Türkiye’nin deprem acısıyla sarsıldığı bugünlerde haberleşme özgürlüğü açısından AKP hükümetince tartışmalı girişimlerde bulunulması ve açıklamalar yapılması tepkilere yol açtı.
Kahramanmaraş merkezli deprem nedeniyle başta Twitter ve Whatsapp olmak üzere sosyal medya haberleşmede ön plana çıktı. Enkaz altından insanlar veya depremden etkilenen kentlerde yakınları olanlar, ilk andan itibaren özellikle sosyal medya platformları aracılığıyla haber almaya çalışıyor. Buna rağmen Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 7 Şubat günü “yalan haber” ifadesiyle medya alanını hedef almasının hemen ertesi günü 8 Şubat’ta saat 15.00 itibariyle internet ortamında yavaşlama hayata geçirildi.
Osmaniye’de Erdoğan’ın “Savcılarımız, insanlık dışı yöntemlerle sosyal kaos çıkarmaya tevessül edenleri belirleyip gereken işlemleri yapıyor. Yalan haber, çarpıtmalarla insanımızı birbirine düşürmeye niyetlenenleri takip ediyoruz. Gün tartışma günü değil günü geldiğinde tuttuğumuz defteri açacağız” açıklamasından sonra haberleşme özgürlüğü kısıtlandı. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), Twitter platformuna erişilmesini sınırlandıracak şekilde bant daraltması uyguladı.
Akdeniz: Twitter’a ayar verilmiş hikaye, bant daraltma gerekçesi nedir?
İfade Özgürlüğü Derneği kurucusu, hukukçu Prof. Dr. Yaman Akdeniz ise, ilk andan itibaren BTK’nın bant daraltması uygulamak için birden fazla hukuki gerekçe gösterebileceğini söyledi ve geçmişte toplumsal muhalefetçe özgürlüklere aykırı uyarılarına rağmen kuruma verilmiş geniş yetkilere dikkat çekti.
“Yazılı kararı görmeden hangisi bilemeyiz. Açık ve net olan ise devletin, deprem çalışmaları devam ederken, Twitter’a yaptırım uygulaması ve hayati öneme sahip iletişimi baltalamasıdır” diyen Akdeniz, BTK’yla Twitter arasındaki görüşmeyle bant daraltmasından vazgeçilmesi açıklamasında şeffaflık olmamasına tepki gösterdi.
Akdeniz, “Hükümet, Twitter konusunda geri adım atmak zorunda kaldı. Twitter’a ‘ayar verilmiş’ işin hikaye kısmı. Sormazlar mı size Twitter ile toplantı yapmak için başka zaman mı bulamadınız diye? Madem toplantıyı açıklıyorsunuz, bant daraltma yaptırımının da gerekçesini açıklar mısınız?” dedi.
Akdeniz, Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Sayan’ın “Twitter Küresel Hükümet İlişkileri Başkanı John Hughes ve Twitter Türkiye’den Sorumlu Kamu Politikaları Direktörü Ronan Costello ile videokonferans ile bir toplantı gerçekleştirdik. Bu yıkıcı afet sürecinde, Twitter’ın ülkemize sorumluluklarını hatırlattık” şeklindeki açıklamasındaki soru işaretlerini gündeme taşıdı. Akdeniz, “Birincisi, önce hiçbir açıklama yapmadan Twitter’a bant daraltma yaptırımı uyguladınız. İki, depremle kritik mücadele devam ederken platformu kullanılmaz hale getirdiniz. Üç, bant daraltma için bulduğunuz kılıfın hukuki dayanağını kamuoyuna açıklamadınız. Dört, ondan sonra toplandınız” tepkisini paylaştı.
CHP Medya ve Kurumsal İletişimden Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı Tuncay Özkan, “Türk milletini Elon Musk’a şikayet edecek kadar gözünüz karardı. Fahrettin Altun (Cumhurbaşkanı İletişim Başkanı), Ömer Fatih Sayan (Bakan Yardımcısı) iletişimi kapatınca ne elde ettiniz? Deprem bölgesindeki sorunlar mı çözüldü? Neye çare buldunuz? Neyin provasını yaptınız? Milletin acısının üzerinden seçim hesabı mı güdüyorsunuz?” tepkisini gösterdi.
