul edildi, ancak henüz yasalaşmadı.
Mayıs 2021’de sağlık bakanı olduktan sonraki üç hafta içinde, 10 çocuğun ‘Covid nedeniyle’ hastaneye kaldırıldığını iddia etti. Ancak tam araştırılmamış, yanlış bir bilgi içeren bu açıklamasının yol açtığı ‘gereksiz alarm’ için özür dilemek zorunda kaldı. Bakanlık görevi boyunca hastanelerde bekleme sürelerinin arttığını kabul etti ama bu sorunların İskoçya’ya özgü olmadığını söyleyerek kendini savundu. Ayrıca ülkesinin Birleşik Krallık’ta sağlık çalışanlarının grev yapmadığı tek yer olmasını ‘başarı’ olarak lanse etti.
SAKATKEN SCOOTER SÜRDÜ, DÜŞMESİ OLAY OLDU
Aralarında parti yöneticilerinin de bulunduğu Yusuf’un destekçileri, ulaştırmadan sorumlu olduğu dönemde demiryolu sisteminin iyi çalışmasını ve bütçenin hedefin altında teslim edilmesini, adalet bakanı olduğu dönemde de suç oranlarının düşmesini başarı hanesinde gösteriyor. Ülkenin karşı karşıya olduğu ekonomik zorlukların üstesinden gelebileceğine inanıyorlar.
Hamza Yusuf, badminton oynarken geçirdiği bir sakatlık sonrası iyileşme sürecinde İskoç Parlamentosu’nda kullandığı scooterdan düşmesiyle de gündem olmuştu. Olayın videosu BBC İskoçya siyasi editörü Glenn Campbell tarafından Twitter’da paylaşılınca Yusuf şu cevabı vermişti: “Koltuk değnekleri, scooter ya da tekerlekli sandalyeden başka biri düşseydi, ilk iç güdünüz bunu filme alıp tivit atmak olur muydu?”
Glasgow Rangers oyuncularının mezhepçi bir dil kullandığını gösterdiği iddia edilen ve kısa sürede sahte olduğu ortaya çıkan bir videodan duyduğu ‘tiksinti’ hakkında tweet yazdığı için de şimşekleri üzerine çekti. Dundee yakınlarındaki Broughty Ferry polis karakolunun tavanının çökmesinden birkaç saat önce İskoçya’daki polis binalarının durumuyla ilgili endişeleri ‘abartı’ olarak nitelendirmişti. Oysa şehre yeni taşındığı için konu hakkında kapsamlı bilgisi yoktu.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***