Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’ndan (KESK) yapılan açıklamada, “Deprem bölgelerinde yapılması gereken en radikal tedbirler için dahi anayasal, yasal engel bulunmamakla birlikte çalışmaların hızlandırılması ve kolaylaştırılması için 10 ilin afet bölgesi ilan edilmesi yeterlidir. Bu nedenle deprem bölgesi için OHAL değil, afet bölgesi ilan edilsin” denildi.
Kahramanmaraş’ta önceki gün meydana gelen ve 10 ilde hissedilen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerden etkilenen 10 ilde Olağanastü Hal (OHAL) ilan edilmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı dün gece Resmi Gazete’de yayınlandı. Gece 01.00’den itibaren yürürlüğe giren OHAL uygulaması 3 ay süreli olacak. Karara, KESK tepki gösterdi.
Depremin yarattığı yıkımın sonuçlarının giderek ağırlaştığına dikkat çekilen yazılı açıklamada, Afet Bölgesi ilan etmek mümkün iken neden OHAL’a ihtiyaç duyulduğunu izaha muhtaç olduğu belirtildi. KESK’in buna ilişkin açıklaması şöyle:
“Haritadan silinme noktasına gelen ilçeler, yerle bir olan iller ve içlerindeki yüz binlerce insanın durumunun yarattığı tarifsiz acılar aynı zamanda hepimize ağır sorumluluklar ve görevler yüklemektedir. Ülkemiz bu anlamda ayağa kalkmış durumda ve yetersizliklerine rağmen büyük bir dayanışma çalışması yürütülmektedir. Bu noktada iktidarın şu ana kadar yürüttüğü çalışma ve faaliyetler, tarihte eşine ender rastlanan böylesi bir felaket ve afet karşısında şaşkınlık ve öfkeye yol açmaktadır. Koordinasyona, planlı ve programlı çalışmaya, iletişime evet ancak dayanışmayı engelleyici, sansürcü ve tekçi politika ve kararlara hayır diyoruz. İktidarın, depremin yaşandığı 10 il için ilan ettiği OHAL kararı da ciddi soru işaretleri yaratmaktadır.
“OHAL’E NEDEN İHTİYAÇ DUYULDUĞU İZAHA MUHTAÇTIR”
Afet bölgesi ilan edilmesi durumunda gerekli tüm çalışmaların yapılması, bütün kamu ve özel işletme kaynaklarının depremzedeler için seferber edilmesi mümkün iken OHAL’e neden ihtiyaç duyulduğu izaha muhtaçtır. Tarihte ender rastlanan bir deprem sürecinde dahi iktidara yönelik böylesi derin kuşku ve kaygıların nedeni bizler değil iktidarın 20 yıllık, özellikle de darbe girişimini ‘lütuf’ olarak gören 20 Temmuz 2016- 18 Temmuz 2018 OHAL dönemi politika ve uygulamalarıdır. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL’in siyasal amaçlar için nasıl kullanıldığı, Anayasa’nın ve yasaların yerini KHK rejiminin aldığı, temel hak ve özgürlüklerin askıya alındığı, OHAL eliyle hukuksuzluğun bir hukuk haline getirildiği göz önüne alındığında çok geniş kesim gibi bizler de kaygı duymaktayız. Deprem bölgelerinde yapılması gereken en radikal tedbirler için dahi Anayasal, yasal engel bulunmamakla birlikte çalışmaların hızlandırılması ve kolaylaştırılması için 10 ilin afet bölgesi ilan edilmesi yeterlidir. Bu nedenle deprem bölgesi için OHAL değil, afet bölgesi ilan edilsin diyoruz.”
Kaynak: ANKA
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***