Bizans İmparatorluğu’nun en önemli eserleri arasında yer alan Kariye, uzun soluklu bir restorasyon sürecinin içinde.
1945 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile müze statüsü verilen Kariye’nin 21 Ağustos 2020 yılında yayınlanan Resmi Gazete’deki Cumhurbaşkanlığı Kararı ile müze ve müze deposu olarak kullanılmasına yönelik 1945 yılına ait Bakanlar Kurulu kararının Danıştay 19’uncu Dairesi kararı ile iptal edilmesi üzerine Kariye Camii’nin Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilerek ibadete açılmasına karar verildi.
Ancak kararın üzerinden geçen 2 yılı aşkın süreye rağmen müze camiye dönüştürülmedi. Camiye dönüştürülme kararından önce de restorasyon kapsamında olan Kariye için 2020 yılında açılış kararı verildi. Herhangi bir gerekçe açıklanmadan açılış ertelendi.
ERDOĞAN’IN TALİMATIYLA YENİ RESTORASYON ÇALIŞMASI
30 Kasım 2020’de Milli Gazete’de yayınlanan yazısında Bekir Şirin, Vakıflar Genel Müdürü Burhan Ersoy ile görüştüğünü dile getirerek açılışın ertelenmesindeki “gerekçeyi” açıkladı:
“Ersoy, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatlarıyla Kariye Camii’nde yeni restorasyon çalışması başlatacaklarını ifade etti. Müslümanların yıllardır hasretini çektikleri Kariye Camii’nin ne zaman cemaatine kavuşacağı hakkında ise yetkililerden henüz bir açıklama gelmedi.”
VAKIFLAR’IN YANITLAMADIĞI SORULAR
Bu haberin üzerinden 2,5 yıl geçti. Keza, Kariye’nin Diyanet’e devrilmesinden de… Ancak Kariye’de hala restorasyon bitmedi. Üstelik tarihi yapıda nasıl bir prosedür ve süreç işlediğini de kimse bilmiyor.
Öte yandan yakından takip ettiğimiz Kariye’nin, öndeki iki kubbesinin geçmişteki halinden de farklı olduğunu gördük.
Bunun üzerine Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne 4 Ocak 2023’te tarihi yapının restorasyon sürecine ilişkin bazı sorular yönelttik:
-Restorasyonu süren caminin kubbelerinin restorasyonunun tamamlandığı ve açıldığı görülmektedir. Yuvarlak olan kubbelerde bugün dilimli bir mimari uygulanmış. Aradaki farkın sebebi nedir?
-Fresk ve mozaiklerde nasıl koruma yöntemi uygulandı?
-Yapının statik problemleri mevcut mu? Mevcutsa bu problemlerin giderilmesi için nasıl bir yöntem uygulandı?
-Restorasyon kaç yıldır sürüyor?
-Restorasyonun ne zaman bitmesi öngörülüyor?
-Cami olarak ibadete açıldıktan sonra müze fonksiyonunu koruyacak mı? Koruyacaksa nasıl bir uygulama gerçekleşecek?
-Son olarak restorasyonu süren yapıyı ziyaret etmek mümkün müdür?
HABER “UYGUN GÖRÜLMEMİŞ”
Vakıflar 9 Ocak’ta “04.01.2023 tarihli Kariye Camii ile ilgili haber talebiniz incelenmiş olup, başvurunuz ilerleyen süreçlerde değerlendirilmek üzere Makam tarafından uygun görülmemiştir” yanıtını aldık.
Fresk ve mozaikleriyle dünyadaki eşsiz yapılardan biri olan ve bugün kentin en önemli kültürel mirasları arasında yer alan Kariye’de neler olduğunu bilmiyoruz. Çünkü Vakıflar Genel Müdürlüğü, Kariye’yi sır gibi saklıyor.
HORA’DAN KARİYE’YE: BİR MANASTIR HİKAYESİ
Kariye, Hora (Köy) adıyla Hazreti İsa’nın doğumundan 600 yıl önce Bizans İmparatoru Justinianos tarafından yaptırıldı.
Bazilika tarzında yapılan bina bugünkü Kariye’den daha küçük bir yapıya sahipti. Depremde yıkılan yapı 11’inci yüzyılda Kommenoslar tarafından yeniden inşa ettirildi.
İstanbul’un 1204 yılındaki Latinler tarafından işgali sırasında ciddi bir biçimde tahrip edilen Hora Kilisesi, Bizans’ın kenti geri almasının ardından çok sonra 14’üncü yüzyılda yeni onarılır. Dönemin önemli aristokratlarından İmparator Andronikos’un da yakın arkadaşı Theodor Metokhites, harap haldeki kilisenin restorasyon masraflarını karşılar ve dönemin en iyi usta sanatçılarıyla çalışır. Yaptırdığı ek yapılarla kilise bugünkü görünümünü alır.
METOKHİTES’İN KARİYE’Sİ
Usta belgeselci Süha Arın, Kariye’ye için yaptığı belgeselde Metokhites’in kiliseye gösterdiği özeni şöyle anlatır:
“Onu devrin en usta sanatçılarına ipek bir halı titizliğine dokutup insanlık tarihine armağan eder.
Metokhites, İstanbul’un çevresindeki tatlı ve tuzlu sulardan toplattığı renkli taş ve mermerlerle Kariye’ye unutulmaz bir kimlik kazandırır. Metokhites, bir doğulu sabrıyla kendi yaşamının görkemini Kariye’nin duvarlarına taşırken sanki onu kendi hüzünlü sonunun tek ve sadık dostu olarak hazırlar.”
İstanbul’un fethinden yaklaşık 60 yıl sonra 1511 yılında Hora Kilisesi, camiye dönüştürülerek Kariye Camii adını alır.
Freskler ve mozaikler tahta perdelerle kapatılarak korunur. Ana binaya eklenen minarenin yanı sıra Osmanlı İmparatorluğu büyük salona bir mihrap ekler. Osmanlılar Kariye’yi yaklaşık 400 yıl camii olarak kullanırlar.
1945 yılında müze olan Kariye Camii, 2020 yılında Cumhurbaşkanlığı Kararı ile yeniden camiye dönüştürüldü. Tarihi yapı hala ziyarete açılmadı.
Kaynaklar
Süha Arın Kariye Belgeseli
Doğan Kuban İstanbul 1600 yıllık bir müzedir
Kariye – Bir Anıt , İki Anıtsal Kişilik Theodoros Metokhites’ten Thomas Whittemore’a
Fotoğraf: Eski İstanbul Fotoğrafları Arşivi
Kaynak: Gerçek Gündem
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***