İZMİR – İnşaatlarda yaşanan iş cinayetlerinin patronların kar hırsı ve kamu kurumlarının denetimsizliğinden kaynaklandığını vurgulayan Dev Yapı-İş Genel Başkanı Özgür Karabulut, patronlarla birlikte kamu yetkililerinin de yargılanması gerektiğini söyledi.
İzmir’in Bornova ilçesinde 30 Aralık 2022’de Viven İnşaat’a ait Viven Tower şantiyesinde bir kule vincin devrilmesi sonucunda 2’si vinç operatörü 6 işçi yaşamını yitirdi. Kamil Tunca Caddesi’nde yapımı süren yaklaşık 32 katlı bir rezidans inşaatında kurulu vinç, 19’uncu kat seviyesinde kırılarak yıkıldı. Vinç parçaları ise işçilerin barındığı konteynerin üzerine düştü. Geçtiğimiz haftalarda kule vincin güvenilir olmadığına ve kamp alanının bulunduğu bölgeden taşınmasına ilişkin 10’a yakın sayıda tutanak tutulduğu ortaya çıkarken şirket sahipleri bunları dikkate almadı.
İnşaatta çalışan Yıldırım Sarı, Fesih Çiftçi, Baykal Gürbüz, Ali Şükrü Duru, Aslan Akkaya ve Ümit Kara’ya isimli işçiler yaşamını yitirirken, olayla ilgili başlatılan soruşturmada ise 4 kişi gözaltına alındı. İnşaat firmasının sahibi Emrullah Yolçi, şantiye şefi Muhammet Yolçi ve İş Güvenliği Sorumlusu Fikret Kamil Aydın İzmir’de, vinç firması sahibi İ.K ise İstanbul’da gözaltına alındı. Olayla ilgili soruşturma devam ederken, şüpheliler çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
AYDIN’DA DA VİNÇ KAZASI
Bu olayın tepkileri devam ederken, bugün de Aydın Söke ilçesinde Söke Organize Sanayi Bölgesinde bulunan bir fabrikanın inşaatı sırasında iş malzemesi taşıyan vincin kopan bomu, işçilerin çalıştığı çatıya düştü. Çöken çatıdan düşen işçilerden Erol Erben olay yerinde hayatını kaybetti, yaralanan Erol Aras ise 112 Acil Sağlık ekiplerince Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Olaya ilişkin 7 kişi gözaltına alındı.
ÇOKLU İHMALLER ZİNCİRİ
Yaşanan iş cinayetlerine ilişkin konuşan Devrimci Yapı, İnşaat Ve Yol İşçileri Sendikası (Dev Yapı-İş) Genel Başkanı Özgür Karabulut, İzmir’de yaşananları “daha fazla kar daha fazla kan” diye tarif ettiklerini söyledi. Çoklu ihmaller zinciri yaşandığını söyleyen Karabulut, “Birincisi kamp alanının inşaat sahasında olması kazalara, cinayetlere davetiye çıkarıyor. Daha önce de işçilerin kamp alanının buradan taşınması yönünde talepleri olmuş. Ama taşınmamış ve bugün işçilere mezar oldu. İkincisi kule vince kapasitesinin üzerinde artırım yapıyorlar. Normalde en fazla 60 metreye kadar yükseltilebilecek vinci 100-120 metreye çıkarmışlar. Bir makinaya gereğinden fazla yük binince kaza olmaması mümkün değil. Bunu öngörememek mümkün değil. Biliyorlar ama 10 tonluk vinç kiralamak daha pahalı. Onu yapmak yerine daha ucuza işi bitirmeye çalışmışlar” dedi.
‘KAMU DA YARGILANMALI’
İzmir’de yaşananların diğer şantiyelerden farksız olmadığını vurgulayan Karabulut, inşaatlarda her gün en az 1 iş cinayetinin yaşandığını fakat toplu ölümlerde dikkat çektiğini belirtti. İşçilerin önlenebilir nedenlerden kaynaklı ölüme sürüklendiğini dile getiren Karabulut, “Devletin cezasızlık politikasından güç alıyorlar. Bunun için uzman olmaya gerek yok. Sıradan bir işçi gözüyle bakıp değerlendirebilir. Daha fazla kar etmek için işçilerin kanına girdiler. Denetimsizlik ve kontrolsüzlük de var. Yine cezasızlık politikası başımıza bunları getiriyor. Patronlar parayla günah keçisi buluyorlar. Mahkeme süreci hiçbir zaman işin asli sahiplerine kadar uzanmıyor. Sadece inşaat yetkililerinin ceza alıp almamasından ziyade denetim yapmayan kamunun da soruşturulması gerekir. İş cinayeti davalarında kamu yöneticilerinin de ceza almasını sağlamak için mücadele ettik. Ama soruşturma izni verilmedi. Burada devletin ceza ve denetim sorumluluğu da var. Denetim yapmadığı için oradaki ilgili kamu kurumlarının da yargılanıyor olması lazım” ifadelerini kullandı.
ÖRGÜTLÜLÜK VE DENETİM VURGUSU
İş cinayetlerini ortadan kaldırmanın tek yolunun bağımsız denetim mekanizmaları olduğunu kaydeden Karabulut, alanda faaliyet yürüten sendika ve meslek örgütlerinden oluşan heyetlerin denetimi ile şantiyelerin çeki düzen alabileceğini dile getirdi. İşçilerinde örgütlenmesi gerektiğine vurgu yapan Karabulut, “İşçilerin sendikalı olduğu şantiyelerde düzen oluşmuş oluyor. Bu konuda 3’üncü havalimanı ve Finans Merkez şantiyelerini kıyaslıyoruz. Havalimanında örgütlenme faaliyetimiz yoktu. Her gün kazalar ve cinayetler yaşanırdı. Oradan daha büyük yaşam alanına ve daha karmaşık bir çalışma düzenine sahip Finans Merkez şantiyesinde sendikaların varlığından kaynaklı daha fazla önlem alınmış. İşçi örgütlüyse denetim sağlanabiliyor ve facialarla karşılaşılmıyor. Yaşamak ve yaşatmak için örgütlenelim ve mücadele edelim” diye konuştu.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***