ABD’de 11 bankanın zor durumdaki bölgesel kredi bankası First Republic’e 30 milyar dolarlık nakit desteği sağlaması piyasalar rahatlattı. Bu sabah Londra’da hisse senetleri piyasasında FT100 endeksi yükselişle açıldı. Daha erken saatlerde Japonya’da Nikkei endeksi, bankacılık ve elektronik şirketleri hisselerindeki artışla günü yüzde 1,2 yükselişle kapattı.
ABD’deki 11 banka, First Republic’e verdikleri desteğin, “ülkedeki bankacılık sektörüne duydukları güveni yansıttığını” açıkladı.
Geçen hafta iki Amerikan bankasının -Silikon Vadisi Bankası (SVB) ve Signature Bank’in- batması yatırımcıları, diğer bankaların durumu konusunda kaygıya düşürmüştü.
ABD’de bankacılık sektörünü düzenleyen kurumlar hafta sonunda bu bankaların müşterilerinin bütün hesaplarının güvence altında olduğunu açıklayarak endişeleri gidermeye çalışmışlardı.
Fakat kaygılar devam etti ve müşterilerinin paralarını çekmeye koşması riskiyle karşı karşıya gelebileceğinden korkulan San Francisco merkezli First Republic, geçen hafta içinde yüzde 70 değer yitirmişti.
Fakat, başını JP Morgan ve Citigroup’un çektiği 11 büyük Amerikan bankasının kurtarma planı hisse senetleri piyasalarını hemen etkiledi ve First Republic hisseleri yeniden yükselişe geçti.
2008 krizine benziyor mu?
GAM Investments adlı yatırım danışmanlık şirketinin müdürü Swetha Ramachandran, yetkililerin, sorunların bütün bir bankacılık sektörüne yayılmaması için ön alıcı müdahaleler yaptığını söylüyor.
“Yapmaya çalıştıkları, tek tek bankaları ilgilendiren belli sıkıntıları hemen izole edip, yayılarak bütün sistemin sorunu haline gelmesini engellemeye çalışmak.
“Dolayısıyla bu 2008’den çok farklı bir durum. Orada bütün bir bankacılık sektöründe yaygın bir sorun vardı.”
Amerikan Hazine Bakanı Janet Yellen Perşembe günü yaptığı açıklamada “Bankacılık sistemi genel olarak sağlam ve güvenli” demiş, Avrupa Merkez Bankası Başkanı Luis de Guindos da Avrupa bankacılık sektörünün “dirençli” olduğunu söylemişti.
ABD’de ortaya çıkan bankacılık sıkıntıları Avrupa’da da İsviçre’nin dev bankası Credit Suisse üzerinden kendisini gösterdi.
Hafta başında hisseleri hızla değer kaybeden Credit Suisse’e Çarşamba günü İsviçre Merkez Bankası 50 milyar dolar acil destek fonu sağladığını açıkladı.
Dünyada birçok ülkede merkez bankaları geçtiğimiz yıl boyunca, tırmanıştaki enflasyonu dizginlemek amacıyla kredi faizlerini yükseltti.
Bu da bankaların faizler düşükken almış oldukları büyük tahvil portfolyoları üzerinden ciddi kayba uğramalarına yol açtı. SVB’nin batmasında önemli rolü olan bir unsur buydu ve bu durumda olan diğer bankaların da benzer sıkıntılara düşmesi kaygısı var.
Faizler yükselmeye devam eder mi?
Amerikan portföy yönetimi firması Payden and Regal’ın baş ekonomisti Jeffrey Cleveland, başka bankaların da sornu yaşayabilmesi potansiyeli bulunduğunu söylüyor:
“Merkez bankaları faizleri yükseltmeye devam ederse başka bazı zaaflar ortaya çıkabilir. Tarihsel olarak bu tür durumlarda kırılganlık meydana geldiğini, finans sisteminde sorunlar olduğunu görüyoruz. Onun için yeni hassasiyetler ortaya çıkarsa şaşırmam.”
Son çalkantılar yaşanmadan önce gerek Amerikan Merkez Bankası gerekse İngiltere Merkez Bankası’nın, önümüzdeki hafta yapacakları aylık değerlendirmede faizleri artırması bekleniyordu. Ancak son gelişmeler ışığında bazı uzmanlar bu artışların ya zamana yayılacağı ya da yapılmayacağı beklentisi içinde.
Avrupa Merkez Bankası dünkü toplantısında faizleri yüzde 2,5’tan 3’e çıkardı.
Swetha Ramachandran, Avrupa Merkez Bankası’nın şu anki esas sorununun enflasyonla mücadele olduğunu, Credit Suisse’in yaşadığı sorunun tipik olmayan ve bu bankaya mahsus bir sorun olduğunu düşündüklerini söylüyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***