İSTANBUL – Erhan Eser’i katleden polis Hamdi Karaca’nın yargılandığı davada tanıklık eden polisler, Karaca’yı savundu. Mahkeme, başka bir nedenden ihraç edilen Karaca’nın tutuklama talebini reddetti.
Beylikdüzü’nde bulunan Cumhuriyet Mahallesi Hadımköy Yolu Caddesi ile E5 Güney Yolunu bağlayan kavşakta 28 Mart’ta kurulan polis uygulama noktasında “dur” ihtarına uymadığı iddiasıyla polisin açtığı ateş sonucu Kürt genci Erhan Eser (23) katledildi. Eser’i katleden polis Hamdi Karaca, olayın yaşandığı gün gözaltına alınarak, Büyükçekmece İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde ifadesi alındıktan sonra Büyükçekmece Adliyesi’ne sevk edildi. Burada ifadesi alınan Karaca, “adli kontrol” şartıyla serbest bırakılma talebiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne gönderildi.
Hakimlik, Eser’i katleden polis Karaca’yı, “Kamu görevlisi olması”, “Kaçma şüphesinin bulunmaması” ve “Olayda yaralanması” iddiasıyla adli kontrol şartı ile serbest bıraktı. Soruşturmanın tamamlaması ardından 21 Ekim’de Karaca hakkında 2 sayfalık iddianame düzenlendi. İddianamede, polisin Eser’in vurulabileceğini öngörmesine rağmen ateş ettiğini belirterek, “olası kast ile öldürmek” suçlaması ile cezalandırılmasını istedi.
Davanın ilk duruşması Bakırköy 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada fail Karaca, Eser’in ailesi ile Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyeleri hazır bulundu.
KİM DÖRT EL SİLAH SIKTI?
Eser’i katleden Karaca’nın duruşmaya takım elbise ile katılması dikkat çekti. Kimlik tespiti yapılan Karaca, 30 Temmuz’da polislikten başka bir nedenden ötürü ihraç edildiğini paylaştı. Eser’in içinde olduğu aracın kontrol noktasına yaklaştığı esnada ve henüz uyarı yapmadan ilk önce durduğunu ve bu durum nedeniyle “bir sıkıntı” olduğunu düşündüklerini ileri süren Karaca, aracın hareket etmesi ile birlikte ise daha sonra “dur” ihtarında bulunduklarını ve aracın da yavaşladığını söyledi. Daha sonra orada bulunan komiser yardımcısı Ufuk Tarhan’ın aracı kontrol ettiğini ve birden “silah var” şeklinde bağırdığını iddia eden Karaca, aracın daha sonra hızlandığı ve ayağının üzerinden geçerek devam ettiğini ileri sürdü. Daha sonra ise 4 el silah sesi duyduklarını belirten Karaca, “Bize karşı bir silah saldırısı olduğunu düşündüm. Silahımla aracı durdurmak için sol ön tekerleğe ateş etmeye başladım. Beni geçtikten 15 metre sonra atış yaptım” dedi.
Silah sıkması ardından aracın durmadığını söyleyen Karaca, sözlerini şöyle sürdürdü: “Daha sonra hemen koşarak, polis aracı ile takip etmeye başladık. 100 ve 150 metre boyunca aracı takip ettik. Araç daha sonra durdu. Aracın yanına vardığımızda 4 kişi inmişti. Direksiyonda bulunan Erhan Eser ise hareketsiz duruyordu. Yüzünün solgun olduğunu görünce hemen kontrol ettik ve merminin isabet ettiğini gördüm. Kendi aracımızla hastaneye götürmesini sağladım. Hastaneye vardığımızda üzerinde herhangi bir kimlik olmadığı için kimliğini tespit edemedik. Kimlik tespiti yapılamadığı için kan da bulamadık. Bu nedenle kan kaybından yaşamını yitirdi.”
ARAÇTA SİLAH VAR MIYDI?
