YORUM | M. NEDİM HAZAR
Geçtiğimiz seçimlerde TRT çocuk, Diyanet de dahil her kanalı işgal eden Erdoğan mitinglerini bu sene göremeyecekmişiz.
İktidarın yalaka takımı söylüyor bunu, ben değil.
Ve Erdoğan’ın bu kadar ölüm-kalım meselesi gördüğü bir seçim öncesi bu kadar sessiz olmasını hayra yoran olmuyor.
Öyle ya, başkası için seçim olan bir olay Erdoğan ve çevresi için hayat memat meselesidir.
Burayı aklınızda tutun, döneceğiz…
Ecnebiler “Electoral fraud” yani “Seçim Dolandırıcılığı” diyorlar.
Brennan Adalet Merkezi’nin araştırması şöyle diyor;
“Bazen seçim manipülasyonu , seçmen dolandırıcılığı veya oy hilesi olarak adlandırılan seçim hilesi. Tercih edilen bir adayın oy payını artırarak, rakip adayların oy payını düşürerek veya her ikisini birden yaparak seçim sürecine yasa dışı müdahaleye denir.”
Genellikle seçmenin manipüle edilmesiyle paralel olarak kullanılınca işe yarıyor bu dolandırıcılık.
Küçük bir detay vereyim:
2010 yılında yapılan bir inceleme, 1978 ile 2004 arasında 170’den fazla ülkede incelenen seçimlerin %61’inin, %27’sinde büyük hile olmak üzere, bazı seçim hilesi belirtileri gösterdiği sonucuna vardı.
İnanılmaz bir rakam..
Her 4 oydan biri sahte.
2000’li yılların başından bu yana, Afganistan, Arnavutluk, Arjantin, Bangladeş, Kamboçya, Kenya, Libya, Güney Afrika, Uganda, Venezuela ve ABD dahil olmak üzere çeşitli ülkelerde seçim dolandırıcılığı kullanılmış.
Uzmanların şu noktaya gelmesi çok önemli:
“Eğer, yeterli miktarda seçim hilesi yapılırsa o ülke iç kargaşa, yozlaşma ve hatta darbeye kadar gider!”
Stanford Üniversitesi profesörü Beatriz Magaloni, seçim hilelerini otokratik rejimlerin davranışlarını yöneten bir model olarak tanımlıyor.
İktidar partilerinin, oyları aktif olarak manipüle etmeden veya seçmenleri zorlamadan demokratik bir sistem altında siyasi kontrolü sürdürebileceklerini de.
Magaloni, “Bu sayede demokratik sistem, bölünmüş muhalefet partilerinin farkında olmadan tek parti yönetiminin suç ortakları gibi hareket ettiği bir dengeye doğru yönlendirilir. Bu, iktidardaki rejimin yasadışı seçim hilelerinden kaçınmasına izin verir.” diyor.
Dönelim ülkemize.
Normal bir ülkede seçim öncesinde adaylar birbirine “hayırlı olsun” ya da “başarılar” filan diler.
Bizde hemen hain ilan ediliyor.
Dolayısıyla seçimden sonra kimse kimseye “Halk bize muhalefet görevi verdi, rakibimizi tebrik ederiz” demeyecek, bundan emin olabilirsiniz.
Dahası, başkaları için bir seçim olan bu olay Erdoğan ve Saray için hayat memat meselesi.
Normal bir ülkede, normal şartlar altında bir seçim yapılsa Recep Tayyip Erdoğan diye bir siyasetçi tarih olur.
Ancak…
Ne yazık ki, Türkiye normal bir ülke değil, Türk siyasi muhalefeti de normal olmadığı gibi, ne sağcısı sağcı, ne solcusu solcu. Hele hele Anadolu insanı…
Tamam, deprem bazı hislerimi nispeten törpüledi ama ben hala bu halkın yeterli dersi çıkardığını sanmıyorum.
Emin olun çalacaklar.
Çalacaklar ve sonrası ne yazık ki pek iç açıcı olmayacak.
Biliyorum bazı okurlarımız, niye “enseyi karartıyorsunuz” diye kızacak ama hissiyatım böyle maalesef.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***