Davutpaşalı Adalet Arayan Aileler, AYM kararının uygulanmasını istiyor

Esra ÇİFTÇİ

Artı Gerçek – 31 Ocak 2008 yılında İstanbul Davutpaşa’da meydana gelen patlamada ve yangında 20 işçi hayatını kaybetti. 115 kişi yaralandı. Emek İş Han’ındaki kaçak maytap atölyesinin sahibi de patlama da hayatını kaybetti. Davutpaşalı Adalet Arayan Aileler 01.02.2023 günü yani bugün saat 11.00’de Davutpaşa Patlamasının 15. Yıldönümü vesilesiyle patlamanın olduğu yerde anma yapacaklar. Saat 13.30’da da Bakırköy Adliyesi Konferans Salonu’nda görülecek Davutpaşa Patlama Davası’nın AYM’nin bozma kararından sonraki ikinci duruşmasına katılacaklar. Davanın avukatı Berrin Demir ile hem AYM’nin kararını hem de bu 15 yıllık süreçte neler olduğunu konuştuk.

“10 SANIK HAKKINDA DAVA AÇILDI”

Avukat Berrin Demir, Davutpaşalı Adalet Arayan Ailelerin 15 yıldır adaletin yerine getirilmesi için mücadele ettiklerini söylüyor. Davutpaşa Patlamasının ardından Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının olayla ilgili soruşturma başlattığını, Davutpaşalı Adalet Arayan Ailelerin ise ceza davası açılana kadar 35 hafta Taksim Tramvay Durağında nöbet tuttuklarını ve on sanık hakkında dava açıldığını belirtiyor ve şöyle devam ediyor.

“Mahkeme 6,5 yıl süren yargılamasını 14 Temmuz 2014 yılında tamamladı. Zeytinburnu Belediyesi yetkilileri ve bina sahiplerine çeşitli cezalar verildi. Yargıtay, mahkemenin kararını bozdu. Aileler ve avukatlar olarak kararı kabul etmedik. Eksiklikleri olsa da mahkemenin Yargıtay’dan önceki kararında direnmesini talep ettik. 17 Ocak 2019 yılında Yargıtay kararından sonraki mahkeme süreci tamamlandı. Zeytinburnu Belediyesi yetkilileri iş cinayetinde sorumlu bulunmasına rağmen verilen cezaların iki yılın altında olması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı nedeniyle sanıklar bir gün bile hapis yatmadı”

“AYM YAŞAM HAKKININ İHLAL EDİLDİĞİNE KARAR VERDİ”

Yıllarca süren Davutpaşa Davası’nda çıkan karara itiraz ettiklerini söyleyen Demir, patlamada sorumluluğu bulunan kamu görevlilerine verilen cezaların ertelenmesi ve “yaşam hakkı ihlali” gerekçesiyle davayı Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşıdıklarını belirtiyor. AYM’nin davayı 14 yıl sonra karara bağladığını söyleyen Demir sözlerine şöyle devam ediyor.

“Resmî Gazete ‘de yayımlanan karara göre AYM “yaşam hakkının ihlal edildiğine” karar verdi. Kararın bir örneği yeniden yargılama yapılmak üzere Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. AYM, başvuruculara 1 milyon 200 bin TL tazminat ödenmesini kararlaştırdı. AYM’nin bozma kararını, Hendek Patlaması Davası gibi davalara ve iş cinayetleri davalarında Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) gibi cezasızlık konularındaki vurgusu nedeniyle tüm iş cinayeti davalarına etkisi olacak nitelikte emsal bir karar olduğu için önemli buluyoruz”

“HAKİMİN ÇEKİLMESİNE KARAR VERİLDİ”

AYM’nin bozma kararından sonra, Davutpaşa Patlaması Davası’nın ilk duruşmasının 01.11.2022’de görüldüğünü söyleyen Demir, Bakırköy Adliyesi 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada AYM’nin yaşam hakkı ihlalini konu alan bozma kararından sonra önceki mahkemenin yeniden yargılama yapıp yapamayacağının ele alındığını ifade ediyor. Demir, verilen ara kararda AYM tarafından hak ihlali kararı verilmiş olan yerel mahkeme kararında imzası olan hâkimin AYM’den sonraki yargılamada yer alamayacağından hâkimin davadan çekilmesine, davanın Bakırköy Adliyesi 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verildiğini belirtiyor.

“ANAYASA MAHKEMESİNİN KARARI DOĞRULTUSUNDA ETKİN BİR YARGILAMA TALEP EDECEĞİZ”

Dava boyunca yaşananları aktaran Avukat Berrin Demir son olarak şunları ekliyor.

“AYM 20 işçinin hayatını kaybettiği 115 işçinin yaralandığı bu kadar büyük bir facianın sonunda, kamu görevlilerinin görevi kötüye kullandıklarını, cezalarının düşük olduğunu ve verilen cezaların da hükmünün açıklanmasının geri bırakılması yoluyla cezasızlığa çevirdiği hak ihlalinin kabul edilmesi halinde mağdurların uğradıkları ihlallerin giderilmesi yönündeydi. Oysa ki bu şekliyle mağdurların uğradığı ihlallerin giderilmediğini, adalet duygularının yerine getirilmediğini, hukuk devleti inancının sağlanmadığını ve caydırıcı ilkesinin de ihlal edildiğini söyleyebiliriz. Yine hakimler kararlarının sübjektif unsuru olan kanaatlerini kullanırken bu kadar büyük bir facianın meydana gelmesinde kilit rol oynayan kamu görevlilerinin cezasızlığı yönünde hükmün açıklanması geri bırakılması enstrümanıyla cezasızlığı yönünde bir karar verdiler. Anayasa Mahkemesi, bunun da hukuka aykırı olduğunu, bu hak ihlallerinin giderilmesi yönünde karar verdi. Biz de bugünkü duruşmada Anayasa mahkemesi kararı doğrultusunda bu hak ihlallerinin en iyi şekilde giderilmesi amacıyla sanıkların yargılanmasını ve cezalandırılmasını ve etkin bir yargılama yapılmasını talep edeceğiz”