Türkiye’de yaklaşık bir buçuk yıldır süren ve artarak büyüyen kriz nedeniyle temel ilaçlara ulaşılamaması halk sağlığı için büyük endişe yaratıyor.
2021 yılında AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yürüttüğü ekonomi politikası, Türk Lirası’nın değerinin düşmesine neden oldu. İlaç fiyatlandırmasında sabit kur uygulaması sürerken sabit Euro kuru ile güncel kur arasındaki makasın artması ilaç krizini derinleştirdi.
KOCA, SORUNU ÖTELİYOR
Eczacılar en temel ilaçların dahi raflarında bulunmadığını ifade ederken, ilaç krizi hakkında açıklamalarında ötelemeyi sürdüren Sağlık Bakanı Fahrettin Koca son açıklamasında ilaçların üretiminin artırıldığını söyledi ve dünyada hammadde üretimi kaynaklı sorunlar yaşadığını savundu.
Sıklıkla reçetelendirilen antibiyotikler ve çocuk şuruplarının tedariğinde zorluk yaşandığını kabul ederken bu defa 3-4 yerine ‘kısa zaman zarfında’ demeyi tercih etti.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca: “Temininde zorluk yaşanan bazı ilaçların üretimi artırıldı. Şu an mevsimsel hastalıklara bağlı talep artışı, dünyada hammadde üretimi kaynaklı sorunlar var. Kısa zaman zarfında eksikliği hissedilen antibiyotikler, çocuk şurupları dâhil olmak üzere, pek çok ilaç piyasaya verilecek”
İNSANLAR PERİŞAN, ŞURUPLARIN YAZILDIĞI REÇETELERDE SIKINTIMIZ ÇOK ŞİDDETLİ
İstanbul Eczacı Odası Başkanı Eczacı Şeker Pınar Özcan, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın kriz ile ilgili açıklamalarını ve ilaç tedariğinde yaşanan sorunda son durumu Gerçek Gündem’e değerlendirdi.
Özcan, eczacıların hala yeterli sayıda ilaç tedariği yapamadığını, raflarının boş olduğunu vurgulayarak; “Hala çocukların çok basit hastalıklarında kullanılan antibiyotik şuruplar, ağrı kesici, ateş düşürücü şuruplar gibi basit ilaçlarda bile sıkıntımız devam ediyor. Hala yeterli sayıda ilaç yok. Daha önce de bu tarz açıklamaları duyup hala rahatlamadığımızı biliyoruz. Hala aynı şekilde eczanelere, özellikle nöbetlerde, acillerden geceleri çıkan reçetelerde, gündüzleri yine Sağlık Ocakları’ndan, Aile Sağlı Merkezleri’nden çıkan reçetelerde, bu şurupların yazıldığı tüm reçetelerde bu sıkıntımız çok şiddetli bir şekilde devam ediyor. İnsanlar perişan” diye konuştu.
FİYATLANDIRMA NEDENİYLE FİRMALAR İLAÇ VERMİYOR
Bakan Koca’nın ciddi boyutlara ulaşan ilaç krizini hammadde ile açıklamasını eleştiren Eczacı Pınar Özcan, “Sıkıntının tamamen hammadde krizine bağlanması doğru olmaz çok fazla. Çünkü bizim sıkıntımızın asıl kaynağı maliyet hesapları. Hollanda vs. 3 aydır sıkıntı yaşıyor ama biz bunu belki bir buçuk yıldır yaşıyoruz. Bizim yaşadığımız sıkıntının sebebi fiyatlama politikasıyla ilgili. Tedarikteki sıkıntının bu noktaya gelmesinin en büyük kaynağı ilacın piyasalaştırılan bir mal olarak görülüp sadece maliyet hesabıyla bakılması, fiyatlama nedeniyle firmaların ilacı vermemesi. Firmaların bunu yapmamasına engel alacak önlemlerin zamanında yapılması gerekiyordu şu anki perişanlığı yaşamamak için” sözleriyle krizin kaynağını temellendirdi.
İLAÇLARIN TEDARİĞİNİN SAĞLANMASI DEVLETİN GÖREVİ
İstanbul Eczacı Odası Başkanı Eczacı Şeker Pınar Özcan, “Biz eksik olan raflarımızı doldurabilmiş değiliz. Bir tane geliyorsa iki tane geliyor. Ama bizim ihtiyacımız 20 tane, 30 tane, 50 tane” ifadeleriyle eczacıların yaşadıkları zorlukları aktarırken Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıklamalarını şu sözlerle eleştirdi:
“Sorunu böyle ‘1 milyon kutu verdik, biraz daha vereceğiz’ diyerek çözemezsiniz. Sorunun sistemin kökünden değiştirilmesi, ana neden olan etkenlerden çözülmesi lazım. İlacın tamamen tasarruf malzemesi olmaktan çıkartılması lazım. Eczacılık mesleğini olması gereken yere getirmek lazım. Ki ilaç firmalarının hepsi yabancı kökenli. Buralara mahkum olmamız lazım. Yerli ilaç politikası olması lazım. Zamanında bir sürü yerli ilaç firmalarımızı vardı. Bunların hepsi zaman içerisinde yabancı ortaklıklarla birleşti, satıldı. Belki bu yüzden bu duruma geldik. Araştırmaya, geliştirmeye daha çok zaman harcamamız. İlacı bir siyasi herhangi bir malzeme, ticari bir mal olmaktan çıkartmamız lazım. Bundan daha iyi anlayamazdık herhalde. İlaç bambaşka bir ürün. Bunu herhangi bir ticari mal gibi değerlendirip maliyet hesaplarına hapsedip yönetmeye çalışırsanız geldiğimiz nokta bu olur. İlaç stratejik bir üründür. Sağlığı, halkı ilgilendiren bir ürün. Fiyatlamasının, tedariğinin, üretiminin yeniden dizayn edilmesi lazım. Sağlıklı, düzgün bir şekilde eczanelerden tedariğinin sağlanması devletin görevi.”
İLAÇ STRATEJİK ÜRÜN OLARAK KABUL EDİLMELİ
Pınar Özcan, halkın sağlığının korunması amacıyla temel laboratuvar hizmetleri yürüten araştırma ve geliştirme üzerine kurumların siyasi iktidar tarafından kapatıldığını hatırlatarak, “Var olan Hıfzı Sıhha gibi kurumları kapatmak gibi bir anlayışla yönetmeye çalışırsanız, politikalarınızı tamamen özel hastaneleri desteklemek anlamında yeniliklerle, iyileştirmelerle yürütmeye çalışırsanız ama stratejik ürün ilacı ihmal ederseniz bu noktalarda tıkanırsınız. Sistemi doğru kurmak, ilacı stratejik ürün olarak kabul etmek, tedariğini dışa bağımlı olmaktan tamamen kurtarmak zorunlu” dedi.
Kaynak: Gerçek Gündem
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***