Türkiye ile Suriye arasında normalleşme süreci ile ilgili görüşmeler/pazarlıklar belli ki yeni olasılıkları da gündeme getiren – daha doğrusu gündemden kaldırmayan – şekilde devam ediyor.
Bugüne kadar gelinen nokta ile ilgili olarak şu fark belirtilmeli: son süreçte şu ana kadar iki ülke yetkilileri birtakım konularda anlaşma adımları atmak için bir araya gelmediler, birtakım konularda anlaşma zemini doğduğu için bir araya geldiler.
Ancak bu, her konuda anlaşıldığı değil, anlaşma konusunda her iki tarafın da kendi tezlerinin diğeri tarafından kabul edileceği ümidini taşıdığı anlamına geliyor sadece. Yani her an eski pozisyonlara dönülebilir. Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın’ın “Suriye’ye operasyon hala bir seçenek” ifadesi bunun bir örneği.
Biraz daha açalım: Türkiye Suriye’den istediği cevapları alamadı. Suriye arada Rusya olmasına rağmen Türkiye’nin normalleşme hamlelerine dikkatli yaklaşıyor ve bu nedenle garanti ya da somut adım istiyor, buna karşılık Türkiye elindeki neredeyse tek malzemeyi kullanıyor, yani operasyon konusunu gündemde tutuyor.
OPERASYON: HER ZAMAN LAZIM OLABİLİR
Bu malzeme ABD’ye karşı da kullanışlı, sandığa gidilecek tarihe yakın olacağından seçim için kullanışlı ve nihayetinde Suriye tarafına karşı “çekilmeyiz, üstüne ülkenizde bulunduğumuz alanı genişletiriz” diyebilmek bakımından kullanışlı.
Suriye cumhurbaşkanı ve dışişleri bakanı düzeyinde, “Türkiye’nin kendi topraklarından şartsız bir şekilde çekilmesini ve terör örgütlerine verdiği desteği sonlandırmasını” istediğini açıkça belirtti.
Bu olursa Suriye normalleşme sürecinden istediklerini alarak çıkabilir ama Türkiye Suriye’deki kozlarının tamamını bir çırpıda kaybedebilir.
ALTIN HİSSE KÜRTLER
Türkiye tarafının (hükümetin) beklentisi ise Suriye’nin “muhaliflere” yönetimde yer vermesi, gelecekte imar pastasından faydalanmak, mültecilerden hükümete sorun oluşturmayacak şekilde kurtulmak gibi başlıklar altında toplanıyor. Ama altın hisse SDG / Kürtler.
İlk üç başlık bir şekilde pazarlık konusu olabilir ve esnek bir tutum sergilenebilir. Ancak iş SDG’ye gelince katı tutum devam edecek gibi görünüyor.
Suriye ile Türkiye arasında bu meseleye bakışta farklılık olduğunu biliyoruz. İleride tutum değişebilir ancak Suriye, SDG’ye karşı Türkiye gibi katı yaklaşım içerisinde ya da en azından Türkiye kadar aceleci değil.
Oysa Erdoğan’ın acelesi var. Seçime surda birkaç ay kaldı ve bir başarı hikayesi lazım. Doğal olarak gözler yine Suriye’ye çevrildi.
TEHDİT VAR MI YOK MU?
Şu soru çok önemli: Suriye’ye operasyon yapılacak kadar büyük bir tehdit söz konusu ise neden “yapacağız, yapmayacağız” denilerek sürekli karar değiştiriliyor? Ya da bu şekilde sürekli karar değiştirildiğine/ertelendiğine göre ortada gerçek bir tehlike var mı?
Hele tam da Suriye ile normalleşmeden bahsedilirken ne oldu da operasyon tekrar gündeme geldi?
Cevabı yukarıda vermeye çalıştık. Aslında Türkiye ile Suriye arasında devam eden süreçte nerelere gelindiğini/ ne olduğunu anlamak çok basit. Ankara’dan yapılan açıklamalara bakın. Eğer olumlu bir açıklama varsa pazarlıklar hükümetin istediği gibi ya da istediğine yakın gidiyor demektir, tersi bir durum olduğunda nasılsa “operasyon yapacağız” deniliyor.
Peki operasyon yapmak mümkün mü? Birkaç aydır operasyona engel teşkil eden şartlar değişmedi. Suriye, Rusya, ABD, İran operasyona karşı. Üstüne Suudi Arabistan ve Mısır da eklendi.
SAHA ŞARTLARI DA MÜSAİT DEĞİL
Suriye ordusu SDG ile birlikte sınırda. Yani olası operasyon Suriye ordusuna karşı da olacak. Tam da görüşmeler sürerken böyle bir hamle süreci berbat etmez mi hükümet açısından? Suriye tarafının dikkatli yaklaşmasının sebebi bu olabilir. Türkiye’den somut adım bekliyorlar. Kürt meselesinin kendi iç işleri olduğunu Türkiye’nin kabul etmesini istiyorlar. Rusya’nın garantörlüğü, araya girmesi Suriyeliler için elbette gözardı edilemez ancak Moskova’nın, Suriye’yi hiçe sayarak sadece Erdoğan’a seçim kazandırmaya odaklandığını kim iddia edebilir?
OPERASYON OLACAKMIŞ GİBİ YAPALIM
Seçim sürecine girdik. Hükümet kendi söylediğine kendisi inanıyor mu, kararlı mı? Bunu bilebilmek mümkün değil. Ama muhataplarına, halka karşı işe yarayacağını düşündüğü bazı senaryoları canlı tutmaya kararlı olduğu anlaşılıyor.
Musa Özuğurlu: Çok sayıda radyo ve TV kanalının haber merkezlerinde editörlük, muhabirlik, program sunuculuğu yaptı. 2010’da TRT Türk’ün Suriye temsilcisi olarak çalıştı. Suriye’de 2011’de başlayan süreci 2016’ya kadar yerinde takip eden az sayıda yabancı gazeteciden biridir. Alanı Suriye başta olmak üzere Ortadoğu. Halen ARTI TV’de hafta içi her sabah 08:00 – 11:00 saatleri arasında “Gün Başlıyor” programını sunmaktadır.
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***