Cengiz Anıl BÖLÜKBAŞ
ANKARA – Kocaeli Kartepe İstasyon ŞOK market şubesinde çalışan kasiyer genç kadın, 23 Aralık günü marketin deposunda intihar etti. Market şubesi ertesi gün hiçbir şey olmamış gibi faaliyetine devam etti. Yaşanan intiharın ardından, zincir marketlerin çalışma koşulları ve işçilerin üzerindeki baskılar yeniden gündemde.
Market emekçilerinin çalışma koşullarını yerinde görebilmek için kamuoyunda ‘üç harfli marketler’ olarak bilinen marketleri ziyaret ediyorum Bu marketlerden birinde tanık olduğum manzara hem çoğu kişinin her gün karşılaştığı sıradan bir durum hem de hem de market çalışanlarının çalışma koşullarının bir özeti:
Market çalışanı bir yandan raflara ürünleri diziyor bir yandan da gözünün ucuyla kasaya bakıyor. O sırada bir ses ile elindeki işi bırakıp hızlıca kasaya doğru ilerliyor, “Kerem Bey, öteki kasayı da açar mısınız?” Hızlıca kasada oluşan kısa kuyruğun bitirmek üzere ürünleri geçiyor. Her müşteriye hafif bir gülümsemeyle “Hoş geldiniz” diyor ama yorgunluğunu da yüzünden anlamak mümkün.
ÖĞRETMENLİK HAYALİNDEN MARKET İŞÇİLİĞİNE
Kasadaki yoğunlukta fırsat bularak, market çalışanlarının sorunları üzerine konuşmak istediğimi söylediğimde kabul ediyor ve kısa molasında yaşadıklarını anlatıyor;
İki yıldır mağaza görevlisi olarak çalışan Kerem’in asıl istediği meslek tarih öğretmenliğiymiş. Ancak üniversitede bu dalda eğitim almasına rağmen ülkedeki milyonlarca gencin paylaştığı kaderi yaşıyor. KPSS sınavlarına girse de hayallerinin sonucunda işsizlik gerçeği ile karşı karşıya kalmış. Hem bir şekilde yaşama tutunmak hem de tekrardan döndüğü aile evine yük olmamak için başka alanlarda iş arayışına başlamış. Kısa süre kafelerde çalıştıktan sonra, bir arkadaşının önerisiyle ‘üç harfli marketler’den birine başvurmuş. Bir süre iş başvuruları karşılık bulmamış ancak bazı ‘tanıdıklarının’ araya girmesi sonucunda işe başlayabilmiş. Kerem o süreci şöyle anlatıyor:
‘TORPİL OLMADAN BURADA İŞ BULMAK ZOR’
“Benim gibi birçok işsiz genç var. Herkes bir şekilde iş bulmaya çalışıyor. Bu marketlerde çalışanlara bir bak, çoğunluğu benim gibi üniversite okuyup işsiz kalan gençlerdir. Bir şekilde çalışma düzeni olsun isteyenler, düzenli ve sigortalı iş isteyenler buralara girmeye çalışıyor. Durum böyle olunca, bu marketlere başvuranlar da artıyor. Herkes buralara girmek kolay zannediyor. Ama buradaki işleyiş de tıpkı diğer yerlerdeki gibi. Artık torpilin olmadan, tanıdığın olmadan buralarda iş bulmak çok zor.”
‘İNSAN KENDİSİNİ ‘BİR HİÇ’ GİBİ HİSSEDİYOR’
İş görüşmesinde Kerem’e maaşının düzenli yatacağı, çalışma koşullarının detayları, fazla mesainin karşısında ekstra ücret alacağı, haklarının ne olduğu ve bunları ne zaman kullanabileceği anlatılmış. İlk dönemlerde iş bulmanın ve para kazanmanın verdiği heyecanıyla durumundan memnun olsa da kısa süre bu değişmiş. Kerem’in anlatımına göre çalışma şartları ağırlaşmış, belirtilen saatlerden daha fazla çalışmaya başlamış ve çalıştığı sürede her şeyi kendisi yapmak zorunda kalmış; bir yandan kasaya bakıyor, bir yandan reyondaki ürünleri düzüyor, bir yandan da temizliği yapıyor. Bunun ilk başlarda kısa süreli ve yoğunluktan kaynaklı olduğunu düşünse de zaman geçtikçe bu durum rutin halini almış:
“Aynı anda birçok işi yapmak zorunda kalıyorsun. Reyon düzeyim desen kasada müşteri birikiyor. Bu sefer oraya koşayım diyorsun. Ardından mağaza sorumlusu reyonun düzenlenmediğini görünce seni azarlıyor. İlk başlarda güler yüzle yaklaşan kişi bir süre sonra en ufak şey için bile hakaret etmeye başlıyor. İnsan kendisini değersiz ve ‘bir hiç’ gibi hissediyor. Mobbing uyguluyor. Burada çalışmak için üçe, dörde bölünmesi gerekiyor insanın.”
