WAN – Tecride ilişkin mikrofon uzattığımız Wanlılar, ülkedeki tüm sorunların kaynağı olan tecride karşı sadece Kürtlerin değil Türkiye’deki tüm halkların ses olması gerektiğini belirterek, “Sayın Öcalan özgürlüğüne kavuşmadan Türkiye’de hiçbir özgürlük sağlanamaz” dedi.
Uluslararası komployla 15 Şubat 1999 tarihinde Türkiye’ye getirildikten sonra İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’ne konulan PKK Lideri Abdullah Öcalan, 24 yıldır ağır tecrit koşullarında tutuluyor. Kürt halkı başta olmak üzere demokrasi ve özgürlük isteyen herkesin karşı çıktığı politika nedeniyle Abdullah Öcalan ile cezaevindeki diğer tutuklular Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş’tan 22 aydır hiçbir şekilde haber alınamıyor. Görüşmelerin sağlanması için avukat ve ailelerin yaptığı başvurular ise ya çeşitli gerekçelerle reddediliyor ya da cevapsız bırakılıyor.
İmralı’daki mutlak tecride ilişkin Wan’daki yurttaşlara mikrofon uzattık.
‘TECİRDE KARŞI TEK SES OLMALIYIZ’
Yurttaşlardan Hesin Erkol, tecrit politikasında sadece Türkiye değil NATO ve tüm batı devletlerinin rolü olduğunu belirterek, “Tecride karşı ses olmadığımız için derinleşiyor. Bu nedenle herkesin elinden geleni yaparak, ses olması gerekiyor. Tecrit kaldırılmış olsaydı ülkede yaşanan tüm sorunlar çözüme kavuşmuş olurdu. Bunun farkında olarak hareket etmeliyiz. Sayın Öcalan, Kürt halkını yok olma tehlikesinden kurtardı. Bunun için sabah akşam tecride karşı ayakta olup ses olmalıyız. Tecridin kaldırılması için ısrarcı olmalıyız. Şahsi çekincelerimizi bir yana bırakmalıyız artık” diye belirtti.
‘ÖZGÜRLÜKLER İÇİN TECRİT KALKMALI’
Kamuoyuna seslenen Hanif Kaçak, “Bu işkenceye karşı duyarlı olun, Sayın Öcalan’dan haber alınamaması nedeniyle Kürt halkı tedirgin. Bir an önce Sayın Öcalan’a dair bilgi verilip görüşmeler sağlanmalıdır. Anneler olarak barış istiyoruz. Tecride karşı öfkeliyiz ve tecridi kabul etmiyoruz. Sayın Öcalan özgürlüğüne kavuşmadan Türkiye’de hiçbir özgürlük sağlanamaz” dedi.
’24 YILDIR DİRENİŞ VAR’
Tecridi “barbarlık ve hukuksuzluk” olarak nitelendiren İbrahim Sunkur, “24 yıldır Sayın Öcalan tecrit altında ve 24 yıldır buna karşı bir direniş gösteriyor. Böylesi bir direniş sergileyen bir kişi için halk daha da duyarlı olmalıdır. Devlet, Sayın Öcalan’ın fikirleri nedeniyle bugün tecrit uyguluyor. Halkımız tek olup, tepkisini dile getirmelidir” ifadelerini kullandı.
‘TÜM HALKLAR SES VERMELİ’
Tecridin hukuka aykırı olduğunu vurgulayan Songül Işık da, şunları belirtti: “Tecrit, barış ve demokrasinin tıkanmasına neden oluyor. İnsanlık suçu olan tecridi kabul etmiyoruz ve Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasını istiyoruz. Tecridin kaldırılması için Kürt halkının her gün mücadele etmesi gerekiyor. Oluşturulan korku atmosferini yıkalım. Demokratik haklarımızı kullanarak ses olalım. Sadece Kürtler de değil, tüm Türkiye halklarının bu tecride karşı ses olması gerekiyor.”
‘YAŞAM HAKKI KORUNMALIDIR’
Tecridin Abdullah Öcalan şahsında tüm tutuklara uygulandığını söyleyen Mehmet Koç ise, “İnsanların yaşam hakkı korunmalıdır ve insanı insan yapan temel hak ve hürriyetlerin tanınması talebimiz var. Tüm tutuklular bu haklara sahip, bu haklar temelinde Sayın Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması gerekiyor. Bunun için de herkesin bir olup sesini yükseltmesi gerekiyor” dedi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***