Mahkeme başkanı, “Araçta silah olduğuna baktın mı?” diye sordu. Fail Karaca ise o esnada silahın olup olmadığını kontrol etmediklerini söyledi. Mahkeme başkanı, ayrıca virajda bulunduğu iddia edilen uyuşturucuyu da sorarak, “Başkası atmış olabilir değil mi? Onlara ait olduğuna emin misin?” şeklinde sordu. Fail Karaca ise, bunu bilmediğini söyledi. Karaca, beraatını talep etti.
ÇELİŞKİYE DİKKAT ÇEKTİ
Söz alan Erhan Eser’in Avukatı Negehan Avçil, Ufuk Tarhan ile arasında ne kadar mesafe olduğunu sordu. Karaca, aralarından 15 metrelik mesafe olduğunu söyledi. Avçil, söz edilen silahın başkaca kimse tarafından görülüp görülmediğini sordu. Karaca ise, ilk aşamada Tarhan dışında kimseyi görmediğini belirtti. Avçil, o esnada olay yerinde olan polis Arif Avcı ile arasındaki mesafeyi sordu. Karaca, aralarından 5 metre olduğunu ve Avcı’nın sicili nedeniyle araç kontrolünde yer almadığını, sadece orada farklı işlerle ilgilendiğini söyledi. Avçil, Karaca’ya ne zaman silah sıkmaya başladığını ve başkaca polisin sıkıp sıkmadığını sordu. Karaca, silah sesleri duymaya başladığı gibi ateş etmeye başladığını ve başkaca ateş ettiğini görmediğini, o esnada diğer polislerin arkasında kaldığını ileri sürdü. Karaca, polis Hacı Uslu’nun ise tam karşısında olduğunu söyledi.
Duruşmada söz alan Avukat İshak Demirel, polis Karaca’nın daha önce verdiği ifadeler ile şu anki ifadeler arasında çelişkiler olduğunu söyledi. Demirel, “Daha önceki ifadede arkadaşlarının güvende, şimdi ise tehlikede olduğunu ifade etti. Hangisi doğru?” sordu. Eser’i katleden polis Karaca, bazı arkadaşlarının güvende, bazılarının tehlikede olduğunu ileri sürdü. Söz alan Avukat Hüseyin Boğatekin, Karaca’nın her şeyin bir saniyede olup bittiğine dair ifadelerini hatırlatarak, “Bir saniye içinde ihtarda da mı bulundu yoksa ateş mi etti?” diye sordu. Karaca, ihtarda bulunduğunu ve daha sonra ateş ettiğini söyledi.
MAHKEMENİN SORUSU
Söz verilen iddia makamı ise Karaca’ya sol ön tekerleğe dair beyanlarını hatırlatarak, aracın 10 ve 15 metre uzaklaştığını bu durumda ön sol tekerleği göremeyeceğini belirtti. Karaca, aracın çaprazında kaldığını iddia etti. Karaca, ayrıca polislerin merminin yere çarptığını ve kıvılcım gördüklerine dair beyanda bulunduğunu söyledi. Bu sırada mahkeme başkanı, “Arka kapıdan nasıl giriyor? Hem yere çarpıyor hem koltuğu deliyor hem de sırtına giriyor. Bu nasıl oluyor?” dedi. Karaca, araç kaportalarının kolay delindiğini ileri sürdü.
ÜSTÜ KAPATILMAK İSTENİYOR
Daha sonra söz alan Erhan Eser’in babası Ahmet Eser, olay yeri keşfinin yapılmadığını ve aracın da olay yerinde olmadığını söyledi. Polisin daha sonra olay yerindeki kovanları da topladığını söyleyerek, oğlunun öldürüldüğünü, üzerinin kapatılmak istendiğini ve şikayetçi olduğunu kaydetti.