BTK’dan sorumlu Bakan Yardımcısı Sayan’ın ise, Twitter’dan neler beklediklerini, “dezenformasyon ve yanlış ihbarlar konusunda güçlü işbirliği, sahte hesaplara yönelik özellikle bu deprem sürecinde hızlı tepki, kendisini savunamayacak durumda olan kişilerin görüntü ve yorumları hakkında hassasiyet, 5651 sayılı yasa çerçevesinde kamu düzenini bozucu içerikler ile can ve mal emniyeti konusunda hassasiyet, hastanelerdeki çocuk ve bebek isimlerinin paylaşılmasına karşı tedbirlerin alınması, cansız bedenlerin paylaşılmasına karşı tedbirlerin alınması” olarak sıraladı.
Bu duruma tepki amacıyla CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın ve Özkan, sosyal medya aracılığıyla yardım çağrısı ve yönlendirmesi yapıldığını belirterek, dün gece BTK önüne de gitti.
Deprem afeti bölgesinde gazetecilere müdahaleler başladı
Bu arada Medya ve Hukuk Araştırmaları Derneği (MLSA) ise, Diyarbakır’da enkaz altında yakınları kalanlarla röportaj yaptığı sırada “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla gözaltına alınan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Mehmet Güleş hakkında dezenformasyon gerekçesiyle yasalaşan “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamasında bulunulduğunu açıkladı. MLSA, Güleş’in adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığını duyurdu.
MLSA’nın yaptığı açıklamaya göre; Güleş hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Türk Ceza Kanunu 217’nci maddesindeki “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” maddesi uyarınca sevk edildiği sulh ceza hakimliği kararıyla adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verildi.
Gazeteci Güleş’le birlikte arama kurtarma gönüllüsü Mehmet Nuri Güzel hakkında da yasal işlem yapıldığı açıklandı. Güleş’in “AFAD burada yok, Halkımız yalnız bırakıldı” sözleri nedeniyle suçlandığı aktarıldı.
DİSK Basın-İş Sendikası da, “Urfa’da yıkılan binayı çekmeye çalışan gazeteci arkadaşlarımız Mahmut Altıntaş ve Sema Çağlak gözaltına alındı. Tüm gücüyle gerçeğin açığa çıkmaması için uğraşan yetkililere sesleniyoruz; Bu gayreti enkaz altında kalan yurttaşlar için gösterin ve arkadaşlarımızı serbest bırakın” açıklaması yaptı.
Hatay’da Halk TV yayınına müdahale edildi
MLSA, Hatay’da HalkTV muhabiri Fırat Fıstık’ın canlı yayınına müdahaledeki “hukuksuzluğa” da dikkat çekti. Fıstık da, Halk TV’ye Hatay’da kendilerine Jandarma personelince “yayın yasağı var” yönünde müdahalelerde bulunulduğunu aktardı.
MLSA, ayrıca Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından Diyarbakır’da gazetecilere turkuaz renkli basın kartı bulundurulması ve yabancı basın mensuplarına ise akreditasyon şartı getirildiğini açıkladı.
Canlı yayında “Biz neden bu deprem derslerinden geçemiyoruz” gibi sözleriyle yaşanan tabloya tepkisini diye getiren Show TV spikeri Dilara Gönder ise, Ciner Medya Grubu’ndaki görevinden istifa ettiğini duyurdu.
Uluslararası medya örgütleri Türk hükümetine seslendi
MFRR (Media Freedom Rapid Response), Türkiye yetkililerine medyaya daha fazla kısıtlama yapılmaması çağrısı yaptı. Açıklamada, “6 Şubat 2023 Pazartesi günü Türkiye’nin Kahramanmaraş ilinde meydana gelen yıkıcı depremlerin ardından, MFRR ortakları, gazetecilerin ve medya çalışanlarının gözaltına alınması, toplumda kin ve nefreti kışkırtmaktan soruşturma açılması, etkilenen bölgelere erişimin kısıtlanması ve sosyal medya platformu Twitter’ın bant genişliğinin daraltılması da dahil olmak üzere basın ve medya özgürlüğü ihlallerine ilişkin çok sayıda ihbar aldı” bilgisi verildi.
Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) de, MFRR olarak çağrı yaptıklarını belirterek, Erdoğan’ın ve RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in açıklamalarındaki hedef göstermeyi işaret etti. EFJ, gazetecilerin yanısıra siyaset bilimci Özgün Emre Koç’un 7 Şubat günü deprem sürecine eleştirileri nedeniyle gözaltına alınarak hakkında işlem yapıldığını anımsattı.