Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından hem kamu otoriteleri hem de sivil toplum örgütleri ve dünyanın birçok ülkesinden değişik kesimler, depremzedelere yardım için seferber oldu. Bu amaçla deprem bölgesine gelenler arasına Protestan kiliseleri de vardı. Protestan din adamları, bir yandan yardım dağıtırken, bir yandan barınak kuruyor.
Depremin ardından, depremzedelere yardım için hem dünyanın birçok ülkesinden ve Türkiye’den gruplar deprem bölgesine gitti. Bu grupların arasında Protestan kiliseleri de vardı. Türkiye’deki Protestan kiliselerinin öncülük ettiği yardım kampanyasına değişik ülkelerden 400’ü aşkın kilise destek verdi.
Deprem bölgelerine dağılan Protestan din adamları depremzedelere yardım eli uzatmaya başladı. İhtiyacı olanlara, gıda, içecek, temizlik malzemeleri ve giyecek dağıtan Protestanlar köylere de geçici barınaklar kurdu. Protestanların yardım çalışmaları yaptığı yerlerden biri de Adıyaman.
Organize Sanayi Bölgesinde tahsis edilen bir depoyu kullanan din adamları, yurtiçi ve yurtdışından gelen yardımları burada topluyor. Depoya kendi imkanlarıyla gelebilenler ihtiyaçlarını buradan sağlıyor. Gelemeyenlere ise din adamları tarafından ulaştırılıyor.
Adıyaman’daki yardım çalışmalarını organize eden Mardin Protestan Kilisesi’nden din adamı Ender Peker hem Türkiye’deki hem de dünyadaki Protestan kiliseleri adına yardım çalışması yaptıklarını söyledi. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Peker, kendi ailesinin de yıllar önce depremzede olduğunu vurgulayarak, yaşananlara çok üzüldüğünü söyledi. Van ve İstanbul depremlerini de yaşadığını ifade eden Peker, “Hiçbir zaman bu kadar içim acımamıştı, niye bilmiyorum? Bu kadar dağınık bir coğrafya, ondan olabilir. Çok kaybımız olduğundan dolayı acayip içimiz acıyor. Bazen eve gidiyorum, kanepede otururken, kendimi suçluyorum utanıyorum. Duş almaya gittiğimde utanıyorum çünkü burada su yok. Oturamıyoruz, yerimizde duramıyoruz, vicdanımız bizi rahatsız ediyor” dedi.
Protestan din adamlarının ihtiyaç olduğu sürece deprem bölgesinde kalacaklarını ifade eden Peker, “Gerekirse yedi hafta gerekirse 70 hafta, yarılır sarılana kadar buradan gitmeyeceğiz” diye konuştu.
İranlı Protestan din adamı da Adıyaman’da
İran’ın başkenti Tahran’da bir Protestan kilisesinin başındayken, ‘rejimin güvenliğine karşı eylem’ suçlamasıyla tutuklanan ve beş yıl hapis yatan İranlı Farshid Fathi de depremzedelere yardım edenler arasındaydı. Kilisesi kapatılan Fathi 2016 yılında tahliye edildikten sonra Türkiye’ye yerleşti. VOA Türkçe’ye konuşan Fathi, İran’da meydana gelen depremlerden sonra edindiği deneyimleri Türkiye’de paylaşmak istediğini ifade etti.
Depremin Türkiye’ye olan vefa borcunu ödemesi için fırsat olduğunu dile getiren Fathi, “Türkiye’yi seviyorum, Türkiye benim vatanım gibi. Ülkemizi terk etmek zorunda kaldık ve Türkiye bizim için barınak oldu. Türkiye’ye vefa borcumuzu ödemek, müteşekkir olduğumuzu göstermek için bir fırsat yakaladık” şeklinde konuştu.
Yardım çalışmalarında katılmak için en önemli motivasyonunun insan sevgisi olduğunu dile getiren Fathi, “İnsanların acı çektiğini görünce geliyorum. Benim için Hristiyan olup olmamaları önemli değil, insan olmaları önemli. Acı çektiklerini görünce bir şey yapmayı seviyorum ve acıların az bir kısmını da olsa, kendi üzerime almayı seviyorum” dedi.
Yardım çalışmalarının yanı sıra çocuklar için çizgi film gösterimi, futbol akademisi gibi çalışmalar da yaptıklarına dikkat çeken Fathi şunları söyledi: “Ne kadar süreceğini bilmiyoruz ama planımız gelecek üç ay burada kalmaktır. Daha fazla ihtiyaç olursa kalmaya devam edeceğiz.”
Gürcistan’dan deprem bölgesine yardım eli
Deprem bölgesine gelenler arasında Gürcistan’dan bir grup da vardı. Bir Gürcistan vatandaşı, bir Azeri ve bir Rus din adamı da önce Adıyaman ardından Hatay’da yardım çalışmalarına katıldı. Gürcistan’ın başkenti Tiflis’teki Protestan kilisesinin Kürt asıllı din adamı Rezo Faroyan, bir yandan yardım malzemelerini paketlerken, bir yandan VAO Türkçe’nin sorularını yanıtladı. Depremzedelerin yaşadıklarını görünce çok üzüldüğünü ifade eden Faroyan, “Ben Tiflis’ten geliyorum. Türkiye’de depremi yaşayanlara hizmet etmeye geldim. Acılarını azaltmak istiyoruz, elimizden gelen her şeyi yapacağız. Birkaç gün burada kalacağız sonra Antakya’ya gideceğiz. Bize verilen her görevi, üzerimize düşen her şeyi yapacağız” diye konuştu.
Depremin tahminlerin ötesinde zarar verdiğini söyleyen Faroyan, Tiflis’e döndükten sonra başka bir grubun geleceğini belirtti.