Darbe girişiminden sonra yayınlanan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edildikten sonra “İşimi geri istiyorum” diyerek ölüm orucu eylemi yapan ve tutuklu yargılanan akademisyen Nuriye Gülmen 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Gülmen’e ‘örgüt üyeliği’ suçunu işlediği gerekçesiyle verilen ceza, istinaf mahkemesi tarafından da onandı.
Gülmen’in yargılandığı davada hazırlanan ilk iddianame, İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından iade edildi. İade gerekçesi örgüt üyeliği suçuna yönelik delil olmamasıydı. Savcılık, mahkemenin iade kararına itiraz etti. İtiraz hakkında karar veren bir üst mahkeme, iade kararını kaldırdı.
Merkez komiteyle yazışma iddiası
Davanın ilk duruşması görülmeden önce, dosyaya bir dijital delil girdi. Dosyaya giren delilde, ele geçirilen Verbatim marka bir harici bellek içinde, Gülmen’in DHKP-C örgütünün merkez komitesi ile yazıştığı iddia ediliyordu.
Gülmen’in avukatları, harici belleğin Adli Tıp Kurumu’na gönderilerek incelenmesini talep etti. Ancak bu talep, yargılamanın yapıldığı İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmedi. Gülmen hakkında verilen kararda, bu harici bellekten çıktığı öne sürülen yazışmaların ‘örgüt üyeliğine delil’ olduğu vurgulandı.
Başka davada incelendi, boş çıktı
Aynı harici bellek, İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen bir başka DHKP-C davasında da delil olarak dosyaya girmişti. O davada da, Verbatim markalı harici belleğin Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesi talep edilmişti. İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi, bu talebi kabul etti ve Adli Tıp Kurumu’ndan rapor istedi.
Gazete Duvar’dan Can Bursalı’nın haberine göre, Adli Tıp’tan İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen raporda ise Verbatim markalı harici bellek içinde, örgütün merkez komitesiyle yapıldığı iddia edilen herhangi bir yazışmaya rastlanılmadığı belirtildi.
Böylece, Gülmen’e verilen 10 yıllık cezaya dayanak olarak kullanılan ve Adli Tıp incelemesine gönderilmeyen örgütsel yazışmaların olduğu iddia edilen harici bellek, başka bir dosyada incelenince, içinin boş olduğu ortaya çıktı.
Ayrıca, Gülmen’in yargılandığı davanın dosyasına gönderilen dijital hakkındaki emniyet güçleri tarafından düzenlenen imaj raporunun ‘delil’in ele geçirilme tarihinden bir gün önce düzenlendiği anlaşıldı.
‘İçerik polis eliyle düzenlenmiş’
Gülmen’in avukatı Oğuzhan Topalkara, mahkemeye gönderilen dijitalin polis eliyle düzenlendiğini belirterek, “Biz Adli Tıp ya da herhangi uzmanın dijitalin delil niteliğiyle ilgili bir şey söyleyemeyeceğini teknik olarak biliyorduk. Şaşırtıcı olan ise harici belleğin içinde polis eliyle düzenlenen bir içeriğin bile bulunmadığının Adli Tıp incelemesiyle açığa çıkması oldu” dedi.
Avukat Topalkara ayrıca, “Bir delil içeriğinden söz etmek hem usul yönünden hem delil sıhhati yönünden imkansız hale gelmiştir. Ama Nuriye Gülmen hala cezaevinde, verilen 10 yıllık mahkumiyet halen masada, ve dosya Yargıtay önünde bekliyor” ifadelerini kullandı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***