Aralarında Burak Bilgehan Özpek, Berk Esen, Soli Özel, İştar Gözaydın, Nezih Onur Kuru, Sezin Öney ve İhsan Dağı’nın da yer aldığı bir grup siyaset bilimci, altı partinin liderlerinden oluşan altılı masaya yönelik altı sorunun yer aldığı açık bir mektup yazdı.
“Siyaset Bilimcilerden Altılı Masa’ya Açık Mektup” başlığı ile yayımlanan metinde, “Bu önemli seçim arifesinde, muhalefet partileri arasında yapılan işbirliğini son derece önemli buluyoruz. Siyasi liderlerin ortak bir yapı etrafında birleşmesinin demokratikleşme sürecine katkıda bulunacağını düşünüyoruz. Ancak yaşanılan pek çok örneğin de gösterdiği gibi, muhalefeti temsil etme iddiasında olan her yapı ve işbirliği modeli seçim zaferiyle sonuçlanmıyor” denildi.
Altılı masaya yönelik altı sorunun yer aldığı mektupta, tartışma konusu olan cumhurbaşkanlığı adaylığına ilişkin “Ortak aday ne zaman ilan edilecektir?” sorusu yöneltildi.
İMAMOĞLU’NA YARGI MÜDAHALAESİNE KARŞI STRATEJİ NEDİR?
Altılı masaya yöneltilen soruların tamamı şöyle:
“1) Medya ve bürokrasiyi büyük oranda kontrol eden bir iktidar karşısında kampanya yapmanın zorlukları düşünüldüğünde, ortak adayın açıklanmasının ertelenmesi birçok muhalif seçmeni kaygılandırmaktadır. Ortak aday ne zaman ilan edilecektir? Altılı Masa’da ortak aday konusunda görüş birliği sağlanamazsa nasıl bir aday seçme yöntemi takip edilecektir?
2) Geçtiğimiz haftalarda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na karşı hukuk kaideleri ve kurallarını çiğneyerek açılan davada siyasi yasak kararı çıkmıştır. Bu süreç, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanması ve İmamoğlu’nun siyasetten menedilmesiyle sonuçlanabilir. Altılı Masa’nın bu yargı müdahalesine karşı ortak stratejisi nedir? İmamoğlu’nun siyasi yasaklı hale gelmesinin ve İBB’ye kayyum atanmasının önüne nasıl geçileceği düşünülmektedir?
3) Seçmenler bu seçimlerde iki oy kullanacaklar: Bunlardan biri Cumhurbaşkanlığı seçimi, diğeri ise milletvekilliği seçimi için olacak. Bu doğrultuda, partiler parlamento seçimlerine ortak bir liste ile mi girecek, yoksa Altılı Masa üyesi partilerin milletvekili adayları birbiriyle rekabet içerisinde mi olacaktır?
SEÇİME ORTAK LİSTE İLE Mİ GİRİLECEK?
4) Anayasamıza göre, yürütme erkinin siyasi denetimi parlamento tarafından yapılır. Dolayısıyla, seçileceği düşünülen başkan adayı Altılı Masanın öngördüğü icraat programını uygulamadığı takdirde, masa üyesi partilerin parlamento dışında bir denetim ve yaptırım uygulaması, anayasaya aykırı bir duruma işaret edecektir. Dolayısıyla, masa üyesi bütün partilerin parlamentoda olması gerekir. Özellikle, Altılı Masa’nın her temsilcisinin yürütme sürecinde de etkin olmayı amaçladığı düşünüldüğünde, DEVA, GP, DP ve Saadet Partisi’nin CHP ve İYİ Parti listelerinden mi seçime girmeleri planlanmıştır? Bu durum Altılı Masa’daki temsilcilerin karar alma süreçlerininin objektifligini nasıl etkileyecektir?
Serbest Görüş:
5) Altılı Masa’nın başkan adayı dahil birçok konuda karar alma usulü oy birliği mi, yoksa oy çokluğu mudur? Eğer masanın karar alma mekanizması oy birliği prensibi ile ilerleyecekse, karar verme süreci tıkanma tehlikesi yaşayabilir ve birçok konuda muhalefet pozisyon belirlemekte zorlanabilir. Böyle bir durumda nasıl hareket edilmesi düşünülmektedir?
6) Altılı Masa liderlerinin omuzlarında büyük bir yük olduğunu biliyoruz. Özellikle başkan adayının belirlenmesi, genel başkanların riskli bir kararın altına imza atmaları anlamına gelmektedir. Her riskli karar gibi, alınacak kararın başarısızlık getirmesi durumunda bir maliyeti olacaktır. Öncelikle milyonlarca vatandaş, binlerce akademisyen, gazeteci ve aktivist büyük bir maliyet ödeyeceklerdir ve onları koruyacak hiçbir garanti yoktur. Başkan adayı kararını alan liderlerin, başarısızlık durumunda kendileri açısından ödemeyi taahhüt ettiği bir bedel var mıdır?”
Mektubun tamamına ve imzacılara buradan ulaşabilirsiniz.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***