YORUM | YÜKSEL DURGUT
Siyasi bir lider olarak gemiye kaptanlık yapmak kesinlikle kolay değil. Son yıllarda, pandeminin verdiği hasar, siyasi kargaşalar, ekonomik krizler, ekonominin tepetaklak devrilmesi bir liderin önünde duran ve üstesinden gelebileceği büyük zorluklardan sadece bazıları.
Bu zorlu zamanların üstesinden gelerek gemiyi tek parça limana yanaştırabiliyorsan herkesin sevdiği, parmakla gösterdiği ve takdir ettiği bir lidersindir. Lider, umutsuzluğa kapılmadan bu zorlukları kabul eden, çözümler üreten ve halkına ilham kaynağı vererek, kutuplaşmaları önleyen ve herkesi bir arada tutmasını bilendir.
Birçok lider pandemi ile başlayan ekonomik krizin pençesinden bitkin ve yorgun düştü. Kriz sonralarında bir liderin enerjisi hem ekibinin hem de halkının üzerinde etkisini gösteriyorsa karşılaşılan zorluklar kolaylıkla düzene konulabilir. Seçmenlere, politikacıların da birer insan olduğunun ara sıra hatırlatılması gerekir. Ancak bir politikacı iktidar koltuğunu tüm zorluklara rağmen başarıları sonrası devredebiliyorsa gerçek bir liderdir.
Yeni Zelanda, Güney yarımkürenin en alt kısmında, Güney Pasifik adaları arasında küçük bir ülke. 5 milyon nüfuslu ülkenin dünya politikasında da pek sözü geçmiyor. Siyasi liderlerinden herhangi birinin uluslararası sahnede öne çıkması da zaten imkânsız. Dünya gündeminde yer alması alışılagelmiş bir durum değilken Başbakanı Jacinda Ardern’in başarısı ile Yeni Zelanda daha etkileyici bir ülke konumuna geldi.
Jacinda Ardern, 2017’de başbakan olduğunda 37 yaşında, Yeni Zelanda’nın 40. başbakanı ve dünyanın en genç hükümet lideriydi. Çok az lider, Jacinda Ardern’in kısa sürede karşılaştığı zorluklarla uğraşmak zorunda kaldı. 51 kişinin hayatını kaybettiği iki camiye yapılan terör saldırısı, 22 kişinin hayatını kaybettiği volkan felaketi, küresel salgın ve şimdi de dünyayı etkisi altına alan ekonomik kriz.
Ardern’in geçtiğimiz haftalarda beklenmedik bir şekilde istifasını kamuya açıklamasından bugüne dünyanın hemen hemen her yerindeki liberal medya kuruluşlarında hakkında methiyeler düzülen makaleler yayınlandı. Övgülerin çoğunu hak ettiği dile getirilen bir lider oldu.
Doğuştan gelen empati duygusu, özellikle 2019’daki Christchurch cami katliamından sonra daha da ön plana çıktı. Terör saldırısının ardından meydanlara çıkarak, kurbanlara atıfta bulunarak şunu söyledi: “Onlar biziz.” Uzaktan dualarını göndermedi, bunun yerine başörtüsü takarak aile üyelerine ve hayatta kalanlara sarılarak gözyaşı döktü.
Aynı yılın sonlarında Whakaari/Beyaz Ada’daki patlamada benzer bir şekilde halkın arasındaydı. Covid-19 ortaya çıktığında, hükümet, virüsü ortadan kaldırmak için sınırlarını kapattı ve kısıtlamalar uygulayarak Yeni Zelanda’yı izole etti. Ülkenin ortalama yaşam süresi gerçekten arttı ve yasaklamalar kaldırılana kadar halkın çoğu aşılanmıştı.
Yeni Zelanda’da Covid’den ölenlerin sayısı 2500. Dünya genelinde en düşük ölüm oranı olarak kayda geçti. Ardern’in popülaritesi 2020’de yüzde 80’e kadar yükseldi ve o yılın Ekim ayında partisini kırılma noktası olarak nitelendirilen bir seçim zaferine daha götürdü.
Covid-19’a karşı uygulanan politikalara karşı verilen küresel tepkiler Yeni Zelanda’da da yaşandı. Aşı zorunlulukları, komplo teorileri, nüfusun küçük ama güçlü bir kesimi arasında alevi ateşledi.
