Dünya Bankası’nın eski Türkiye temsilcisi Ajay Chibber, Kahramanmaraş depremi ile gündemde önemli yer tutan zorunlu deprem sigortası ve DASK’ın önemine dikkat çekti. 1999 depreminden sonra Dünya Bankası’nın desteğiyle oluşturulan ve bugün DASK (Doğal Afet Sigortaları Kurumu) sigortası olarak bilinen sigorta havuzunun zayıfladığını söyleyen Chhibber, zorunlu olmasına ragmen 11 ili etkileyen depremde sigortalılık oranının yüzde 55 olduğunu söyledi.
1999 Gölcük Depremi’nde Dünya Bankası’nın Türkiye temsilcisi olan ve o dönemki yeniden inşa çalışmalarında yer alan Ajay Chibber, merkezi Washington’da bulunan düşünce kuruluşu Atlantik Konseyi’nin panelinde, ülkeyi 24 yıl sonra vuran yeni deprem felaketinde yapılması gerekenlerle ilgili konuştu.
1999 depreminin ardından Dünya Bankası’nın yaklaşık 1,3 milyar dolar topladığını ancak daha sonra İslam Bankası, Avrupa Yatırım Bankası, Japonya ve diğer birçok ülkeden Türkiye için 4 milyar dolara yakın para topladıklarını kaydeden Chibber, “1999 depreminde gözlemlediğimiz şeylerden biri, rehinci dükkanlarının ortaya çıkmasıydı. İnsanların nakit paraya ihtiyacı vardı, aileler parçalanıyordu çünkü erkekler önce iş arıyordu. Bu yüzden çok hızlı bir nakit yardım programı düzenledik. Umarım bu burada da yapılır çünkü tuvalet, çadır ve tıbbi yardımın yanısıra ailelerin nakit paraya da ihtiyacı olacak’’ dedi.
“Güvenilir bir hasar tespiti yapılmadığı sürece uluslararası yardım organize etmek çok zor” diyen eski Türkiye temsilcisi, Dünya Bankası’nın Gölcük depreminde hızlı bir şekilde hasar tespiti yaptığını belirtti.
“Yeniden inşa aceleye getirilmemeli”
O dönemde dünyanın herhangi bir yerinde görülen en hızlı yeniden inşa sürecinin Türkiye’de iki buçuk-üç yıl içinde tamamlandığını hatırlatan Ajay Chibber , “Japonya’daki Kobe depremi sonrası yeniden inşa dört yıl sürmüştü. Türkiye, tüm deprem yeniden yapılandırma programlarından çok daha hızlı inşa etse de o zaman bile yaklaşık iki buçuk yıl sürmüştü. Çünkü uygun prosedürleri takip etmeniz, araziyi uygun hale getirmeniz gerekiyordu’’ diyerek aceleyle yapılacak her şeyin uzun vadede zarar verici olacağına dikkat çekti.
Dünya Bankası, afet risklerini azaltmak için ülkelere yardım sağlanması sorununa çözüm arayan en önemli uluslararası kurumlardan biri olarak kabul ediliyor. Dünya Bankası’nın eski Türkiye temsilcisi Ajay Chibber, bu yardımlar kapsamında Türkiye’de o dönemde yeni bir imar yönetmeliği ve sigorta programı başlattıklarını da söyledi.
“Düzgün bir imar yönetmeliği yazılmasına yardımcı olmuştuk, ancak ne yazık ki bu bina yönetmeliğine çeşitli nedenlerle uyulmadı, siyasi aflar çıkarıldı’’ diyen Chibber, sigorta programının da Doğal Afet Sigorta Kurumu (DASK) olarak hala sürdüğünü söyledi.
“Deprem bölgesinde bile sigortalılık oranı yüzde 55”
Afet modelleme şirketi Karen Clark & Company, Kahramanmaraş’ı art arda vuran iki depremden sonra deprem sigortası kapsamındaki kayıpların 2 milyar 400 milyon dolar yani 45 milyar 350 milyon Türk Lirası civarında olmasını bekliyor.
Anadolu Ajansı’nın yayınladığı Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Doğal Afet Sigortaları Kurumu’na yapılan hasar ihbar sayısı 314 bini aştı; toplam ödenen hasar tazminat tutarı da 1,5 milyar liraya ulaştı.
Ajay Chibber’a göre DASK sigortası havuzunun yaklaşık üç trilyon dolarlık bir reasürans değeri var. Ancak sigortanın değeri enflasyonla doğru orantılı olarak yükseltilmemiş. Yani ortalama bir sigorta poliçesi sadece 7 bin dolar civarında.
“Deprem bölgesinde bile sigortalılık oranı yüzde 55. Bu da orada yaşayanların yüzde 55’inin bir çeşit sigortaya sahip olduğu anlamına geliyor. Miktar küçük olsa bile, sigortaları var’’ diyen Chibber, sigorta havuzunun zayıflamış olsa da hala canlı olduğunu vurguladı.
“Kaliteli inşaat bölgenin ekonomik canlanmasının da anahtarı”
Chibber, “Dünya Bankası başlangıçta 100 milyon dolarlık bir teminat verdi ve bu da havuzun oluşmasını sağladı ancak daha sonra Dünya Bankası geri çekildi ve havuz kendi başına devam etti. Sigorta havuzu, yeniden büyük bir şekilde canlandırılabilir. Bunun için bir miktar kamu fonu aktarılması gerekecektir çünkü bu, halk için sigorta maliyetini düşük tutmaya yardımcı olur” dedi ve iyi bir sigorta programının imar yönetmeliğinin uygulanmasına da yardımcı olacağını belirtti. Chibber, “Çünkü hiçbir sigortacı uygun bina yönetmeliğine uymayan bir binayı sigortalamaz’’ diye ekledi.
İnşaat kalitesinin büyük fark yarattığını; dolayısıyla daha iyi bir şekilde yeniden inşaatın, bu bölgenin ekonomik canlanmasının da anahtarı olduğunu söyleyen Dünya Bankası’nın eski Türkiye temsilcisi, “En azından tüm kamu binaları depreme dayanıklı olmalı. Şu anda tüm okulların yıkılmadığını düşünün, sadece eğitim devam etmekle kalmaz, aynı zamanda bu binalar potansiyel olarak halk için barınma sağlayabilirdi. Kamu binaları insanların sığınabileceği yerler. Bu nedenle kamu binaları bu politikalara uyduklarından emin olmalıdır ve sigorta, bina yönetmeliğinin daha da iyi uygulanmasına yardımcı olur. Çünkü müteahhit en azından bina yönetmeliğinin asgari standartlarına uymak zorundadır’’ diye konuştu.