ADANA – Alparslan Kuytul ve 12 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşması 13 Ocak’ta görülecek. Kuytul’un eşi Semra Kuytul, “Önce hapse attılar sonra suç icat etmeye giriştiler” dedi.
Adana Cumhuriyet Başsavcılığı, 9 Mayıs 2022’de tutuklanan Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı Başkanı Alparslan Kuytul’un da aralarında olduğu 9’u tutuklu 13 kişi hakkında yürüttüğü soruşturmayı bir süre önce tamamlamıştı. Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, tutuklulardan Kuytul ve Erol Ardıç’a, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma”, “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma”, “nitelikli yağma”, “cebir, tehdit ve hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” ve “kasten yaralama” suçlamaları yöneltilerek, 38 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.
Tutuklular E.T,, E.E,, R.T,, U.B,, R.B,, A.A,, ve V.T. ile tutuksuz yargılanan A.B., H.A., Ş.S. ve Y.T.’ye ise, “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma”, “nitelikli yağma”, “cebir, tehdit ve hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”, ve “kasten yaralama” iddialarıyla suçlanıyor. Her bir kişi hakkında 30 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası isteniyor. Kuytul ve beraberindeki 12 kişi, 13 Ocak’ta ilk kez hakim karşısına çıkacak.
SARISAÇLI’NIN ALIKONULMASI
İddianamede, yargılanan kişilere iş insanı Koray Sarısaçlı’nın 8 Eylül 2021’de alıkonulması suçlaması yöneltildi. Sarısaçlı’nın vakfın bir dönem yöneticiliği yaptığı belirtilen iddianamede, Kuytul’un, Sarısaçlı ve eşinin mal varlıklarını ele geçirmek amacıyla alıkoyduğu iddia edildi.
VAKFIN TÜM EYLEMLERİ SUÇ!
İddianamede, vakfa dair şu ifadelere yer verildi: “Yapıya mensup şahısların 2015 yılı sonrası anayasal düzene karşı eylem ve söylemlerini arttırmaları, siyasi erki ve güvenlik güçlerini hasım olarak görmeleri ve yapılan ikaz ve uyarılara rağmen eylemlerinde sürekli taşkınlık yapmaları, kolluk güçleri ile çatışmaya girmeleri, idari yaptırımlara uymamaları/para cezalarını ödememeleri gibi sivil itaatsizlik vb. tarzı eylemlerini sürekli hale getirmelerinin nedeninin, yapılanma mensuplarının, yapılanmanın çok güçlü olduğuna inanarak harekete geçmeleri olduğu, yapılanma mensuplarının, mevcut anayasal sistemi İslami bir sistem olmaması sebebiyle desteklemediği, toplumun yozlaşmış olmasına rağmen bir İslam toplumu olduğunu düşündükleri, bu nedenle toplumun öncü bir toplum (Öncü Nesil) haline getirilmesi gerektiği, bu öncü toplumun sistemi değiştirebileceği, en azından sistemin değişme sürecine bu grubun öncülük edeceği fikrini savunduğu(…)”
İddianamede, Kuytul’un “Halkı devlet aleyhine kin/nefrete sürüklemek” suretiyle gerilim ortamı oluşturmaya çalıştığı ve Kuytul’un tek başına “yapının/örgütün yöneticisi” olduğu ileri sürüldü.
Kuytul’un eşi Semra Kuytul, hazırlanan iddianameyi ve suçlamalara dair konuştu. Eşinin daha önce beraat ettiği suçlamaların dosyaya eklendiğini ve vakfın tüm çalışmalarının “suç örgütü” olarak lanse edildiğini belirten Kuytul, iddianamede yer alan Sarısaçlı’nın alıkonulması olayına dair müşteki beyanlarının dışında farklı bir delil olmadığını kaydetti. Eşinin buna rağmen aylardır tutuklu olduğuna dikkati çeken Kuytul, tutuklama kararı sonrası eşi hakkında daha önce başlatılan tüm soruşturmaların davaya dönüştüğünü aktardı. Kuytul, “Önce hapse attılar sonra suç icat etmeye ve dosya yığma çabası içerisine giriştiler” dedi.
‘SUÇ KİTABINA UYDURULUYOR’
Tutuklu kişilerin hem emniyette hem de cezaevinde itirafçılığa zorlandığını ifade eden Kuytul, suçlamalara bakıldığında eşinin “tutuklanması ve susturulması gereken bir insan” olarak görüldüğünü kaydetti. Kuytul, “Ama suç yok ortada. Suç üretilecek, üretilemiyorsa da uydurulacak, uydurulamıyorsa da kitabına uydurulmaya çalışılarak bir müddet kalacak. İddianame bize bunu söylüyor” diye konuştu.
Semra Kuytul, yaptıkları açıklamalar ve konferansların iddianamede “suç” olarak gösterildiğine işaret ederek, kendilerinin hiçbir zaman polisle karşı karşıya gelmek istemediklerini, sokak ortasında işkenceye varan uygulamalara rağmen polise mukavemet etmediklerini dile getirdi. “Bir kumpas dosyasıyla karşı karşıyayız” diyen Semra Kuytul, eşinin kendini İslam’a adayıp, haksızlık ve hukuksuzluğa karşı ses çıkarıp, tevhit hakikatini anlattığı için sürekli baskı ve tutuklamalara maruz kaldığını dile getirdi.
‘SİYASİ SAİKLERLE HAZIRLANDI’
İddianamenin siyasi saiklerle hazırlandığını belirten Semra Kuytul, şunları söyledi: “Anayasal hak olan basın açıklaması ve yılardır tutulan emniyet raporlarında ‘olaysız’ olarak yer alan konferanslarda sözde suç deliliymiş. Daha önce gözalatına alınarak Adana Emniyeti’nde insanlık onuruna yakışmayacak şekilde çıplak işkenceye maruz kalan Furkan hareketi mensupları ilk mahkemede serbest bırakılmışlardı. Saatler sonra yeni bir kararla tekrar tutuklamamışlardı. Geçtiğimiz yıllarda Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin ve Furkan Vakfı’nın terör örgütleriyle bağlantısının olmadığına ve suçsuzluğuna dair TEM’in ve emniyetin istihbarat raporları yayınlanmıştı.”
MA / Hamdullah Yağız Kesen
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***