TANIK POLİS DİNLENDİ
Polis Ufuk Tarhan, duruşmada tanık olarak dinlendi. Tarhan, o gün grup amiri ve komiser yardımcısı olarak görev yaptığını söyledi. El feneri ile araç kontrolü yaptığını ve Arif Avcı’nın sağ arka tarafından durduğunu, aracın uygulama noktasına gelmeden önce yavaşladığını daha sonra kendilerine doğru geldiğini, bu esnada bir “hareketlenme” sezdiğini, el freni yanında silah gördüğünü, aracın da sonra hızla gaza basıp gitmeye başladığını ileri sürdü. “Silah var” diyerek, bağırdığını ve sağ arkasında durduğunu iddia ettiği Avcı’nın havaya ateş ettiğini ve ardından Karaca’nın inlediğini aktardı. Tarhan, Eser’i katleden amiri olduğu Karaca’nın ise ateş ettiğini görmediğini söyledi. Aracın daha sonra 150 metre ilerde durduğunu bu esnada kendisinin de el feneri ile yol kenarından yolu kontrol ederek gittiğini, Karaca’nın, “ambulans” uyarısı yapması ile birlikte araca binerek, o tarafa gittiğini söyledi.
KOVANLARIN YERİ DEĞİŞTİRİLDİ
Tarhan’a, “Karaca ile aranızda ne kadar mesafe vardı?” diye soran Avçil’e Tarhan, aralarında 40 metre olduğunu söyledi. Ancak Karaca, verdiği ifadesinde aralarından 10 ve 15 civarında mesafe olduğunu söylemişti. Tarhan, Arif Avcı’nın ise arkasında kaldığını ve aralarında 5 metre olduğunu söyledi. Avçil’in sorusu üzerine Eser’in polis aracı ile hastaneye götürülmesine dair polislere bir talimat vermediğini ve Eser’in arkadaşlarının Eser’in kullandığı araç ile hastaneye geldiğini ve bu doğrultuda bir şey demediğini söyledi. Delillerin muhafaza edilmesine dair bir talimatının olup olmadığını soran Avçil’e, Tarhan, “Muhafazaya dair Arif Avcı’ya talimat verdim. İki kişiyi yanına almasını istedim. Arif Avcı’nın anonsu üzerine olay yeri gelip inceleme yaptı” dedi. Avçil, daha sonra kovanlarının yerinin Avcı tarafından değiştirildiğini hatırlattı. Mahkeme, delillerin değerlendirilmesi kısmında bu hususu ele alacaklarını söyledi.
KARACA’YI SAVUNDU
Tarhan’ın ardından Arif Avcı tanık olarak dinlendi. Avcı, Karaca’nın tekerleğe doğru ateş ettiğini ileri sürdü. Avcı, Tarhan’ın aracın uzaklaşması ardından Tarhan’ın kendisine havaya ateş ettiği yerde durmasını istediğini ve bu nedenle orada kaldığını söyledi. Mahkeme, “Kovanlarını ne yaptınız?” diye sordu. Avcı, yolda araçların geçmesi nedeniyle kovanların kaybolmaması için yerlerini değiştirdiğini söyledi. Avcı, Avçil’in sorusuna yanıt vererek, silahın aracın durduğu yerin sağ tarafında bulunan kaldırımda bulunduğu kaydetti. Avcı, aracın ilk duraksadığı ve kendilerinden 20 metre uzaklıkta olduğu yerde silahın bulunduğunu da paylaştı.
Karaca, Avcı’nın beyanlarında yer alan mesafelerde itiraz etti. Dinlenen polis Hacı Hasan Uslu, Eser’in vurulduğu sırada 4 aylık polis olduğunu paylaştı. Uslu, Avcı’nın havaya ateş etmesi ardından bir el silah sesini daha duyduğunu paylaşarak, nereye ateş edildiğini ise görmediğini söyledi.
Dinlenen polis Mehmet Bozgeyik, 24 yaşında olduğunu ve Eser’in vurulduğu gün 6 aylık polis olduğun aktardı. Bozgeyik, Karaca’nın sesini duyması ardından o tarafa baktığını ve o esnada Karaca’nın elinde silah gördüğünü daha sonra ise ateş ettiğini ileri sürdü.