‘BİTMİŞLİK VE DEĞERSİZLİK HİSSİ’
Süreç içerisinde, ilk başlardaki heyecanın yerini bu sefer ‘bitmişlik ve değersizlik hissi’ aldığını belirtiyor ve vardiya bitiminde eve gidip saatlerce uyumak istediğini söylüyor. Ancak işin kendisi zamanla vardiya saatlerini aşan duruma geliyor. Mesaide yapmak zorunda kaldığı işlerin üstüne bir de mesainin dışında gelen malları taşımak, depoyu düzenlemek, çöpleri atmak ekleniyor:
“Posamız çıkana kadar çalışıyoruz. Eve gideceğim diye hayal kuruyorsun ama gidemiyorsun. İzin günlerin ‘işlerimiz yoğun’ gerekçesiyle iptal oluyor. Kasada gün sonunda açık çıkınca ay sonunda topluca senden kesiyorlar. Molamızı bile tam kullanamıyoruz. Hızlıca yemek yiyip, sigaramızı içip tekrar işimize dönüyoruz. Çünkü en ufak gecikme de hakarete maruz kalacağımızı biliyoruz. Mola saatimizde bile ‘müşteriler birikti’ deniliyor. Erkenden kesmek zorunda kalıyoruz molayı.”
‘AÇLIKLA SINANMAKTANSA İŞLE SINANMAK DAHA İYİ’
Peki neden bu kadar ağır çalışma koşullarına katlanıyor ? Bu soruya cevabı işsizlik oluyor:
“İşi bıraksam başka iş bulmak çok zor. Kendi işimi de yapamıyorum. Şimdi bırakıp gitsem koca bir açlık bekliyor beni. Bu yaştan sonra aileden de bir şey istemekte zorlanıyor insan. Özellikle bu ekonomide yaşamını sürdürmek zor. Açlıkla sınanmaktansa işle sınanmak daha iyi.”
‘SORUNLARA DAİR SORUŞTURMA VE DENETİM YOK’
Market çalışanlarının artan sorunları ile ilgili sorularımızı yanıtlayan Mağaza Market Sendikası yetkilileri de Tuğba Arslan’ın depoda intihar etmesinin ardından aynı mağazada hiçbir şey olmamış gibi işçiler işbaşı yaptığını hatırlattı. ‘Az işçi çalışsın, çok iş yapılsın’ mantığının bir sonucu olarak işçilerin üzerinde artan baskılar bu durumlarla sonuçlandığını Mağaza Market-Sen, daha önce İstanbul Esenler’de A101 çalışanı Muhammed Ali Yaşar’ın tek başına açmak zorunda olduğu mağazada çıkan yangında hayatını kaybettiğini ve A101 sorumlularının olayın üstünü örtüp apar topar mağazayı tekrar açılışa hazırlamaya çalıştığını belirtti.
‘HER GÜN FULL MESAİ YAPILAN MARKETLER VAR’
Mesai kavramının kalmadığı zincir marketlerde az işçiyle kimi mağazalarda her gün full mesai yapıldığını belirten Mağaza Market-Sen, fazla mesailerin ödenmediği hatta kasa veya envanter sayımlarında çıkan açıklarında işçilerin ücretlerinden kesildiğini vurguladı. Sorunlara dair bir soruşturma veya denetim olmadığını dile getiren Mağaza Market-Sen, özellikle pandemi sürecinde kıyasıya rekabet eden zincir marketlerin karından zarar etmemek için işçilerin çalışma yasasındaki birçok hakkını çiğnediğini ve yok saydığını ifade etti.
Market işçilerinin buna karşı mücadele edebilmesi için mağaza mağaza örgütlenmesi gerektiğini işçilerin birliğinin kurulması gerektiğinin altını çizen Mağaza Market-Sen çalışanlara sendikalı olma çağrısı yaptı:
“Market işçileri sendikalı olursa kendilerine dayatılan bu uygulamalara karşı haklarını savunabilir ve sömürü düzeninden kurtulabilir. Bunların önüne geçecek denetim mekanizmalarının kurulması gerekiyor. Bu doğrultuda marketlerde, çalışma saati en fazla 8 saate sabitlenmeli. İşe göre personel sayısı belirlenmeli. Az işçiyle çok iş düzenine son verilmeli. Asgari ücretin altında ücret olmamalı. Mola, haftalık ve yıllık izinler verilmeli. İşçiler koşulları sendikayla değiştirebilir”
İSİG Meclisi duyurdu: ŞOK market çalışanı genç kadın intihar etti
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***