En son söylenecek olanı baştan söyleyeyim: Türkiye’de muhalefetin en önemli itici gücü Erdoğan’ı bodrum katı dolarla dolu olan villasında torun sevmeye göndermektir. Bunu görmeyen siyasetçi, siyasi parti ve toplumsal grup hata yapar. İYİ Parti lideri Akşener bu hatayı yaptı.
Erdoğan sonrası için çok önemli pozisyonlara gelebilecek bir lider olmasına rağmen acemi bir politikacının yapmayacağı şeyi yaptı ve muhalefetin en güçlü olduğu dönemde sebebini açıklamakta zorlandığı bir gerekçe ile kendini kenara çekti.
2007 yılındaki 367 krizinde DYP lideri Mehmet Ağar ve Anavatan Partisi lideri Erkan Mumcu’nun yaptığı gibi… Meclis’e girmiş olsalar siyasi tarihleri farklı yazılacaktı ama öyle bir hata yaptılar ki bir daha siyaset sahnesinden silindiler.
Siyasette 40 yıl boyunca çalışır çabalarsınız ancak verdiğiniz bir yanlış kararla tarihteki yerinizi alırsınız. Akşener artık ‘tek adam rejimine payanda olan’ veya ‘can suyu veren’ kişi olarak anılacak. Akşener, önemli bir sınavdan kötü not alarak çıktı.
MERKEZ SAĞDA OLSAYDI…
İYİ Parti’nin merkez sağda güçlü bir parti olmasının bu ülke için çok gerekli olacağını düşünenlerdenim. Akşener de ilk günden itibaren merkez sağ bir parti olacaklarını vaad etti. Ama parti kadroları ve söylemi buna uygun oluşmadı. Akşener, partiyi kurduktan sonra önüne çıkan ilk engelli Kemal Kılıçdaroğlu’nun desteğiyle aştı ve Meclis’te temsil edilme imkanı elde etti. Ama Meclis’te ülke gündemiyle ilgili konu seçen, taraf seçen, mağdurlar arasında fark gözeten bir politika izledi. Ülkenin en önemli sorunlarıyla ilgili ya hiç ses çıkarmadı ya da ayrıldığı MHP’ye yakın bir noktada kaldı. Bu şekilde de merkeze değil, ne dediği hep muallakta kalan bir pozisyonda durdu.
BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİ İYİ PARTİ’YE YARADI
Süreci hatırlayalım. 2019 yılındaki yerel seçimlerde önemli büyükşehirlerin tamamına yakını HDP’nin desteğiyle Millet İttifakı adayları tarafından kazanılınca İYİ Parti’ye ilgi artmaya başladı. Çünkü büyükşehirler ciddi güçtü. Partililerin iş bulması, ihale alması ve kenar mahallelere yardım dağıtılması için önemli bir avantaj ele geçirilmişti. CHP’den seçilmesine rağmen kadrosunun büyük çoğunluğu eski ülkücülerden oluşan Ankara Büyükşehir Belediyesi de toplumun önemi bir kesimine ulaşma imkanına kavuştu. Bu durume İYİ Parti’ye yönelik ilgiyi artırdı.
Aynı dönemde yaşanan ekonomik kriz iktidarın iki ortağı AKP-MHP’nin oylarında erimeye yol açtı. İYİ Parti bu iki partiden yüzde 5 civarında oy aldı. Yaz aylarında İYİ Parti’nin oy oranı yüzde 18-19’a ulaştı. Ancak AKP’nin sahaya inmesi ve Zafer Partisi’nin kurulmasıyla yüzde 13-14’lere geriledi. Ve İYİ Parti merkez sağ hedefini unutup milliyetçi reflekslerine döndü.
KILIÇDAROĞLU’NUN ‘ALEVİ’ KİMLİĞİNİ DEVAMLI GÜNDEME GETİRDİLER
Altılı Masa kurulduktan sonra İYİ Parti sözcüleri ortaklarını rahatsız edecek açıklamalar yaptı. ‘Kazanacak aday’ vurgusu ile başlayan imalar zaman zaman Kemal Kılıçdaroğlu’nun kimliğine vurguya da dönüştü. Önce bunların bireysel çıkış olduğu iddia edildi. Ancak sonra Akşener’ib bilgisi dahilinde olduğu dile getirilmeye başlandı.
Son bir hafta içerisinde bir televizyon kanalında ve Meclis’teki konuşmasında Akşener, Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı olduğunu açıkça dile getirdi. Altılı Masa’nın son toplantısında ise adaylık süreciyle ilgili imzayı attıktan sonra masadan ayrıldığını ilan eden bir açıklamayla toplumun tek adam rejimini çöpe atma hayaline/projesine en önemli darbeyi vurdu.
Meral Akşener siyasi hayatına DYP’de başladı. Dönemin Başbakanı Tansu Çiller’e yakın bir isim olarak bilinmesine rağmen 2001 yılında partiden ayrıldı. AKP’nin kuruluş çalışmalarına katıldı. Daha sonra AKP’nin ‘Milli Görüş’ çizgisinde olduğunu iddia ederek buradan ayrıldı ve MHP’ye katıldı. 2016 yılında MHP’den ihraç edilen Akşener, 2017 yılında İYİ Parti’yi kurdu.
Siyaseti yakından takip eden birçok isme göre özellikle oylarında yükselişten sonra İYİ Parti sözcüleri küçük partileri ‘hiçe sayma’ gibi bir iktidar hastalığına yakalandı. Bu tutumun sadece söylemde olduğu, Akşener’in daha fazla vekil, daha fazla bakanlık için bu tür çıkışları yaptığı öne sürüldü. Ama Altılı Masa’ya tekme atmasıyla planlı bir eylem olduğu ortaya çıktı.
KİM HATA YAPTIRDI?
Akşener ve İYİ Parti yönetimi bu hamlenin sonuçlarını göremeyecek duruma nasıl geldi? Üstelik deprem felakketi sonrası hata üstüne hata yapan bir iktidar varken… Bu kadar deneyimli bir politikacı, seçmenlerin bütün motivasyonunu Erdoğan’ın gitmesi üzerine kurduğu bir dönemde nasıl bu yanlışı yaptı? İYİ Parti’ye oy veren seçmen kitlesinin önemli bir kesiminin CHP’ye rahatlıkla oy verebileceğini nasıl gözden kaçırmış olabilirler? Yoksa İYİ Parti yönetimine bu hatayı danışman grubu mu yaptırdı? Bu danışman grubu Saray’dan finanse edilen bir ekip olmasın? Ya da Erdoğan’ın gitmesini istemeyen grup mu partiyi ele geçirdi?
Bu sorulara olumlu ya da olumsuz yanıtlar verilebilir. Ama rakiplerinde “kurmay akıl” arayanların, o aklı en hayati anda akıl edememeleri pahalıya mal olacak. Siyasi bir intihar kendini göstere göstere geldi…
SÜLEYMAN ÖZKAYA
04 Mart 2023 GÖRÜŞ
Kaynak: Kronos
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***