AMED – Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Deprem Kriz Merkezi Yürütmesinden SES Şube Eşbaşkanı Şiyar Güldiken, kentteki çadır alanlarında uyuz hastalığının başladığını belirterek, hastalığın hafta sonu pik yapmasını beklediklerini söyledi.
Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu’nun Deprem Kriz Merkezi Yürütmesinden Sağlık ve Sosyal Hizmetler Emekçileri Sendikası (SES) Amed Şube Eşbaşkanı Şiyar Güldiken, Mereş’teki depremlerden etkilenen 11 il arasında bulunan Amed’te, sağlık alanında yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Yıkılan 7 binanın enkazından 409 kişinin cansız bedenin çıkarıldığı Amed’te hasta sayısını net olarak bilmediklerini ifaden Güldiken, bunun nedeninin yetkilileri Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu Deprem Kriz Merkezi’yle bilgi paylaşmayı durdurması olduğunu söyledi.
Kendi kaynaklarından elde ettikleri verilere göre, Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaklaşık 50 civarında hastanın, Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi’nde de 18 yaş altında bazı hastaların tedavi gördüğünü söyledi. Tedavi altına olanların bir kısmı uzuv kaybı ve empute olanların olduğunu dile getiren Güldiken, dışardan getirilen hasta sayısıyla birlikte Amed’deki hastanelerin doluluk oranının yüzde 60’ta seyrettiğini ifade ederek, “Ancak net sayı ile ilgili bizlerle bilgi paylaşılmıyor” dedi.
Amed’in deprem bölgesi olmasının göz önünde bulundurulduğunda bu doluluk oranının hasta sayısının üzerinde bir kapasite olduğunu vurgulayan Güldiken, özellikle psikiyatri polikliniklerinde ve acil servislerde bir hasta sayısında bir artış yaşandığını bunun da geçici olduğunu düşündüklerini kaydetti.
‘AİLELER ÇADIR KENTE ZORLANIYOR’
Amed’te 7 çadır kentin kurulduğunu hatırlatan Güldiken, burada çadır kentin kurulmasına ilişkin eleştirilerini sürdürerek, “Şimdi de tüm eleştirilerimize rağmen Dicle Nehri kıyısında çadır kent kurarak tüm depremzedeleri oraya taşımak işitiyorlar. Evleri hasar gören ve bu kaygılarından dolayı evlerine giremeyen aileleri, kaldıkları çadırlardan alıp, çadır kente götürmek istiyorlar. Bu yönde de onları zorluyorlar. Mesela son iki gündür onlara yemek verilmiyor. Bunu dile getirdik, bu defa ‘Onların orada kalma ihtiyacı yok ve çadırları başka yere göndereceğiz’ deniliyor. Adeta diyor ‘Onlar keyfi için buradadır’ deme noktasına getiriyor. Bu aslında yönetememe halinin bir göstergesidir” ifadelerini kullandı.
‘UYUZ HASTALIĞI BAŞLADI PİK YAPMASINI BEKLİYORUZ’
Çadır alanlarında uyuz hastalığının başladığını ve bu hafta sonu pik yapmasını beklediklerini dile getiren Güldiken, “Bunu Halk Sağlığı Müdürü de söyledi. Çünkü biliyoruz uyuz hastalığı yüksek. Dokunmayla bulaşan bir hastalık. Bu hastalık zaten deprem öncesi vardı. Özellikle toplu yaşam alanlarıyla birlikte temizlik hijyen kurallarıyla birlikte neredeyse ortadan kalktığı gözlemlendi. Bu hastalığın artacağını da düşünüyoruz aynı zamanda temiz su sorunu var, tuvalet sorunu var, banyo sorunu var. Bütün bunların biran önce hızlıca giderilmesi gerekiyor. Dicle Nehri kenarındaki çadır kentte bunların giderileceğine dair bir bilgi verdiler, ama bunun ne kadar sağlıklı olduğunu söylemek doğrusu mümkün değil” şeklinde konuştu.
‘SAĞLIK ÇALIŞANLARI DA DEPREM MAĞDURU’
Sağlık çalışanlarının pandemi ile başlayan ve depremle devam eden sorunlarına değinen Güldiken, sağlık çalışanlarının da aynı durumda depremzede olduğunu ve mağdur olduğuna işaret etti. Güldiken, sağlık çalışanlarının 24 saatlik çalışmanın ardından mutlaka 48 saat dinlenmelerinin gerektiğini belirterek, bunun sağlanmasını istedi.
Sağlık Bakanlığının, deprem bölgelerinde sağlık çalışanlarının tayin istemesi durumunda hemen taleplerinin karşılanacağına dair açıklamasına işaret eden Güldiken, bunun kötü bir çözüm olduğunu, önemli olanın deprem bölgesinden giden sağlık çalışanları yerine gelecek sağlık personelinin ikna edilmesi gerektiğini kaydetti. Lice Devlet Hastanesi’nin kullanılmaması yönünde hasar raporuna rağmen ve kent merkezinde bazı aile sağlık merkezlerinin hasara rağmen kullanıldığına dikkati çeken Güldiken, “Bir an önce yetkililerin bunlarla ilgili hızlıca çözüm bulamalarını bekliyoruz” diye ekledi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***