ANKARA – Ankara JİTEM Davası’nda iddia makamı sanıklar hakkında beraat talep ederken, mütalaaya karşı müşteki avukatların beyanda bulunması için ek süre verildi.
Ankara ve çevre kentlerinde 1993-1996 yılları arasında Altındağ Nüfus Müdürü Abdülmecit Baskın’ın da aralarında olduğu 19 kişinin ölümüyle ilgili açılan “JİTEM” davasının 5’inci duruşması Ankara 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Ankara Şubesi Eşaşkanı Şevin Kaya, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Ankara Şubesi Başkanı Murat Yılmaz ve Türkiye Barolar Birliği (TBB) temsilcisi avukatlar duruşmaya katıldı. Duruşma salonunda 6 çevik kuvvet polisinin de yer alması dikkat çekti.
İDDİA MAKAMI: TANIK ÇELİŞKİLİ
Duruşmada ilk olarak söz alan iddia makamı mütalaasını sundu. İddia makamı işlenen cinayetlere ilişkin tanık beyanlarının çelişkili olduğu, tanığın ölmüş insanlar üzerinden anlatması, cinayetleri belirleyecek delil, suç aleti, görgü tanığı olmaması, balistik sonucu olmaması, sanıkların teşhis edilememesi, gerekçeleriyle CMK 223’üncü madde gereğince beraatlarını talep etti.
‘KARAR ADİL OLMAYACAK
Sonrasında söz alan avukat Yusuf Alataş mütalaaya hiç şaşırmadığını belirterek şunları söyledi: Yargılama boyunca sanıklara tek soru sormayan iddia makamının beraat istemesine hiç şaşırmadık. Yargılama boyunca iddia makamı kendi görevini yapmadı, bir soru dahi sormadı. Bu kadar kapsamlı dosyada tek bir delil toplanması talebinde bulunmadı. Burada bir dönemin devlet anlayışı yargılanıyor, arka arkaya çok sayıda insan öldürülüyor. Devlet kendisiyle yüzleşmek istemiyorsa zaten bir sonuç almak mümkün değildir. Mahkeme İçişleri Bakanlığının Mehmet Ağar’ın görevleri ile ilgili herhangi bir bilgi belge bulunmadığını bildirmesini sineye çekti. Devlet Mehmet Ağar’ı sahiplenmiştir. Daha öncede ceza aldı Yargıtay onayladı, daha sonra dosya başka ceza dairesine gönderilerek kararı bozuldu. Gizli tanık Ayışığı’nı neden biz dinlemedik. Yer gösterme tutanağındaki çelişki nedir açıklasın iddia makamı. 450’nci maddeye göre dava açılıyor ama bir tutuklama kararı verilmiyor. Biz olmadan Mehmet Ağar’a özel duruşma açılıyor sorgusu yapılıyor. İddia makamı tek soru sormuyor. Burada adil bir yargılama yapılmadı. Ne karar verirseniz verin adil olmayacak.”
‘DEVLETİ KORUYORSUNUZ’
Savcının Bölge Adliye Mahkemesi’nin bozmuş olduğu nedenleri kapatmaya çalıştığına işaret eden avukat Sertaç Ekinci, “Demokrasi nedir diye sorulduğunda özellikle siyaset bilimciler ‘yargının yürütmeyi yönetebildiği bir sistemdir’ der. Türkiye gibi ülkelerde devletin kutsal olarak addedildiği yargının fonksiyonu devleti korumak olur, bugünde bunu yaşıyoruz. Çünkü sanki bu dosya basit bir cinayet dosyasıdır. Savcı 1990’lı yıllarda terörle mücadele adı altında insan hakları ihlali olduğunun, İstanbul’da, Ankara’da katliamların yapıldığının, öldürülenlerin Kürt olduğunun, katillerin kullandığı silahların özel harekat daire başkanlığına ait Uziler olduğunun farkında değil. Koruduğunuz devletin neler yaptığını gördük. Susurluk komisyonundan bu mahkemeye gelen beyanlar var. Bu yasa dışı örgütü kendi çıkarları için gayrimeşru işler yaptığını ifade eden tanıklar mevcut Fikri Sağlar’dan Kutlu Savaş’a dönemin mit müsteşarına. beraat kararı istemek nedir” diye sorarak mütalaaya karşı savunma için süre talebinde bulundu.
‘DELİL TOPLAMAK İÇİN ÇABA SAR ETMEDİNİZ’
Müşteki Yıldırım ailesi avukatı Zahit Şeyhanoğulları dosyada baştan itibaren baştan delillerin toplanması için çaba sarf edilmediğini vurgulayarak şu ifadelerde bulundu: “Mahkemeye geldikten sonra onlarca talebimiz oldu. Bunların hiçbiri olmadı. Bazı cinayetlerin görgü tanıkları var. Bu tanıklar savcı tarafından da mahkeme tarafından da dinlenmedi, teşhis yapılmadı. Siz hukuka göre karar vermek zorundasınız. Hakim tanıklarla sanıklarla birebir görüşmesi gerekir. Biz bu dosyada tek bir tanığı buraya getirtemedik. Adil yargılama yapın bunu istiyoruz. Biz burada sanıklara soru soramadık, çapraz sorgu yapamadık” diyerek yazılı beyan için süre talebinde bulundu.
‘CEZASIZLIK POLİTİKASI YARGI KÜLTÜRÜ’
Devlet görevlilerinin karıştığı ağır hak ihlallerinde cezasızlık politikasının hakim olduğunu vurgulayan avukat Öztürk Türkdoğan, “Dünyada bu tarz davalar yaşanmış süreç nasıl ilerlemiş biliyoruz. Biz adalet, hakikat için mücadele ediyoruz. Bu sanık ekibi Sedat Peker tarafından ifşalandı. Muhtemelen iktidar değişiminde bu sanıklar tekrardan sanık sandalyesinde olacak. Bu kadar tekrar yeterli değil mi? Delilleri araştırmalı ve tartışmalıyız” dedi.
‘HERKES GERÇEĞİN FARKINDA’
Müşteki Abdülmecit Baskının oğlu avukat Eren Baskın da mütalaaya karşı tepki göstererek “Mütalaayı kabul etmiyorum. Babamın eve geliş saati hep belliydi ama o gün saatinde gelmedi. Kapıya araba geldi ama babam gelmedi. 3 gün sonra Gölbaşı’nda cenazesi bulundu. Sanık her şeyi anlatmasına rağmen iddia makamı nereden kaçırıldığının bilinmediği üzerinde duruyor. Amedspor bursa maçında yeşilin posteri açıldı bütün insanlar ayağa kalktı çünkü o adam Kürtleri katletti bu bir gerçekliktir. Herkes bu dosyada da gerçekliğin farkında” diye konuştu.
‘TALEPLERE RED’
Sanık avukatları mütalaaya karşı bir beyanda bulunmayacaklarını belirterek, taleplerin reddini istedi. Bunun üzerine iddia makamı mütalaaya karşı süre verilmesini taleplerin reddini talep etti.
Mahkeme heyeti, avukatların ek süre talebini kabul ederken, delillerin toplanması talebini reddetti ve duruşmayı 28 Mayıs’a erteledi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***