Murat Ağırel’in yazısının ilgili bölümü şöyle:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kızılay’a yönelik eleştirilere sert bir şekilde tepki verdi. Ancak gerçek öfke ile örtülemiyor.
(…) Depremin ilk saatlerinde İstanbul’dan Antep Nurdağı ve Kahramanmaraş’a giden biri olarak diğer kurumlar gibi Kızılay da ne yazık ki yoktu.
Peki her felakette yardım için mesaj atan ve yurttaşlardan yardım isteyen Kızılay ve çadırları neden ortada yoktu?
Yanıt vereyim AHBAP’a çadır satmakla meşguldüler. Biliyorsunuz, yardım kuruluşu hüviyetinden sıyrılıp holding olan Kızılay’ın çadır ve konteyner üretim tesisleri var.
Bunu araştırırken bazı bilgiler öğrendim. İddiaya göre Kızılay, depremin üçüncü günü AHBAP’a 46 milyon TL tutarında çadır satışı gerçekleştirmiş. Ayrıca elindeki stokları ve gönderilecek yardımları da cemaat, tarikat, vakıf ve derneklerine yönlendirdiği ileri sürüldü.
“Olamaz” dedim. “İnsanlar canı ile uğraşırken, sırf bugünler için yardım ettiğimiz kurum ticaret yapmamıştır, böylesi bir zamanda elindeki stoğu başkalarına kullandırmamıştır” dedim.
Kızılay yetkililerini aradım şu soruları sordum…
Kızılay 6 Şubat tarihinde ne kadar çadıra sahipti? Kaç çadır dağıttı? Ahbap adlı kuruluşa çadır sattı mı? Satış miktarı kaç adet ve tutar nedir? Başka kurumlara çadır satışı gerçekleşti mi? Kızılay hangi vakıf ve derneklere erzak yardımı yaptı? Miktarı ne kadardır?
Kızılay çadır fabrikasında ve konteyner fabrikasında kaç adet stok vardı? Bu stoklar nerelere dağıtıldı?
Gelen cevapta AHBAP iddiasıyla ilgili şu kısım dikkatimi çekti:
“Ahbap Derneği de bağışçılarından temin ettiği kaynakla bölgede yaşanan barınma ihtiyacına destek olmaya karar vermiş, bu noktada Kızılay’dan temin ettiği çadır kapasitesini AFAD’ın göstermiş olduğu noktalara sevk etmiştir. Kızılay bu süreci afetzedelerin barınma ihtiyacının bir an önce çözülmesi açısından değerlendirmiştir. Çadır üretiminin devamını sağlamak için de ham madde bedelini kabul etmiştir.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***