Bir yıl önce bazı holiganlar, Başbakanın seyahat ettiği minibüsü yoldan çıkmaya zorladı. Bunu, protestocuların ölüm tehditleri savurduğu Wellington parlamentosu önünde şiddet dozu yüksek protestolar izledi. Siyasi rakipleri de eleştirilerini ve baskılarını arttırdılar.
İstifa konuşmasında bu tür baskılardan açıkça bahsetmedi, ancak dolaylı olarak tükenmişliği kabul etti ve “Artık iş yapacak kadar enerjim yok” diyerek ailesi ile vakit geçirmek istediğini açıkladı. Kızı okula ilk başladığında evde yanında olmak istiyordu. Ardern, Benazir Butto’dan sonra çocuk dünyaya getiren ikinci başbakan oldu. Ardern, çalışan bir anne olarak erken ayrılmasının genç kadınlara bir örnek teşkil etmemesi gerektiğini de açıkça belirtti.
Jacinda Ardern 5 yıllık liderliğindeki başarılarının temellerini şu şekilde sıralıyor:
Empati
Nezaket
Ekip çalışması
İnsanlara hizmet etmek ve yardım etmek
Bu başlıklar başka politikacıların ajandasında kesinlikle olması gereken noktalar. Politikacılar, Ardern’in inandığı değerleri kendilerine birer hedef olarak seçseler; sadece insanlara hizmet etmek ve icraatları hakkında konuşmakla kalmazlar, dünyayı ve sakinlerinin hayatlarını daha yaşanabilir hale getirebilirler.
Jacinda Ardern, “Liderlik” kavramını şu şekilde özetliyor: “Liderlik, bir odadaki en yüksek sese sahip olmak değil, onun yerine köprüler kurmak, tartışmada ortaya çıkan fikirleri hayata geçirmektir.”
Başbakan olmanın zor olan başka bir yanı da zor zamanlarda ruh halinin de korunmasıdır. Ardern bu rolü doğallığı ile kaptı. Christchurch terör saldırısının şoku yaşanırken, ne söyleyeceğini ve nasıl davranacağını çok iyi biliyordu.
Siyaset dünyasında değişimler çok hızlı bir şekilde gerçekleşmiyor. Yeni Zelanda’da Ardern, Covid krizini dünyanın en iyi sonuçlarından ve stratejilerinden biriyle yönetti. Finlandiya’da da Sanna Marin, en genç başbakan ve genç bir bakanlar kabinesine sahip olmakla tarihe geçtiler.
Jacinda Ardern genç politikacılara, “Kendi yolunu çizebilirsin, kendi liderin olabilirsin. Yeni nesil bir liderlik yaratmamız gerekiyor.” şeklinde de öğütler veriyor. Bencillik hiçbir zaman Ardern’in sıra dışı karizmasının bir parçası olmadı. 2017’de kendisini liderlik koltuğunda bulduğunda elinden gelenin en iyisini yaptı. Kendisinden yeni şeyler katamayacağını anlayınca, onurlu bir şekilde görevini bıraktı. Yeni Zelanda’ya tam olarak vaatlerini hayata geçirmediyse de, koltuğu devraldığı günden de kötü bırakmadı.
“Jacindamania” olarak anılan Ardern’in liberal değerlere sahip empatik, karizmatik bir lider olarak ünü, küçük Yeni Zelanda’nın da dışına çıktı. Halefi Chris Hipkins için en büyük zorluklardan biri, süper güçlerle ilişkileri dengelemeye devam etmek olacak ve ilk basın toplantısında Ardern’in yolundan gideceğini de söyledi.
Zekâsı, iş ahlakı ve iletişim becerisiyle kesinlikle Yeni Zelanda’nın tarihinde en önemli liderlerinden biri olarak anılacak ve de özlenecek. Kısa siyasi geçmişi liderlik tutkusu olan herkes tarafından öğrenilecek dersler de barındırıyor. Özellikle de 20 yıldır hala iktidarda olup da doymayanların öğreneceği dersler çok daha fazla.
“Ben insanım, politikacılar da birer insan. Elimizden gelenin fazlasını veriyoruz. Ve sonra da bir zaman geliyor ki bu koltuğu devretmemiz gerekiyor. Benim için de zamanı geldi” diyerek iktidar koltuğunu bırakan Jacinda Ardern gibi türünün tek örneği bir lider arıyorum.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***