ARAÇ YAVAŞLADI POLİSLER ORADAYDI
Daha sonra Eser’in katledildiği sırada aynı araçta bulunan Cihan Karaş, dinlendi. Karaş, polislerin iddia ettiği 3 el silah sesi duymadığını söyledi. Mahkeme başkanı, Karaş’a metamfetamin kullandığını söyledi. Mahkeme başkanı Karaş’a o gün ne yaptığını sordu. Mahkeme başkanı, “Hayırdı Arnavukköy’e neye gidiyordunuz?” diye sordu. Karaş, “Eve gidiyordum” dedi. Dinlenen Eser’in arkadaşı Ahmet Erdem, polisin aracı durdurmak istediği ancak Eser’in ehliyetinin olmadığını ve bu nedenle durmak istemediğini ve yavaşladığını, bu esnada ve polisin araçta arkadan elleri ile vurarak, “dur dur” dediğini demesi dikkat çekti. Aracın henüz hızlanmadan ateş sesi duyduğunu söyleyen Erdem, daha sonra araçta bulunan Yusuf Örs’ün bacağını tutup bağırdığını ve yaralandığını gördüklerini söyledi. Erdem daha sonra aracın durduğunu kaydetti. Polisin gelip, “Arkadaşınızı alın gidin” dediğini söyleyen Erdem’e mahkeme başkanı, “vurulduğunu biliyorlar mıydı?” sordu. Erdem, “Bence biliyorlardı” dedi. Erdem, iki gün gözaltında kaldıklarını ve bu süre zarfından Eser’in yaşamını yitirdiğine dair kendilerine bir bilgi verilmediğini vurguladı. Erdem, Eser’in öldürüldüğü gün uyuşturucu kullanmadığını belirtti.
Tanıkların dışarı çıkmasıyla birlikte koridorda bulunan Eser’in yakınları tarafından tepki ile karşılandı.
MERMİ ÇEKİRDEĞİ ADLİ EMANETTE YOK!
İddia makamı, söz konusu mermi çekirdeğinin yerden sekip sekmediğinin incelemesinin ve Karaca hakkında devam eden adli kontrol uygulamaların devamını talep etti. Mahkeme başkanı, “Mermi gömleği üzerinden beli olmaz mı?” diye sorması üzerine iddia makamı, yerden sekip sekmediğinin bu şekilde anlaşılmayacağını söyledi.
‘DELİLLER KARARTILDI’
Söz alan Av. Avçil, soruşturmanın etkili bir şekilde yapılmadığını söyledi. Soruşturma aşamasında delillerin özensiz toplandığını ve korunmadığını ifade eden Avçil, delillerin bu haliyle karartıldığını vurguladı. Avçil, Karaca ile tanık polislerin kontrol esnasında bulundukları konum beyanlarına işaret ederek, çelişkiler olduğunu ve bunun bilirkişi ile giderilmesini talep etti. Karaca’nın yakın mesafeden hedef gözettiğini söyleyen Avçil, “Ateş ederken sırt bölgesine denk gelmesi açık bir şekilde hedef aldığını gösteriyor. Ayrıca anlatımlar sekmenin de olmadığını ortaya çıkarıyor” dedi. Avçil’in dışardaki tepkiye işaret etmesi ve toplumsal beklentinin sonucu olduğunu söylemesi üzerine mahkeme başkanı Avçil’e, “Dışarda olanları meşrulaştırmayın” demesi dikkat çekti. Av. Avçil ve Boğatekin, mahkeme başkanına tepki gösterdi.
TUTUKLAMA TALEBİ
Karaca’nın “kamu görevlisi” olması nedeniyle tutuklanmadığını anımsatan Avçil, Karaca’nın şu anda kamu görevlisi olmadığını ve tutuklanması gerektiğini söyledi.
Ara kararını açıklayan mahkeme, Eser’in arkadaşı Yusuf Örs’ün dinlenmesi için hazır edilmesine, Büyükçekmece Adliyesi’nin adli emanetinde bulunduğu belirtilen mermi çekirdeğinin ile kovanının Adli Tıp Kurumu’na (ATK) gönderilmesine ve yerden sekip sekmediğinin incelenmesine karar verdi. Duruşmaya katılma talebinde bulunan avukatların talebini kabul eden mahkeme, sanığın tutuklanma talebini reddederek duruşmayı 26 Nisan’a erteledi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***