İSTANBUL – Deprem bölgesindeki 31 cezaevinin risk altında olduğunu belirten İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri, “Ciddi iddialar karşısında bakanlığın açıklama yapması gerekiyor” dedi.
Mereş Bazarcix (Pazarcık) merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen ve 10 kentte yıkıma neden olan deprem 10’ununcu gününe girerken, son verilere göre yaşamını yitirenlerin sayısı 35 bini geçti, 195 bin 962 depremzede ise bölgeden diğer kentlere tahliye edildi. İlk günden depremzedelerle dayanışan İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nin Başkanı Gülseren Yoleri, oluşturdukları kriz masasının çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Oluşturdukları kriz masanın yanı sıra tüm şubelerinin çalışma grubu oluşturduğunu aktaran Yoleri, özellikle deprem bölgesindeki cezaevlerinde tutulan tutukluların yakınlarından çok fazla başvuru aldıklarını söyledi. Yoleri, “Gelen bilgileri bölgedeki şubelerimize ileterek, endişelerine cevap olmaya çalışıyoruz. Göçük altında kalanların aileleri ise, daha çok yakınlarına ulaşamadıklarını, bölgeye intikal eden ekiplerin enkazlara müdahalede bulunmadıklarına dair başvuru yapıyor. Gelen ekiplerin müdahalede bulunmadıklarına dair başvuru yapılıyor. Özellikle arama kurtarmaya yönelik ya da bölgede ihtiyaç dağıtımına ilişkin başvuruları merkezi komisyonumuza iletiyoruz. Yani karşılıklı bir bilgi akışı ile cevap olmaya çalışıyoruz” dedi.
DEVLET ORGANİZASYON SORUNU YAŞIYOR
Uzmanların depreme dair yaptığı uyarıların dikkate alınmamasından dolayı felaketin yaşandığını belirten Yoleri, şöyle dedi: “Önlem alınmış olsaydı hastaneler, okullar yıkılmazdı. Bu ülkede AFAD binaları yıkıldı. Dolayısıyla devletin resmi kurumlarının dahi yıkıldığı bir deprem söz konusu. Yollar kullanılamaz hale geldi, altyapı tamamen iflas etti. Kurtulan insanlar su ve yiyeceğe dahi ulaşamadı. Karda, kışta insanlar yalnız bırakıldı. Zaten göçük altında kalan insanlar için ilk 2 gün neredeyse hiçbir yardım gitmedi. Bugün hala göçük altında olduğu bilinen insanların çıkarılması için termal kamera yok. Ses dinlemek için kullanılan cihazlar eksik. İş makinaları eksik ve olsa dahi iş makinelerini kullanacak kişiler olmadığı bilgileri geliyor. Bunlar yetmezmiş gibi halka gelen yardımlar engelleniyor. Devlet ciddi bir organizasyon sorunu yaşıyor.”
TESPİTLER ÖNEMLİ
Deprem bölgesindeki dernek binalarında da hasar oluştuğunu ve kimi yöneticilerinin göçük altında kaldığını söyleyen Yoleri, diğer kentlerdeki üyelerinin bölgeye desteğe gittiğini kaydetti. Bölgedeki temsilcilikleriyle bir organizasyon gerçekleştirdiğini vurgulayan Yoleri, sorunların tespitinin önemine değindi. Yoleri, “Göçük altındakilere ne şekilde ulaşıldığı, yardımların ulaşıp ulaşmadığı, devletten kaynaklı eksikliklerin neler olduğu, yaşamsal ihtiyaçların halka ulaşıp ulaşmadığının tespiti çok önemliydi. Şubelerimiz kendi imkanları ya da pozisyonları çerçevesinde bölgedeki ihtiyaçların giderilmesine katkıda bulunmaya davet ediyorlar” dedi.
CEZAEVLERİNİN DURUMU GİZLENİYOR
Deprem bölgelerindeki 31 cezaevi ile ilgili ciddi sıkıntıların olabileceğine işaret eden Yoleri, “Depremin ağır yıkıma neden olduğu yerlerde bulunan cezaevlerinin durumu sadece kamuoyuna yansıyan boyutuyla kalıyor. Malatya ve Hatay cezaevlerinde isyan ve firar iddialarının yanı sıra müdahaleler sırasında yaralı ve ölülerin olduğu, buna dair sosyal medya ve televizyonlarda yer alan görüntüleri izledik. Buna yönelik Adalet Bakanlığı, Ceza ve Tevkifevleri Müdürlükleri ile görüşme girişimlerimiz oldu. Milletvekilleri yine avukatların cezaevi iradesiyle görüşme gayreti ve çabası devam ediyor. Başvurularımıza rağmen cezaevlerinde özellikle bir bilgi gizleme durumu olduğunu görüyoruz. Bu ciddi iddialar karşısında Bakanlığın anında açıklama yapması gerekiyor. Ölüm ve silahla yaralanma olduğu bilgileri geliyor. Bu konuda daha önce yapılan açıklamaların çok yetersiz olduğunu görüyoruz” ifadelerini kullandı.
31 CEZAEVİ RİSK ALTINDA
Bölgedeki cezaevlerinde büyük bir kaos yaşandığını söyleyen Yoleri, “31 cezaevi ağır risk altında. Bir hasar durumu var ise depremde yararlanan kaç tutuklu var? Bölgede elektrik, su var mı, yiyecek dağıtımı ne aşamada? Isınma durumu var mı? Isınma sorunuyla ilgili çok sık başvuru alıyoruz. Isınma olmayan, yiyecek ulaşmayan, temiz su olmayan bir yerde tutuklular nasıl idare ediyor? Çünkü dört duvar arasında birçok hasta, yaşlı ve engelli var. Çocuklar ve çocukları olan kadınlar için ne gibi girişimler var. Herhangi bir önlem alınıp alınmadığı muamma. Hasta tutuklular tedavi ediliyor mu? Bunlarla ilgili ciddi bir bilgi boşluğu var. Bu konuda yeterli bilgi verecek olan Adalet Bakanlığı’dır ancak bakanlığın bu konuda hali hazırda herhangi bir açıklaması söz konusu değil” dedi.
RAPOR HAZIRLANACAK
Şube olarak deprem bölgesine gidip, yaşanan hak ihlallerini raporlayacaklarını kaydeden Yoleri, şöyle devam etti: “Deprem kuşağında olan bir ülke olarak ciddi önlemlere ihtiyaç var. Toplumsal muhalefete ihtiyacımız var. Deprem gerçeğine uygun yapılaşma ve önlemlerin alınmasıyla ilgili öncelikle bunu söylemek istiyorum. Çünkü deprem olduktan sonra birçok noktada çaresiz kalıyoruz. On ilde binlerce bina yıkıldı ve on binlerce insan hala göçüğün altındadır. Tüm bunlar önceden hiçbir önlem alınmadığı için oldu. İnsanlar soğukla, açlıkla baş başa bırakıldı. Yani kurtulan kurtulduğuna sevinemedi bile. O yüzden depremle nasıl baş edeceğimizden önce deprem olmadan önce ‘ne yapabiliriz’ meselesine odaklanmalıyız. Bundan başka çaremiz yok.”
MA / Esra Solin Dal
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***